Fransız-Amerikalı uluslararası hukuk profesörü ve aktivist 73 yaşındaki Frank Romano, yıllardır Filistinlilerin haklarını savunuyor. Romano, aynı zamanda Off Broadway’de ve ABD’nin New York şehrinde sinema oyuncusu. İşgalci İsrail’in açık hava hapishanesinde yıllarca direnen Filistinlilerden etkilenip Müslüman olan Romano, daha önce Gazze Şeridi’ne uygulanan abluka ve insani kriz nedeniyle temel gıda ve ilaçlara erişemeyen sivillere destek olmak için düzenlenen “Özgürlük Filosu” ve “Handala”ya katılmıştı. Son olarak 31 Ağustos’ta İspanya’dan kalkan ve Akdeniz’den hareket eden Küresel Sumud Filosu’nda da yer alan Romano, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ambargoyu kırmak ve sivillere yardım koridoru açmak amacıyla filoda bulunuyordu. Ancak geçtiğimiz günlerde Küresel Sumud Filosu, işgalci İsrail donanmasının hedefi oldu. İşgal güçleri yasa dışı şekilde gemileri ve aktivistleri alıkoydu. Spectre gemisinde Frank Romano da yer alıyordu. Yeni Şafak Pazar olarak; Küresel Sumud Filosu’nda İhlas Suresi’ni okurken çekilen bir video ile gündeme gelen Romano ile tutuklanmadan önce, filoya katıldığı ilk günden itibaren telefonuyla kayda aldıklarını ve yaşadıklarını konuşmuştuk. İşte Romano’nun işgal güçleri tarafından gözaltına alınmadan önce kendi ağzından yaşadıkları ve Gazze’ye insani yardım götürme çabaları:
Sözümüzü eyleme dönüştüreceğiz
Küresel Sumud Filosu’nda Spectre isimli teknede yer alan Frank Romano, Barselona’dan denize açılan aktivist gruplardan biri olarak Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla Halk Koridoru’nu (People’s Corridor) takip eden isimlerden. Romano, “Dostlarım ve çalışma arkadaşlarımla birlikte Gazze’ye doğru yelken açıyor olmaktan onur duyuyorum. Soykırıma maruz kalan Gazze halkına destek olmak için buradayız” demişti.
Romano yola çıkış gayelerini ise şöyle özetliyor: “Teknedeki insanlar harika, atmosfer muazzam. Herkes birbirine destek veriyor. Gazze’deki kardeşlerimize doğru yürüyoruz. Tüm tekneler ‘Filistin’e özgürlük’ diye bağırıyor. Koridorlardan geçip ablukayı kıracağız, ardından karadan yapılacak eylemlerle birlikte, İsrail’i ve onu destekleyenleri geri çekilmeye zorlayacak, Filistinlilerin kendi topraklarında özgürce yaşamasına yardımcı olacağız. Ve sonra dünyayı, büyük iş dünyası çıkarlarının yönettiği o askerî-endüstriyel kompleksin pençesinden özgürleştirmeye başlayacağız. Onların tek amacı para. Bizimse önceliğimiz insanî değerler. Biz sözümüzü eyleme dönüştüreceğiz. İnsanlığı, koşulsuz sevgiyi ve şefkati öncelik haline getireceğiz.” Romano, bu zorlu yolculuk için ise şu bilgileri vermişti: “Ne yazık ki geçtiğimiz günlerde Küresel Sumud Filosu’na ait beş tekneye saldırı gerçekleşti. Bizim Spectre teknemizde ilk patlama mutfak civarında oldu. Ardından üst güvertede güçlü çarpma sesleri duyduk. Kısa sürede bunun gaz bombasına bağlı olduğu anlaşıldı. Mürettebatımız hızlı davrandı. Etkilenenleri battaniyelere sardık, gemiden uzaklaştırdık. Ardından içeri çekilip can yeleklerimizi ve gaz maskelerimizi taktık. Gece boyunca birkaç kez daha benzer atışlar olmuştu. Ekip morali yüksek, ancak geceyi neredeyse hiç uyumadan geçirmiştik. Ayrıca, Tunus’ta saldırıya uğradığı bildirilen Alma teknesini de yakından tanıyoruz. Yangın söndürüldü ve tekne hâlâ ayakta. Bu olaylar, insani yardım taşıyan sivil teknelere yönelik tehditlerin gerçek ve somut olduğunu gösteriyor. İsrail’in sabotaj girişimleri yeni değil, tüm kanıtlar en muhtemel failin İsrail ajanları olduğunu gösteriyor. İsrail hükümeti sözde bize Aşdod Limanı’na gidip yardımı teslim etmemiz koşuluyla Gazze’ye ulaşabileceğimizi söyledi. Ancak böyle bir öneriye güvenimiz yok. Gazze’de yaşananlar bir soykırım niteliği taşıyor. Tonlarca yardımın adil ve etkili biçimde dağıtılacağına dair bir güvenimiz yok. Ayrıca İsrail’in tutumu çelişkili. Bir yandan bizim Gazze sularına varışımızı ‘ablukayı ihlal’ olarak tanımlıyor, diğer yandan limana gidersek ‘durmayacaklarını’ söylüyorlar. Bu çelişki bizi tatmin etmiyor. Bu nedenle filoyla birlikte Gazze’ye doğrudan ilerlemeye kararlıyız.”
Kaybedecek çok şeyimiz var
Romano, Gazze’deki durumun “gerçek bir soykırım” ölçüsüne vardığının altını özellikle çiziyor ve Khan Yunis, Rafah ve Gazze’deki tanıdıklarıyla sürekli temas hâlinde olduğunu söylüyor. “Onlar bana ‘Herkes nerede? Dünya nerede?’ diye soruyorlar. Kendilerini terk edilmiş hissediyorlar” diyen Romano, bölgeye ulaşma girişiminin her şeyi kaybetme riski taşıyan kişiler tarafından alınmış istisnai bir karar olduğunu dile getiriyor. “Vazgeçmiyoruz. Dayanışma içindeyiz ve Gazze halkının mücadele ve acılarını dünyaya göstermek için risk almaya razıyız” diyen Romano, “Onlara insani yardım götüreceğiz ve hem onlara hem dünyaya Gazze’deki insanların unutulmadığını göstereceğiz. Batı Şeria’daki halk da kalbimizde. Filistinlilerin başlattığı ve askerî-endüstriyel komplekse karşı yürüttüğü direnişi kalbimizde taşıyoruz. Bu mücadele sadece Filistin’i kurtarmakla kalmayacak. Dünya, bu büyük sermaye ve çıkar odaklı oligarşiye karşı nasıl direnileceğini Gazze’den öğrenecek. İsrail’i hem denizden hem karadan kuşatarak uluslararası kamuoyunda fikir değiştirecek bir baskı yaratacağız. Gazze’nin direnişi bize yol gösteriyor” açıklamasını yapmıştı.
Filonun misyonunun yalnızca yardım ulaştırmakla sınırlı olmadığını vurgulayan Romano, bu yolculuğun Filistin mücadelesine dikkat çekmek açısından da kritik olduğunu belirtmişti. Romano, “Eğer Gazze halkı yiyecek, su ve ilaca erişebilseydi, Batı Şeria’daki gibi en azından normal bir yaşam sürebilseydi, biz de bu kadar büyük bir operasyon düzenlemek zorunda kalmazdık. Ancak durum çok vahim. Bizler sadece Gazze’deki çaresiz halk için yiyecek, ilaç ve su taşıyoruz. Bu korkunç soykırıma maruz kalan insanlar için buradayız. Bu son değil, bir başlangıç. Pes etmeyeceğiz. Tekrar tekrar geri döneceğiz. Ta ki İsrail, ABD’nin desteğiyle Gazze’den çekilene ve Filistinliler kendi ülkelerinde çocuklarını güven içinde büyütebilene kadar. Biz Filistin’in özgürleşmesine katkı sunmaya çalışıyoruz, Filistinliler de bize kendi özgürlüğümüz için ilham veriyor” demişti. “Bizim kaybedecek çok şeyimiz var. Ailelerimiz, mesleklerimiz var” ifadelerini kullanan Romano, “Ama bu yolculuk keyfi bir gezi değil. Filistin halkının mücadelesini görünür kılmak için alınan büyük bir risk. Uluslararası sulara girmek, bir bakıma bürokratik savaşı kazanmak demek ama ardından yeni zorluklar bizi bekleyecek. Uluslararası sulara girdiğimizde, yolculuğun muhtemelen en zor bölümünü geride bırakmış olacağız. Tabii Gazze’ye vardığımızda karşılaşacağımız zorluklar ayrı bir sınav olacak” şeklinde konuşmuştu.
Uyanın ve hükümetlerinize baskı yapın
Romano, “Bizi bekleyin, geliyoruz. Bu korkunç işgalden ve soykırımdan kurtuluşunuz için, devriminiz için samimiyetle yanınızdayız. İnsani yardım getiriyoruz ve daha pek çok tekneyle beraberiz. Filistin özgür olana dek asla durmayacağız” sözleriyle Gazze halkına mesajını iletmişti. Romano, dünya kamuoyuna hitap ederek, vatandaşları hükümetlerine baskı yapmaya çağırdı: “Uyanın ve hükümetlerinize baskı yapın. İsrail’e silah göndermeyi durdurmaları, bu korkunç soykırımı ve Filistin işgalini desteklemeyi bırakmaları için baskı yapabilirsiniz. Filistinlilerin normal bir yaşam sürmelerini ve bağımsız bir ülkeye sahip olmalarını engelleyen bu politikaları sonlandırın.” Yapılabilecek somut eylemleri sıralayan Romano, “Yapacağınız her jest değerlidir. Bilgisayardan bir mesaj göndermek, bağış yapmak, desteğinizi göstermek. Ama en önemlisi hükümetinize siyasi ve sokak baskısı yapmaktır. Gösteriler, imza kampanyaları, parlamenterlere ulaşmak” demişti. Romano, özellikle Fransa ve ABD’deki vatandaşlara, “Çünkü eğer harekete geçmezseniz, özellikle Fransa ve ABD gibi ülkelerde hükümetleriniz silah göndermeye ve bu işgali sürdürmeye devam ediyor. Hükümetinizi bu soykırımı durdurmaya zorlamazsanız, fiilen suç ortağı olursunuz. Unutmayın, hükümetlerinizin liderleri de uluslararası hukuk önünde sorumlu tutulabilir. Bu yüzden şimdi uyanın ve harekete geçin. Filistin’i özgürleştirmek için sesinizi yükseltin. Eğer hükümetiniz bu katliama ortaksa, siz de doğrudan sorumlusunuz. Bu yüzden şimdi müdahale edin” sözleriyle seslenmişti.