Sumud Filosu, gıda ve diğer insani yardımlarla yola çıkınca, aklıma birçok şey düştü. Umut, kararlılık, binlerce kilometre uzaktan masum Gazze halkına uzanan yardım eli, din, ırk, siyasi duruş gözetilmeden, insanlığın iyiliği için bir araya gelmiş binlerce yürek, deniz üzerinde bir yolculuk yapacak. Ne kadar sürer, nasıl bir yolculuk olur, hedefine ulaşabilir mi bilemiyorum ama başarılı olsun olmasın, şu ahir zamanlarda, gelecek için umudumuz bu gemilerde saklıdır bizim.
Osmanlı donanmasında en çok kabuklu gıdalar tercih ediliyordu
Gemide yolculuk, uzun sürdüğünde besinler taze bulundurmak mümkün değildir. Bu yüzden insanlar, daha çok saklanabilir nitelikteki kuru gıda ve konserveleri tüketirler. Peksimet, bisküviler, kuru meyveler, turşular, konserveler gibi yüzlerce yıl, gemi yolculuklarında kullanılan gıdalar oldular. Yüzlerce yıl önce, İspanyol korsanların dişlerini döken, kanamalara neden olan ve “denizin laneti” diye tanımladığı skorbüt hastalığı, işte tam da bu yüzden, taze sebze meyveyi uzun süre yemediklerinden başlarına geliyordu. Zamanla Avrupalılar limon, portakal sularını konsantre ettiler ve C vitamini ihtiyacını böyle giderdiler. Şükürler olsun ki Sumud konvoyunda doktorlar da var ve muhakkak gıdayla ilgili tedbirleri de almışlardır. Osmanlı donanmasında da en çok tercih edilen C vitamini kaynakları limon, portakal, nar gibi kabuklu gıdalardı. Özellikle nar, daha uzun süre saklanabildiğinden bu hastalığa karşı bir önlem olarak bulunduruluyordu. Sirke, suya katılarak kullanılıyor hem suyu sterilize ediyor hem de az miktarda C vitamini sağlıyordu. Özellikle Kırım Seferi’nde bu yiyeceklerin adı geçmektedir. Artık gemilerde mikrodalga fırınlar bulunuyor ve saklanabilir gıdalar uzun süre bozulmayacak şekilde katkılarla yapılıyor. Her ne kadar günlük yaşamda katkılı gıdalara mesafeli olsam da böyle özel durumlarda yenmesi gerektiğine inanıyorum. Dileğim bu katkıların, bilim insanlarınca, sağlığa zararsız hale getirilmesi. Bugün, eskiden ve yeniden iki denizci tarifi vermek istiyorum Sumud Filosu’nun anısına. Biri Osmanlı donanmasında pişen etli bulgur pilavı, diğeri ise günümüz mutfağından bir yemek olacak. Sağlıkla, mutlulukla geçen bir hafta sonu dilerim.
Etli bulgur pilavı
MALZEMELER:
1 su bardağı bulgur
1 litre su
2 yemek kaşığı zeytinyağı veya sadeyağ
1 çay kaşığı tuz
100-150 gram tuzlanmış koyun eti
YAPILIŞI:
Bulguru bir kapta ayıklayıp yıkayalım.
Zeytinyağını veya sadeyağı ısıtalım.
Bulguru ekleyip ve 1-2 dakika yağda karıştırarak hafif kavuralım.
Su, tuzu ilave edelim.
Kuru eti küçük parçalar halinde doğrayıp ekleyelim.
Tencerenin ağzını kapatıp 20 dakika pişirelim.
Afiyet olsun.
Tortilla dürüm
MALZEMELER (1 kişilik):
1 adet hazır tortilla ekmeği
1 küçük paket vakumlu füme hindi veya tavuk dilimleri
2 yemek kaşığı hazır humus veya salsa sosu
1 yemek kaşığı konserve karışık sebze
Rendelenmiş kaşar veya cheddar
Baharat: Karabiber veya hazır taco baharatı (küçük poşetlerde)
YAPILIŞI:
Tortilla ekmeğini elektrikli ızgara veya mikrodalgada 20-30 saniye ısıtalım.
Tortillanın ortasına humus veya salsa sosunu sürelim.
Füme hindi/tavuk dilimlerini, konserve sebzeleri ve varsa rendelenmiş kaşarı ekleyelim.
Karabiber veya diğer baharatı serpip, tortillayı sıkıca saralım.
Afiyet olsun.