Halit Bekiroğlu tarafından kaleme alınan “Düşünce Mola” isimli kitap, İlke Yayınevi arasından okurla buluştu. Bekiroğlu, bu kitabında hayatının son on yılında dünyanın farklı coğrafyalarında verdiği molaları çeşitli hikayelerle ele alıyor. Bu molalarını yol hikayesi” olarak tanımlayan yazar, bazen yurt dışında, bazen ise dolaşırken sosyal, siyasal ve kültürel meseleler hakkında okurla fikirlerini paylaşıyor. Her molanın yeniden başlamak için bir fırsat olduğuna değinen yazar, hayatın bir yolculuk olduğuna inandığını belirterek Peygamber Efendimizin “Benim dünya hayatım ile ilgim, bir ağacın altında mola vermek gibidir” sözünden iham aldığını belirtiyor. Bekiroğlu, bu yolculuğunu hakikatin arayışı yolculuğuna dönüştüğünü de sözlerine ekleyerek “Yazdıklarımı o günün şartlarında değerlendiriyorum. O gün gördüklerimi bugün farklı görebilirim ama ana fikir olarak temel düşüncelerimizin ve hayatın kaidelerinin aslında çok da değişmediğini on yıla yayılmış yazıları tekrar okuyunca fark ettim” diye konuşuyor.
ÖZBEKİSTAN’DAN İRAN’A
Kitabında ilk olarak Özbekistan ziyaretini ele alan yazar, burada sembollerin kıymetini anladığını belirtiyor. Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te Ramazan ayında yaşadıklarını anlatan Bekiroğlu, “Ne kadar acıdır ki Taşkent’te Ramazan ayını fark etmek için ciddi gayret göstermek gerekiyor. Ulu orta yenen yemekler, gittiğiniz yerlerde size ikramda bulunma teşebbüsleri Ramazan ayında karşılaşabildiğimiz çelişkilerdir. Günlük hayattaki Ramazan heyecanını duyamayanlar için mescitler alternatif mekânlardır. Buralarda gencecik hafızlar saatlerce Kur’an ziyafeti çekerek adeta dışarıdaki maneviyat eksikliğini telafı etmektedirler” diye anlatıyor. İran gezisine de kitabında yer veren Bekiroğlu, “ On yıl önce gittiğim İran’da bugünü dünden ayıran en sembolik örnek, tercih edilen renkleridir. 96’da ‘siyah renk’ kadın-erkeği ile her tarafa hakim iken bugün İran’da her renge rastlamak mümkün. İran’da siyahın gerileşmesi yerini grinin renkleşmesine bırakmış durumda” sözleriyle aktarıyor.
MEÇHULE YOLCULUK
Seyahat etmek için uzunca listelenen şartların oluşmasına gerek olmadığına inandığını belirten yazar, “Yola revan olmanın kendi başına anlamlı olduğuna ve ‘meçhule yolculuk’ gibi aynı anda çok farklı dünyaları yaşattığına hep inandım. Zihnimizi açacak, gönlümüzü zenginleştirecek ve bedenimizi farklı iklimlere alıştıracak seyahatler, küçücük dünyalarımızı büyütecek ve mevcut halimize önemli katkılar suncaktır” diyerek “Bir günde Avrupa turu” başlığıyla okura deneyimlerini sunuyor. “Erbakan’ı yeniden anlamak, şehitlerin yazdığı tarih, Asım’ın yeni nesli, sığ gündemin dışına çıkmak, Kudüs serencamımız” gibi daha pek çok başlık altında düşüncelerini okurla paylaşan yazar, “Parçalanan hayatlar” başlığında şu düşüncelerine yer veriyor: “Tevhid inancının en kabul etmeyeceği şey, hayatı parçalara ayırmaktır. Çünkü tevhid bütünleştirmektir, birleştirmektir.”