Erzurum’un Pasinler ilçesinde tarihi kümbetteki kazıda bulunan ve üzerinde “Sultan Alaaddin” yazan sandukadaki mezarın Selçuklu Sultanı II. Alaaddin Keykubat’a ait olduğu ileri sürülüyor. Kafkas Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Dr. Muhammet Arslan’ın Selçuklu’nun kaynak yazarı İranlı tarihçi İbn Bibi’ye dayandırdığı araştırmaya göre, 1250’lerde zehirlenerek öldürüldüğü iddia edilen sultanın ve annesi Gürcü Hatun’un mezarı bu kümbette yer alıyor. DNA testine gönderilen kemiklerin Keykubat’a ait olduğu kesinleşirse kemikler yerine defnedilecek, ve kümbet yeniden ihya edilecek. Detayları Arslan’dan dinledik…
Keşif süreci nasıl başladı?
Doktora tezimi yazarken çağdaş kaynakların birinde İbn Bibi’nin babasının Selçuklu sarayında memur olduğunu, eve dönünce ise yaşananları ona not ettirdiğini gördük. Burada II. Keykubat’ın Erzurum’da öldüğünden bahsediyor. Diğer kaynakları da taramaya başladım. Onlarda da benzer bilgilerin olduğunu gördüm. Erzurum civarındaki türbeleri araştırdım. Pasinler’de köylülerin “Sultan Alaaddin Türbesi” diye adlandırdıkları bu türbeye rastladım. Araziye çıktık. Kümbet kalıntısı tamamen toprak altındaydı. Kümbetin kazı sonrası ortaya çıkan görünümü tamamen Selçuklu’nun mimarisiyle aynı formda inşa edildiğini gördük.
Peki Sultan Alaaddin Türbesi olarak adlandırılan bu yerin Sultan’a ait olduğu bilinmiyor muydu? Kaynaklar ne diyor?
Tabi, hiçbir bilgi yok. Bir türbe var fakat kime ait olduğu çağdaş kaynaklarda yok. Şimdiye kadar araştırılmamış ve konu hakkında bir yayın yapılmamış. 1940’larda İbrahim Hakkı Konyalı yayın yapıyor fakat orada da yanlış bilgiler var. Kümbetin Selçuklu mimari formu, en sonunda ise sandukada “Bu kabir Sultan Alaaddin’in” diye başlayan ancak kırık olması nedeniyle okuyamadığımız bölüm, kaynakların da Alaaddin’in burada öldüğünü işaret etmesi araştırmalarımızı buraya yoğunlaştırdı.
Sizce bu keşif neden önemli?
Çünkü kayıp bir sultan mezarını ortaya çıkaracak. Şuana kadar Selçuklu Sultanları’nın bilinen türbeleri Konya’da ve Sivas’ta. 3. bir sultan mezarı olması bakımından önemli. Bir diğer nokta ise Sultan’ın zehirlendiğine dair iddialara kaynaklarda rastlanıyor. Mahmut Aksarayi de zehirlenme ihtimalini ima ediyor. Biz de bu bunun üzerinde duruyoruz. Çünkü II. Giyaseddin Keyhüsrev ölmeden oğlu II. Keykubat’ı veliaht ilan ediyor. Güçlü bir devlet adamı olan Celalettin Karatay bölünme tehlikesini görünce üç oğlu aynı anda sultan ilan ediyor. II. İzzeddin Keykavus Moğollar ile görüşmeye giderken Karatay ölüyor. O da II. Alaaddin Keykubat’ı gönderiyor. Ortanca kardeş Kılıçarslan, Moğollarla işbirliği yapacağını düşünerek emirlerine Keykubat’ı zehirleme emri vermiş.
Neden Konya’ya defnedilmiyor peki?
Moğolistan seyahati ihtimalle yaz ayındaydı. Hal böyle olunca Erzurum’dan Konya’ya cenazeyi getirmek ayların sürmesi, cesedin bozulup kokması anlamına geleceğinden Erzurum’da defnedilmiş olabilir. İkincisi de zaten zehirlendiği için kardeşleri sahip çıkmamış olabilir.
Gürcü Hatun önemli bir figür