İstanbul sokaklarında kitap kokulu bir yolculuk

İstanbul’un Kültürel Yüzü: Cağaloğlu, Sultanahmet, Beyazıt adlı kitap sadece İstanbul’un değil ülkemizin tarihi dokusu üzerine de uzun soluklu bir yolculuk. Cevat Özkaya editörlüğünde hazırlanan ve 33 yazarın katkı sunduğu kitapta Beyazıt’tan Sirkeci’ye kadar uzanan bir yayıncılık tarihine şahit oluyorsunuz.

Beyazıt Cami ve Küllük Kahvesi

R. RUVEYDA OKUMUŞ

Tarih boyunca birçok medeniyete merkezlik etmiş olan İstanbul, aynı zamanda bir kültürel başkenttir. Kendine özgü havasını daima koruyan, son derece hızlı bir şekilde değişime uğrasa da birtakım öğelerini muhafaza eden; sadece Asya ile Avrupa’yı birleştiren değil, edebiyatı, tarihi ve sanatıyla geçmişle bugün arasında bir köprü olan şehirdir İstanbul… Nitekim İstanbul Ticaret Odası(İTO) şehrin bu özelliğinin farkında olarak geçtiğimiz aylarda “İstanbul’un Kültürel Yüzü Cağaloğlu, Sultanahmet, Beyazıt” başlıklı bir eser yayınladı. Kitapta İstanbul’un kadim semtlerinden Cağaloğlu, Sultanahmet ve Beyazıt’ın tarihi dokusu, yayın, edebiyat ve kültür mekanları anlatılıyor.

Bugün sizleri bu kitap eşliğinde İstanbul sokaklarında kısa da olsa bir tarih ve kültür yolculuğuna çıkarmak, pandemi dolayısıyla çok uzak bir geçmişteymiş gibi duran bazı kültür muhitlerini de hatırlatmak istiyorum. Ama öncelikle kitap hakkında birkaç bilgi paylaşayım:

Türkiye’nin en köklü yayıncılarından biri olan İstanbul Ticaret Odası tarafından Cevat Özkaya editörlüğünde yayınlanan kitap, 37 yazarın hatıra, izlenim ve araştırmalarından oluşuyor. Anılar, fotoğraflar ve belgelerden hareketle İstanbul’a ruhunu veren mekanlara hak ettikleri anlamı kazandırmayı amaçlıyor. Kitapta söz konusu semtlerin kültür muhitleri olan kahvehaneleri ve kıraathaneleri, sahafları, kütüphaneleri, basın ve yayıncıları, vakıfları, kitap fuarları kapsamlı olarak ele alınıyor. Babıali, Sultanahmet ve Beyazıt’la ilgili resim, fotoğraf, çizim, gazete ve dergi kupürü gibi görsel malzemeler eşliğinde okuyucu tarihi bir yolculuğa çıkıyor.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/03/21/01/39/resized_78815-dd7436a611.jpg

Beyazıt ve Cağaloğlu taraflarında Küllük Kahvesi, Çınaraltı kahvesi, Mahmutpaşa kahvesi, Sarafim kıraathanesi, Arif’in kıraathanesi, İkbal kahvesi, Meserret kahvesi ve Marmara kahvesi bir zamanlar önemli kültür muhitlerindendi. Meşhur edebiyatçılar, şairler, yazarlar, basın ve yayın dünyasından simalar, esnaflar, sanatçılar, üniversite hocaları hatta öğrencilerin müdavimi olduğu bu kültür muhitleri 1980’lerde eski parlak günleri kaybetti ve tarihe karıştı. Edebiyatçılar, kıraathanelerde konuşulanlardan kimi hangi kıraathanenin müdavimi olduğuna kadar pek çok gözlem ve anılarını çeşitli yazılarında okuyucuya anlatmakta.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/03/21/01/40/resized_d4d81-7c4d60d013.jpg

BÜYÜK YANGIN VE SAHAFLAR

Beyazıt semtinin bir zamanlar en önemli kültür muhitlerinden birisi de Sahaflar Çarşısı’ydı. 1894 depremine kadar Kapalıçarşı içinde yer alan sahaflar bu hadiseden sonra Beyazıt Cami’nin hemen yanında o tarihlerde hakkakların da yer aldığı baraklara yerleştiler. Bir tarafında İstanbul Üniversitesi Beyazıt Devlet Kütüphanesi diğer taraftan Kapalıçarşı Kalpakçılar caddesinden Cağaloğlu ve Babıali’ye bir güzergâh oluşturmasıyla Sahaflar Çarşısı bir kültür merkezi haline gelmişti. Pek çok hatırat, köşe yazısı, roman ve ressama konu olan tarihi Sahaflar Çarşısı 1950’deki yangınla tamamen kül olur. Yangından sonra belediye tarafından çarşı yenilenir ve 1952’de sahaflar yeniden açılır. Hem kitap alışverişi yapılan hem de buraya gelen kültür-sanat ve edebiyat erbabının bir araya geldiği Sahaflar Çarşısı, 1980’lerin sonundan itibaren eski fonksiyonunu kaybederek daha çok yeni kitapların satıldığı sahaf kültürünün sona erdiği modern bir çarşı görünümü almıştır.

BEYAZSARAY ÇARŞIŞI VE DİNİ YAYINCILIK

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/03/21/01/41/resized_51871-a01b2dcf12.jpg

BABIALİ’NİN DÜNÜ BUGÜNÜ

Cağaloğlu semtinde yer alan Babıali başlangıçta sadrazamın hem ikametgâhı hem de resmî işleri yürüttüğü bir binanın adı olmuş 19. yüzyılın ortalarında artık sadrazamın ikametgâhı ve devlet işlerini gördüğü mekânın ötesinde bütünüyle Osmanlı hükümetini kastedecek biçimde kullanılır hâle gelmiştir. Günümüze gelinceye kadar pek çok yangın, isyan vb. tarihi hadiselere sahne olan Babıali, Cumhuriyet döneminde de önemini sürdürmüş ve İstanbul Valiliği olarak kullanılmaya devam etmiştir.

OSMANLI ARŞİVLERİ YERİNDE OTEL

Osmanlı’nın son yüzyılında Babıali kompleksinde çeşitli devlet dairelerinin yanı sıra bir arşiv binası (hazine-i evrak) da bulunmaktaydı. Babıali’ye ait evrakların muhafaza edildiği Hazine-i Evrak (Osmanlı Arşivi) binası 1848’de tamamlanır. 1853’de resmi açılışı yapılan Hazine-i Evrak’ta muhafaza edilen arşiv belgelerinin Meşrutiyet döneminde başlayan tasnifi Cumhuriyet döneminde de devam etmiş ve araştırmacıların kullanımına da sunulmuştur. Hazine-i Evrak binasının ihtiyacı karşılamaması üzerine 1988’de Sultanahmet’te yeni bir bina inşa edilir. Tarihi Hazine-i Evrak binası ise 2008’de restore edilerek okuma salonu olarak kullanılmıştır. 2013’de Osmanlı Arşivi’nin tamamı Kağıthane’ye taşınmış ve buradan hizmet vermeye başlamıştır. Bu tarihi hadise ile Babıali, Cağaloğlu ve Sultanahmet çevresinde ilim erbabının bir araya geldiği bir kültür mahfili daha tarihe karıştı. Sultanahmet’teki Osmanlı Arşivi binasının yerinde bugün lüks bir otel bulunuyor.

Kimler geldi kimler geçti

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/03/21/01/37/resized_2ed68-8ddb1ea002.jpg

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2021/03/21/01/37/resized_a8b15-c9f349bd03.jpg