YILMAZ YILDIZ
1995’in sonlarında yolumun kesiştiği gazetem Yeni Şafak’ın 30. Yıl Özel Sayısı’nın editörlüğünü yapmak da nasip oldu. Elhamdülillah. Gurur ve duygusallık içerisinde, gözlerim yaşararak bu satırları yazabilmeme vesile olanlara minnettarlığımı ifade etmeyi bir borç biliyorum. Kapısından mesleki olmasa da insani büyük hayalleri olan toy bir delikanlı, çaylak bir gazeteci adayı olarak girdiğim Yeni Şafak, benim ve benim gibi yüzlerce insanın hayatına yön veren bir okul olmuştur. Bedenen ayrı olduğum, Anadolu Ajansı’ndaki Finans Haberleri Müdürlüğü ile noktalanan 11 yıllık kurum dışı vazifemi saymazsak, hep Yeni Şafak’laydım aslında. 2023 Nisanında yazı işleri müdürü olarak döndüğümde, o sıralar henüz Bakanlık vazifesi almamış Grup CEO’muz Ömer Bolat’ın, Genel Yayın Yönetmenimiz Hüseyin Likoğlu’nun ve eskimeyen tüm dostlarımın gülen yüzleriyle “Yuvana hoş geldin Yılmaz” deyişleri de bunun kanıtıydı. Var olsunlar…
YENİ ŞAFAK'I ÇAĞIRAN YILLAR
Genel Yayın Yönetmenimiz, “30. Yıl özel Sayısı yapacağız” dediğinde hepimiz heyecanlandık. Fikirler ortalarda uçuştu adeta. Hem acısıyla tatlısıyla anılarımızı, hikayelerimizi bu yolla ölümsüzleştirecek, hem de 30 yıllık yayın tarihimizde şahitlik ettiğimiz, toplumsal ve siyasal gelişmeleri tarihe not düşecektik. Gazetemizin yayın hayatına başladığı yıllar aslında hem siyasi, hem ekonomik, hem de medya dünyası açısından sancılı süreçlerin yaşandığı bir dönemdi. Milli ve manevi değerlerimizin toplumda ve siyasette yükselişe geçtiği lakin statükocu, darbeci egemen yapının bunu tehdit olarak gördüğü bir dönemdi. Hatırlanacağı üzere, ülkeyi 28 Şubat’a götürecek süreçte ‘İrtica’ yaftasıyla, dini değerlere sahip çıkanlar, bebek katili terör örgüt PKK’dan daha büyük tehdit olarak gösterilmeye çalışılmıştı. O dönemde dindar, başörtülü, sakallı, namaz kılan insanlar kamu kurumlarında, okullarda, üniversitelerde çalışamaz, hatta kapısından içeri bile sokulmazdı. Medyada da birkaç gazete ve dergi dışında bu insanların çalışabileceği kurum yoktu. Ana akım medyada, merhum Necmettin Erbakan’ın ifadesiyle ‘Bir kısım medya’da, bu değerlere sempatisi olanlar dahi barındırılmazdı.
KARANLIK BİR DÖNEMDE SÖKTÜ ŞAFAK
Tam da Yeni Şafak’ın sökme vaktiydi… Faili meçhullerin, siyasi cinayetlerin, toplumsal olayların yaşandığı karanlık bir dönemde “Türkiye’nin önü aydınlık” manşetiyle yayın hayatına başladı Yeni Şafak… Vesayetin karşısında dik bir duruş sergileyen Yeni Şafak, direnenlerin sesi, hak arayanların umudu, milli iradenin tecellisinin takipçisi, ifade özgürlüğünün en güvenli limanı oldu.
BASKILARA BOYUN EĞMEDİK
Yeni Şafak’ın bu duruşundan rahatsız olanlar, bedel ödetmeye kalkıştı. Gazetenin sahibi Albayrak ailesi haksız bir soruşturmaya tabi tutulmuş, ailenin fertleri gözaltına alınıp, işkenceye maruz bırakılmıştı. Hiçbir baskıya boyun eğmeyen Yeni Şafak, 27 Nisan e-muhtırasından, Gezi olaylarına, 17-25 Aralık kumpasından 15 Temmuz darbe ve ihanet girişimine, her zaman milli iradenin yanında yer aldı. Yeni Şafak aynı zamanda bir okul oldu. Bugün bizler dahil, çok sayıda medya kuruluşunda yöneticilik yapmış ve yapmakta olan gazeteci bu okulda yetişti.
SONSUZ TEŞEKKÜRLER
İşte tüm bu süreçleri içerisinde barındıran bir özel sayı hazırladık. Bu sayımızda Yeni Şafak’ın çok bilinmeyen, birkaç ay yayınlandıktan sonra baskıya son vermek durumunda kalınan ilk yayın dönemine de büyüteç tuttuk. Özel sayımızda eski yayın yönetmenlerimizden, müdürlerimizden, editörlerimizden ve yazarlarımızdan çok sayıda isimle görüştük, onların ve gazetemizin hikayesini dinledik ve sayfalarımıza aktardık. Verdikleri röportajlarla, gönderdikleri yazılarla hem geçmişteki anılarımızın canlanmasına, paylaşılmasına vesile oldular hem de deneyimli gazeteciler olarak genç meslektaşlarımıza, okurlarımıza fikri anlamda çok değerli bir eserin bırakılmasına vesile oldular. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere özel sayımıza, görüşlerini, mesajlarını ve duygularını paylaşarak katkı veren kıymetli siyasilerimize, iş dünyasının değerli temsilcilerine, şu an farklı kuruluşlarda başarıyla mesleklerini icra eden yolu Yeni Şafak’tan geçmiş kıymetli dostlarımıza, özel sayımızın hazırlanmasında emeği olan tüm mesai arkadaşlarıma teşekkürler.
FARKIMIZ YAYINLARIMIZDA
Farkımız yayınlarımızda Yeni Şafak yayın hayatına başladığı günden beri yazarlarıyla öne çıkan bir gazetedir. Bugün aramızda ilk günden beri yazan Hayrettin Karaman Hocamız, Mustafa Kutlu, Gökhan Özcan, Yusuf Kaplan, Mehmet Şeker var. Sayfaları yüzlerce yazara ev sahipliği yapan Yeni Şafak, bugün de yazarlarıyla dikkat çeken bir gazete. Evet, siyasi ağırlık bir gazeteyiz. Ancak gazetecilik aynı zamanda bir kültür faaliyetidir. Yeni Şafak bu konuda da iddialı bir yayın kuruluşudur. Hem yetiştirdiği insan kaynağı ile hem de bu alanda yazan, üreten herkese sayfalarını açıyor. Kültür-sanat dünyamızda yaşanan gelişmeleri için haftada 4 gün yayınladığımız kültür-sanat sayfamız var. Bu alanda özellikle genç yazar ve sanatçılarımıza önem veriyoruz. Haftada 5 gün düşünce günlüğü sayfamız var. Yazarımız olmayan, entelektüel birikime sahip kalemi güçlü, alanlarında uzman kişilerin yazılarına okurlarla buluşturuyoruz. Her Pazar, aynı şekilde, gençlerin, kadınların, daha soft haber severlerin ilgiyle okuduğu Pazar eki ile çıkıyoruz. Kitap eki konusunda Yeni Şafak, rakipsiz bir yayın kuruluşu halinde artık. 15 Temmuz’da şehit verdiğimiz mesai arkadaşımız Mustafa Cambaz, fotoğraf tutkunuydu. Mustafa Cambaz anısına her yıl fotoğrafçılık yarışması düzenliyoruz. Bu yıl üçüncüsünü yaptığımız yarışma ile hem fotoğrafçılığı, fotoğraf sanatçılarını teşvik ediyoruz, hem de şehidimiz Mustafa Cambaz’ın ismini yaşatıyoruz.