Kesi ve dikiş olmadan delik kulak zarı tedavisi

Kulak zarındaki deliğin tamiri genel olarak 2 yöntemle yapılıyor. Birincisi klasik yöntem olarak da adlandırılan kulak kepçesinin arkasından yapılan bir kesi ile gerçekleştirilen operasyon. İkinci yöntem ise hiçbir kesi yapılmaksızın kulak deliğinden endoskop yani kamera ile girilip gerçekleştirilen onarım işlemidir. Op. Dr. İbrahim Akın, kapalı sistemle yapılan kulak zarı tamiri hakkında önemli bilgiler verdi.

Yeni Şafak
Kapalı yöntemle yapılan operasyonda ağrı sorunu kesi olmadığı için çok az oluyor.

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. İbrahim Akın, kulak zarının insanda işitme sisteminin en önemli kısımlarından birini oluşturduğunu söyledi.

Op. Dr. Akın, “Travma, geçirilen kulak hastalıkları, yabancı cisimle kulak karıştırma, yükses sese maruz kalma gibi nedenlere bağlı olarak kulak zarında delik oluşabilmektedir. Buna bağlı olarak da hastalarda işitme kaybı, kulağa sıvı kaçmasına bağlı tekrarlayan kulak enfeksiyonları oluşabiliyor ve bu durum hasta için hayat kalitesini bozan ciddi sıkıntılara sebep olabiliyor” diye konuştu.

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. İbrahim Akın, son zamanlarda kapalı sistemle yapılmaya başlanan kulak zarı tamiri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Hiçbir kesi yapılmadan kulak deliğinden tedavi

Kulak zarındaki deliğin tamirinin genel olarak 2 yöntemle yapıldığını kaydeden Op. Dr. İbrahim Akın, “Birincisi klasik yöntem olarak da adlandırdığımız kulak kepçesinin arkasından yapılan bir kesi ile gerçekleştirilen operasyondur. İkinci yöntem ise hiçbir kesi yapılmaksızın kulak deliğinden endoskop yani kamera ile girilip gerçekleştirilen onarım işlemidir.Öncelikle en önemli fark kesi işleminin yapılmamış olmasıdır. Buna bağlı olarak dikiş alınması sorunu da ortadan kalkmaktadır. Bu yöntemle operasyon süresi ve hastanın anestezi aldığı süre çok ciddi azalmakta, ağrı sorunu kesi olmadığı için çok çok az olmaktadır. Kapalı sistemle yapılan operasyonun bir diğer önemli avantajı da hastanede kalış süresinin ve işe dönüş süresinin ciddi oranda azalmasıdır. Genelde hastalarımı aynı gün içinde taburcu ediyorum, 2 ila 3 gün içerisinde de hastalar günlük hayatlarına dönüyor. Teorik olarak böyle bir parçanın vucudun başka bölgesinden alınması zorunludur. Birçok bölgeden alınsa da genelde tragal kartilaj dediğimiz kulak deliğinin hemen önündeki çıkıntı tarzındaki bölgeden alınmaktadır. Bu parçanın alınması şekilsel veya estetik alamda bir probleme sebep olmuyor. Operasyon sonrası hastalarımızdan ıkınma, öksürme, hapşırma, ilk 14 gün içerisinde uçak yolculuğu gibi kulak içindeki basıncı arttıracak durumlardan kaçınmasını istiyoruz. Diyet anlamında bu operasyona özgü bir kısıtlama bulunmuyor. Kapalı yöntemle yapılan operasyonda duş kısıtlaması da bulunmuyor. Genelde hastalarımızı 5, 10 ve 20. günlerde kontrole çağırıyoruz daha sonrada uzun dönemde de 1 defa görmek istiyoruz” dedi.

HAYAT
'Depresyonu yenen molekül araştırması'na ödül

HAYAT
8 aylık bebek sanıldı dev miyom çıktı

HAYAT
Spor öncesi içtiği ilaçlar böbreklerini bitirdi