Çin'de yayılan koronavirüs salgını Türkiye'ye kadar ulaştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'de koronavirüs şüphesi olan bir vatandaşın test sonucunun pozitif çıktığını bildirdi.
Bakan Koca, virüsü Avrupa teması üzerinden kaptığı belirlenen hastanın izole edildiğini, genel durumunun iyi olduğunu ve aile bireylerinin hepsinin gözetim altında alındığını kaydetti.
İSTATİSTİKLER YAKIN TAKİPTE
Virüsün yoğun olarak görüldüğü bölgelerdeki istatistikler ise yakından takip ediliyor. Şu ana kadar virüsün en çok yaşlıları etkilediği bu istatistikler sonucu kesinlik kazandı.
Konuyla ilgili yenisafak.com'a değerlendirmelerde bulunan Okan Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nail Özgüneş, sigaranın bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkilere sahip olduğunun altını çizerek, "Bu bilimsel olarak henüz kanıtlanmadı ama sigaranın bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkisi olduğu herkesin kabul ettiği bir gerçek. Bu virüs solunum yolunda çok önemli bir hastalık oluşturduğu için sigara ile ilişkisi buradan kaynaklanıyor" dedi.
Koronavirüsün bulaştığı kişilerin daha savunmasız olacağını belirten Özgüneş, şu ifadelere yer verdi:
"Sigara içiyorsanız riskiniz daha fazla"
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara da, sigara riskine dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi:
KORONAVİRÜS NEDİR?
Koronavirüs, hayvanlarda yaygın olarak görülen bir virüs türü. Virüsün 4 alt türü var. Ender olarak hayvanlardan insanlara bulaşabiliyor. Hayvanlardan insanlara bulaştığında oluşan hastalığa “zoonoz” deniyor. Koronavirüsün insandan insana bulaşabilen türünün ilk örnekleri 2003 yılında ortaya çıkan SARS ve 2019 yılında Suudi Arabistan’da ortaya çıkan MERS salgınlarında görüldü. Şu anda gündemde olan tür ise SARS ve MERS salgınlarındaki türden farklı, daha önce tanımlanmamış yeni bir tür. Yeni ortaya çıkan bu koronavirüs türüne verilen isim “2019-nCoV”. Hastalardan elde edilen numunelerdeki virüsün elektron mikroskobu ile çekilen ilk fotoğraf görüntüsü Çin Hastalıkları Kontrol ve Önleme Kurumu (CCDC) tarafından 27 Ocak’ta yayınladı. Fotoğrafta da görüldüğü üzere virüsün yüzeyinde onu kaplayan bir halka görülüyor. Bu kısım “taç” anlamına gelen “korona” kelimesi ile ifade ediliyor.
HASTALIK NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
En sık görülen, en çok sakat bırakan ve en çok öldüren hastalıklar toplum sağlığı açısından “önemli hastalık” olarak tanımlanır. Ayrıca bir salgında hastalık etkeninin (virüs, bakteri veya mantar olabilir) kişiden kişiye bulaşma hızı, bulaştığı kişilerde şiddetli hastalık ortaya çıkma oranı, hastalık ortaya çıkan kişiler arasındaki ölüm oranı da salgının ne düzeyde önemli olduğuna işaret eder. Gelişen salgın için önleme ve tedavi yönteminin olup olmaması da önem taşır. Daha önce görülen koronavirüs salgınlarından SARS salgınında her 100 hastanın 11’i, MERS salgınında ise her 100 hastanın 35’i ölümle sonuçlanmıştı. Mevcut salgında net bir ölümlülük oranından bahsetmek şu an için mümkün olmasa da hasta ve ölen kişi sayıları incelendiğinde bu oranın SARS ve MERS’e göre daha düşük olduğu, yaklaşık olarak yüzde 3-4 düzeyinde olduğu söylenebilir.
Bu salgını önemli kılan diğer bir husus, virüsün ilk kez ortaya çıkmış olmasından dolayı insanlardaki hastalık sürecinin bilinmezliği. “Virüs bulaşan kişilerden kaçı hasta oluyor, bulaştan kaç gün sonra hastalık ortaya çıkıyor, hastalığın toplam süresi ne kadar” gibi soruların cevapları şu an için belirsiz ve birçok bilim insanı bu soruların cevaplarını bulmak için çalışıyor. Bu belirsizlik tüm müdahale süreçlerini de belirsizleştiriyor ve plan yapmayı zorlaştırıyor.
KİMLER RİSK ALTINDA?
Salgın durumlarında elbette virüsün bulaştığı her hasta ölmüyor, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan toplumsal gruplar bir bulaş olması durumunda hayati risk altında. Bağışıklık sistemi zayıf olan riskli grupların başında yaşlılar, çocuklar ve gebeler yer alıyor. Ayrıca astım, KOAH, böbrek yetmezliği vb. kronik hastalıkları olanlar da risk grubunda yer alıyor. Ancak şu anki yeni koronavirüs salgınında ilk bulgulara göre 25 yaş ve üzerindeki kişilerde hastalık daha fazla.
Ölüm vakalarının çoğunda (5 kişiden 4’ünde) eşlik eden kronik hastalıkların (Hipertansiyon, Diyabet vb.) olduğu da belirtiliyor. Yani kronik hastalıkları olan bireylerin de bu salgın için risk altındaki grupta yer aldığı söylenebilir. Risk altında olan bir grup da sağlık çalışanları. Özellikle tanı konulan veya şüpheli hastaların izole edildiği kuruluşlarda çalışan sağlık çalışanları yüksek risk altında. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre şu ana kadar 16 sağlık çalışanının hastalığa yakalandığı biliniyor. Çin’in önde gelen medya kuruluşu da bir hekimin hayatını kaybettiği belirtmişti. Sağlık çalışanlarının kendilerini enfeksiyondan korumaları ve güven içinde mesleklerini sürdürmeleri için DSÖ’nün ve bulundukları ülkenin sağlık bakanlıklarının rehberlerini uygulamaları büyük önem arz ediyor.