Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni'nde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"2019 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödüllerini kazanan isimler, Kültür ve Sanat Politikaları Kurulumuz tarafından belirlendi. Kültür-sanat insanlarımızı tebrik ediyorum. Bildiğiniz üzere bu ödüller 1979 yılından bu yana nice kıymetlerimize, kültür dünyamızın yıldızlarına, sanat camiamızın çınarlarına takdim edilmiştir.
Necip Fazıl Kısakürek, Sedat Hakkı Eldem, Süheyl Ünver, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Yaşar Kemal, Çelik Gülersoy, Metin Erksan, Halil İnalcık, Sezai Karakoç…
Metin Sözen, Niyazi Sayın ve burada sayamadığım daha pek çok değerli kültür-sanat erbabımız bu ödüle layık görülmüştür.
Bu yıl edebiyat alanındaki ödülümüzü Nuri Pakdil üstadımıza takdim etmeyi kararlaştırmıştık. Ancak kendisiyle burada bir araya gelmek ve ödülünü bizzat takdim etmek kısmet değilmiş. Bu vesileyle, kendisine bir kez daha Rabbim’den rahmet ve mağfiret, sevenlerine başsağlığı diliyorum.
"Üstad Pakdil'in kutlu davasına sahip çıkacağız"
Nuri Pakdil denince, gözümüzün önüne, inancının ve mukaddes bildiği değerlerin onurunu yiğitçe taşıyabilmiş, kalem ve kelam ustası bir şahsiyet gelir. Onun, bu coğrafyanın insanlarına miras bıraktığı en büyük değer, dilinden hiç düşürmediği, gönlünden hiç çıkarmadığı Kudüs Sevdası olmuştur. 18 Ekimde ebedi âleme yolcu ettiğimiz Nuri Pakdil Üstadımızın bu kutlu davasına ömrümüz yettiğince sahip çıkmayı sürdüreceğiz.
Sinema alanındaki ödülümüzün sahibi, Türk sinemasının milli ve yerli kimliği için bir ömür harcayan, imkânsızlıklar içinde özgün eserlere imza atan Mesut Uçakan’dır. Reis Bey, Kelebekler Sonsuza Uçar, Anka Kuşu gibi şiir tadındaki sinema eserleriyle sanat hazinemizi zenginleştiren Sayın Mesut Uçakan’ı bir kez daha tebrik ediyorum.
Mazhar-Fuat-Özkan üçlüsü, 1970’li yıllardan beri milletimizin ortak hislerine tercüman olmayı başaran, ülkemizin bütün renklerini bir paydada buluşturabilen eserleriyle gönüllerde taht kurmuştur. Türk pop müziğinde kültürel kimliğimizi kırk yılı aşkın süredir başarıyla temsil ediyorlar. Müzik ödülümüzü bu yıl “Güllerin İçinden”, “Buselik Makamına”, “Ele Güne Karşı” gibi onlarca ölümsüz eserle içimizi ısıtan Mazhar Alanson, Fuat Güner, Özkan Uğur beyefendilere takdim ediyoruz.
Sayın Devrim Erbil, “resmin şairi” olarak anılan bir sanatçımızdır. Kendisi sanat anlayışını, diyerek ifade ediyor. Hocamız, 1950’li yıllardan bugüne bize ait renklerle bezediği eserleriyle, dünyanın her yerinde büyük bir rağbet gören sergileriyle ve birbirinden kıymetli talebeleriyle Türk sanatını dünyaya tanıtmaya devam ediyor. Resim alanındaki ödülümüzü Türk resim sanatına farklı bir üslup kazandıran Sayın Devrim Erbil’e takdim ediyoruz.
Sayın Fuat Başar, dünya çapında birçok hattat ve ebru ustası yetiştiren bir sanatkarımızdır. Kendisi, yüzlerce sergide ve uluslararası sanat etkinliklerinde yer alarak ebru sanatının bütün dünyada tanınmasını sağladı. diyen Fuat Hoca, gönlü, nazargâh-ı ilahi olarak kabul ediyor. Evet, geleneksel sanatlar alanındaki ödülümüzü hat ve ebru sanatlarının yeni nesillere aktarılması, sevdirilmesi ve öğretilmesi için bir ömür harcayan Sayın Fuat Başar’a takdim ediyoruz.
Sayın Doğan Kuban, Türk Mimarisinin tarihini inceleyen ve sanat tarihinin sorunlarını farklı bir üslupla dile getiren onlarca akademik esere imza attı. Mimar Sinan’ı, Divriği Ulu Cami’yi, Osmanlı’yı, İstanbul’u, Anadolu’nun mimarlık tarihini, Rönasans’ı anlatan kitap ve makaleleriyle ülkemizin düşünce hazinesine büyük katkılar sağladı. Mimarlık alanındaki ödülümüzü Sayın Doğan Kuban’a takdim ediyoruz.
Sayın Ahmet Yaşar Ocak, İslam kültürü ve düşüncesi üzerine önemli eserler kaleme alan bir hocamızdır. Kendisi, sosyal tarihimizde mühim bir yeri olan tasavvuf erbabını ilmi bir perspektifle inceleyen akademik çalışmalara imza atmıştır. Hocamız, Osmanlı Toplumunda Zındıklar ve Mülhidler, Ortaçağlar Anadolu’sunda İslam’ın Ayak İzleri, Selçuklu Dönemi, Yeni Çağlar Anadolu’sunda İslam’ın Ayak İzleri, Osmanlı Dönemi gibi pek çok eseriyle tarihe yeni bir bakış açısı kazandırdı.
Ödül vereceğimiz değerli kültür-sanat insanlarımızın her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Ülkemizin ve milletimizin, maziden atiye uzanan büyük yolculuğuna kendi alanlarında yaptıkları katkılar için, bu değerli kültür-sanat erbabımıza şükranlarımı sunuyorum.
"Kendine ait kültür ve sanat üretimi olmayan toplumlar ezilmeye mahkumdur"
Ülkelerin ve toplumların geleceğe güvenle bakabilmelerini sağlayan, maddi güçlerinden ziyade medeniyet birikimlerinin gücüdür. Yusuf Has Hacip, derken, işte bu gerçeğe işaret ediyor. Nizamülmülk de, derken, sanki günümüz kültür-sanat iklimini anlatıyor.
Günümüzde de bir sanat eseri yeri geldiğinde bütün borsalardan, bütün yatırımlardan, bütün rant araçlarından daha fazla kazandırabiliyorsa, sebebi sınırları ve zamanı aşan etkiye sahip olmasıdır. Türkiye, sahip olduğu güzellikler ile bu bakımdan dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Ancak lafa gelince kültürel bakımdan çeşitlilik içinde birliği savunanların, kendilerininki dışında tüm renklerin yok edilişine seyirci kaldığını görüyoruz.
"İntikam alma hissi ile girişilen bir saldırı ile karşı karşıyayız"
"Kaleminden kan ve damlayan birine Nobel ödülü verildi"
Sanat marifettir.. Sanatçı eseriyle bizi ödüllendirmiştir. Bize düşen de ona iltifat etmektir, takdir etmektir, teşekkür etmektir. Münevverlerimiz, sanatçılarımız, yazarlarımız, şairlerimiz her türlü iltifatı fazlasıyla hak ediyor. Kültür ve sanat hayatımıza çok önemli katkılarda bulunan, özgün eserleri veya hizmetleriyle öne çıkan değerlerimiz için ne yapsak azdır. Kültüre, sanata, edebiyata yapılan yatırım, geleceğe yapılan yatırım demektir. Biz de bu anlayışla büyüyen, gelişen Türkiye’nin büyük iddialarına ve ideallerine yakışır bir kültür-sanat ikliminin tesisine katkıda bulunabilmek için çalışıyoruz. Sanat ile siyaset, ne yazık ki, her zaman bir araya gelemeyen, iki ayrı uçta alanlar olarak görülür. Halbuki biz siyaseti, aynı zamanda bir sanat olarak görüyoruz. Çünkü bize göre, gönülle üretilen, sabırla üretilen her şey sanattır. Sanat, tutkunun, aşkın, sevdanın, adanmışlığın sabır ve estetik imbiğinden süzülmesidir.
İnsanlara hizmet için yüreğini ortaya koymuş, ömrünü adamış, aşkla ve sevdayla çalışmış herkesin, ortaya bir sanat eseri koyduğuna, sanatçı ruhunu teneffüs ettiğine inanıyorum. Tabii asıl olan yapılan işin en iyisini ortaya koyabilmektir. Gençlerimize tavsiyemiz, her biri kendi alanlarının üstadları olan kültür ve sanat insanlarımızı örnek alarak, yeni değerler, yeni eserler üretmenin peşinde koşmalarıdır.
Bu duygularla bir kez daha ödül takdim edeceğimiz kültür-sanat insanlarımızı tebrik ediyorum. "