Eylül ayının gelişi, okulların açılışı, kültür-sanat sezonunun başlaması ile şehrin yeniden uyanışı… Tüm bunlar bizi yavaş yavaş yılın belki de en tempolu günlerine taşıdı. Şehri karış karış gezeceğimiz, sergi ve etkinliklerle dolu dolu zaman geçireceğimiz, müziğe doyacağımız günler geldi. Tüm ülkeyi adeta festival havasına sokan Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin on üçüncü durağı, İstanbul Kültür Yolu Festivali başladı. Geçtiğimiz gün, 28 Eylül tarihinde başlayan festival kapsamında şehir; birbirinden etkileyici sergilere, konserlere, söyleşilere ve atölye çalışmalarına ev sahipliği yapıyor. İstanbul, Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin “Türkiye Kültür Yolu Festivalleri”ne dönüşümüyle başladığından bu yana dördüncü kez festival rotasında yer alıyor. Geçmiş yıllarda Galataport’tan AKM’ye uzanan festival, alışılmış güzergahın dışına çıkıyor. 9 günlük festival için bu yıl İstanbul’da 110’dan fazla etkinlik alanı belirlendi. Anadolu Yakası’ndan Avrupa Yakası’na tüm şehre yayılacak festivalde 500’den fazla etkinlik düzenlenecek. Birbirinden farklı dokuz kategoride etkinliğe ev sahipliği yapan festival, bu yıl dünyanın en önemli sanatçılarının eserlerini ağırladığı sergileriyle oldukça iddialı. Picasso’dan Da Vinci’ye, Frida’dan Andy Warhol’a, Salgado’dan Refik Anadol’a kadar pek çok sanatçının önemli eserleri Kültür Yolu’nda olacak. Ayrıca Mariinsky, Deutsches Symphonie Orchester Berlin gibi dünyanın en önemli orkestralarını canlı dinleme olanağı sunacak olan festivalde şehrin dört bir yanında kurulacak sahnelerde müzik sesi yükselecek.
İlk rota Beyoğlu
Yavaş yavaş tüm ülkeye yayılan festivallerinin çıkış lokasyonu olan Beyoğlu, her yıl olduğu gibi bu yıl da kültür sanat adına oldukça verimli günler vaad ediyor. Galata Kulesi, bu yıl festivalin ikonik ev sahibi olarak “Kadraj İstanbul’u” ve “ Sonsuzluk Kapıları Dijital Sergisi”ni ağırlıyor. Ücretsiz şekilde ziyaret edilebilen sergiler, sabah 10’dan akşam 10’a kadar gezilebilir. Galata’dan başlayan sergiler turunuza İş Sanat Resim Heykel Müzesi ile devam edebilirsiniz. Müzenin yeni süreli sergisi “Tat ve Sanat: Lezzetli Resimler” keyifli, düşündürücü ve tetikleyici çağrışımlar ile yemek ‘an’larının sanatla görselleştirilmiş hallerini sunuyor. Bu iştah açıcı resimlerden sonra dünyaca ünlü bir ressamın çalışmalarını görmek isterseniz, hemen yolunuzun üzerindeki Grand Pera’ya girebilirsiniz. Çünkü Frida Kahlo’nun kişisel günlüklerinden esinlenerek hazırlanan ve dünya çapında büyük ilgi gören “Frida Kahlo’nun Günlükleri” sergisi ilk defa Türkiye’de, Kültür Yolu Festivali kapsamında sergileniyor. Yolunuzu biraz saptırmaktan çekinmezseniz Pera Müzesi yine festival kapsamına alınan tam 6 sergiyi ziyarete açıyor. Beyoğlu’ndaki sergi turunun en görkemli ayaklarından biri Atatürk Kültür Merkezi. Dünyanın en ünlü ressamlarından Pablo Picasso’nun eserleri festival kapsamında AKM’de görülebilecek. Pablo Picasso’nun gravürleri, çizimleri, posterleri, litografileri ve fotoğraflarından oluşan sergide, tamamı orijinal ve mirasçıları tarafından onaylanmış 170 parçanın bir araya getirilmiş. Ayrıca pop art sanatının önemli temsilcilerinden biri olarak tüm dünyaya damga vurmuş Andy Warhol’un “Warhol’un Dünyası-Pop Art’in İkonu” sergisi de İstanbul Kültür Yolu Festivali kapsamında AKM’de. Son olarak eserlerinde dataları piksellere işleyen yeni medya sanatçısı Refik Anadol’un yeni projesi “Yeryüzü Rüyaları: Anadolu” da festival kapsamında ilk kez İstanbullu sanatseverler ile buluşacak. Anadolu’nun kalbinde, kadim geçmiş ile teknolojinin geleceği arasında köprü kuran bir yapay zekâ veri heykeli olan eser, AKM Büyük Tiyatro Fuaye Alanı’nda görebilirsiniz. Diğer bir yandan AKM Kültür Sokağı’nda; Sultan Adler’in “Lale Kız” ve Beste Alperat’ın (Dancers, Hummingbird, Dervish, Wave, Hug) Heykel Yerleştirmeleri festival boyunca görülebilecek. Ayrıca AKM Önü’nde; festival süresince görsel-işitsel enstalasyon “Coil” de sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
Sahil boyu sanat
Beyoğlu’na paralel olarak ziyaret edilebilecek bir diğer rota da Karaköy. Bu yıl festivalin sabırsızlıkla beklenen sergilerinden biri şüphesiz dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Sebastiao Salgado’nun kariyerinin en uzun soluklu ve önemli projelerinden “Genesis”. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire’de açılacak sergi, ilk defa İstanbul’da seyircisiyle buluşacak. Salgado’nun iklim krizi ve yok olan coğrafyalara odaklandığı 245 siyah beyaz fotoğraftan oluşan sergiyi yıl sonuna kadar görme şansınız var. Tophane-i Amire’den sonra yolun karşısına geçtiğinizde ise festival size sahil boyu sanatı izleme imkânı sunuyor. Önce Galataport Paket Postanesi’nde “Anadolu’dan Yükselen Işıltılar” sergisi ve “Artem Martis-Apollo Heykel Yerleştirmesi”ni ziyaret edebilir ardından Galataport O2 Blok Performans Alanı’nda “Eskizden Piksele Dijital Sanat - Anatolia Edition” ve Galataport Saat Meydanı’nda “Duvarları Aşmak II: Galataport Açıkhava Heykel Sergisi”ni görebilirsiniz. Geleneksel sanatlara ilginiz varsa sahilde biraz ilerledikten sonra Dolmabahçe Sarayı Sanat Galerisi’nde bir tezhip sergisi olan Memnune Birkan’dan “Ata Yurttan Ana Yurda” sergisini ziyaret edebilirsiniz.
Festivali, elbette bu iki rota ile sınırlandırmak mümkün değil. Festivalin büyük bir heyecanla beklenen bir diğer sergisi “Leonardo Da Vinci- Rönesans Dehası” da Emirgan’da Lale Müzesi’nde izleyiciye sunuluyor. Da Vinci’nin 100’den fazla icat modelinin de aralarında bulunduğu 230 parçalık koleksiyon, geçmişi modern bilgiyle birleştirerek, ziyaretçilere Da Vinci’nin mirasının güncel ve etkileyici bir anlayışını sunuyor. Festival kapsamında yüksek rağbet görecek diğer mekânlar ise “Maaria Wirkkala: Karaya Çıkmak Yasaktır” sergisi ile Arter ve küratörlüğünü Aslı Bora’nın yaptığı Kenan Işık’tan “Zamanın Ardında İstanbul - Roma Sergisi ile Kalyon Kültür olacaktır.
Kesintisiz müzik
Etkinliklerle geçen günlerinizin akşamlarını da bu konserlere ayırabilirsiniz. Bu yıl Galataport Saat Kulesi Meydanı ve Ümraniye Millet Bahçesi’ne kurulacak üç ayrı sahne popüler müziğin birbirinden ünlü isimlerini ağırlayacak. Pop müziğin yanında halk müziğinden tasavvuf musikisine, klasik müzikten operaya ve dünya ezgilerine kadar geniş bir yelpazede sanatseverler sahne performanslarıyla buluşacak. Ayrıca İran’ın en etkileyici seslerinden biri kabul edilen Alireza Ghorbani, Kazakistan’ın en tanınmış çellistlerinden Bagjan Oktyabr, yeni çağ müziğine özgün yaklaşımıyla ünlü Rus opera sanatçısı Ekaterina Shelehova gibi dünyaca ünlü sesler de festival kapsamında müzikseverler ile buluşacak.
Kültür yolu Filistin’den geçiyor
Filistin davasına vurgu yapan karikatürleriyle dikkat çeken Naci El Ali’nin, özgürlük mücadelesinin sembollerinden biri haline gelen “Hanzala” karakterlerinden oluşan sergisi, Rami Kütüphanesi’nde görülebilecek. Filistin’e Selam Gönderen Kısa Filmler 3-4-5-6 Ekim tarihlerinde Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde yer alacak. Kasım Tan’ın “Yüzleşme: Gazze Duvarı II” Sergisi festival süresince Rami Kütüphanesi’nde ziyaretçilerle buluşacak.
Gelecek sene 20 şehirde
Dört yıl önce İstanbul’da başlayan festival, bu yıl 7 bölgemizdeki 16 şehrimizde devam ediyor. 2025 Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin ise tam 20 şehirde gerçekleştirilmesi hedefleniyor. 2014 rotasına ek olarak gelecek yıl; Malatya, Manisa, Mardin ve Kayseri de festival takviminde yerlerini alacak.
Tiyatro da bu festivalde
Tiyatrosuz bir festival elbette düşünülemez. Devlet tiyatrolarının da önemli temsilleri festivale renk katacak. İstanbul AKM Tiyatro Salonu’nda “Küçük Korku Dükkânı” ve “Hamlet” sahnelenecek. Garibaldi Sahnesi’nde; “Gişe”, “Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin”, “Uçurtmanın Kuyruğu” sahnelenirken Mecidiyeköy Büyük Sahne’de; “Lysistrata”, Üsküdar Tekel Sahnesi’nde; “Ebedi Barış” temsilleri festivalde yer alacak. Fişekhane’de ise “Cırcır Böcekleri İtler ve Biz” tiyatro oyunu tiyatroseverlerle buluşacak.