Zeynep Sancar
İşgalci İsrail’in 7 Ekim’den bu yana sürdürdüğü katliam ve soykırımın ikinci yılında bir kez daha ateşkese varıldı. Çarşamba gece açıklanan ateşkes haberini Gazze’deki gazetecilerden Saleh Aljafarawi, geceleri elektrik olmadığı için sokaklarda bağırarak duyurdu. Bu görüntü bile bugüne kadar Gazze’de ne şartlarda habercilik yapıldığının çok etkileyici bir örneği. Geçen iki yılda 250 gazeteci İsrail tarafından açıkça hedef alınarak, bir kısmı aileleri ile birlikte şehit edildi.
İki yıldır İşgalci İsrail’in bebek, çocuk hasta demeden, hastane, okul ayrımı gözetmeden sivillere yönelik sürdürdüğü korkunç katliamları ölüm pahasına dünyaya duyuran gazeteciler, sadece bu sürece tanıklık etmekle kalmadı. Dünya medyasındaki Siyonist hegemonyanın da kırılmasına öncülük etti.
Zira küresel medya bugüne kadar tarafsızlık maskesi arkasına sığınıp İsrail’in katliam ve soykırımını gerekçelendirecek bir dil kullandı ve bu çizgide bir habercilik yapmayı seçti. Gazze’deki meslektaşlarının mücadelesine destek veren farklı dünya ülkelerindeki gazeteciler de Filistin’i gündem ettikleri için bedeller ödedi. Bu yapı içinde Filistin’de yaşanan gerçekleri ekrana getirmek, yazıya dökmek isteyen gazeteciler ya editöryal müdahaleye uğradı yani sansürlendi ya işinden oldu. Ancak iki yıldır verdiği ağır kayıplar ve ödediği bedellerle dünyayı özgürleştiren Gazze’deki abluka kırılırken küresel medya üzerindeki Siyonist abluka da kırıldı.
Türk gazetecilerden Gazzete yayını
Bu süreçte Türkiye’de bir grup gazeteci tarafından kurulan Press For Palestine-Filistin İçin Gazeteci Dayanışması Gazze’deki meslektaşlarının sesine ses vermek, onların hikâyesini hem Türkiye hem de dünya gündemine taşımak için çeşitli eylemlere imza attı. Gazzete adıyla bir de bağımsız yayın çıkaran Press For Palestine, gazetenin ilk sayısını soykırım başladıktan sonra Gazze’de görevi başında katledilen şehit gazetecilere ithaf etti. Onların hayat hikâyeleri ve mücadelesini okurla paylaşan Gazzete’nin tek sayı olarak çıkarılması ve savaşın en kısa zamanda bitmesi ümit ediliyordu.
Ancak soykırım devam etti. Bir yıl sonra 7 Ekim’in yıl dönümünde Press For Palestine ekibi Gazzete’nin ikinci sayısını yayımladı. Bu kez İsrail’in katliamları ve soykırımına karşı “Gazze’de her şeye rağmen direnen gazetecilere” ithaf edilen gazetenin sayfalarında o kahraman gazetecilerin yazı ve röportajları yer aldı. O röportajlar içinde 10 Ağustos 2025’te Gazze’deki Şifa Hastanesi avlusunda gazetecilerin kaldığı çadıra yapılan bombalı saldırıda şehit olan Al Jazeera muhabiri Enes eş-Şerif ile yapılan bir konuşma da vardı.
Gazze hepimizin vicdan sınavıdır
7 Ekim’in ikinci yıldönümünde Gazzete 3. üçüncü sayısını yayınlamak zorunda kaldı. “Gazze gazeteciliğin vicdan sınavıdır” manşetiyle çıkarılan sayı bu kez dünyanın dört bir yanında soykırım ve işgale karşı direnen, Filistin’in, Gazze’nin sesi olan tüm gazetecilere ithaf edildi.
Bu özel sayının kapağında küresel medyanın İsrail’in katliamlarını meşrulaştırdığını söyleyerek Reuters Basın Kartı’nı kesen Kanadalı gazeteci Valerie Zink ile yapılan bir röportaj yer aldı. Zink’in “Siyasî ve insanî ilkelerim benim için her zaman yaptığım işten daha önemli oldu. Soykırım hakkında bir fikrim var. İşgal ve apartheid hakkında bir fikrim var ve asla aksini iddia etmedim. Batı medyasında standart kabul edilen tarafsızlık, benim inandığım ya da aradığım bir şey değil. Gazetecilikte tarafsızlık fikrine asla inanmıyorum.” şeklindeki sözleri gazetecilik ve insanî ilkeler konusunda düşünmemiz gereken çok şey olduğunu gösteriyor.
Gazzete’nin üçüncü sayısında Sumud Filosu’ndaki gazetecilerden Semanur Sönmez Yaman ve İtalyan gazeteci Barbara Schiavulli ile Vicdan Gemisi’nden yönetmen Tom Hayes, 2010 yılında Mavi Marmara ile yola çıkan Özgürlük Filosu’na katılan David Segarra gibi isimlerin de röportaj ve yazılarına yer verildi. Metin Mutanoğlu Gazze’de geçen iki yılın hatırlatmasını yaparken Dr. Zahir Elbek gazetecilerin bölgede gerçeği açığa çıkarmak için nasıl ağır bedeller ödediğini yazdı. Ola Karakurt ise Suriye’den Gazze’ye Ateş Hattında Gazetecilik başlıklı yazısında Ortadoğu’da gazeteciliğin meslek olmanın ötesinde nasıl bir mücadele alanı haline geldiğine dikkat çekiyor. Dünya basınında Filistin haberciliği yapan gazetecilerin yaşadıklarını ise Tuba Aydın Sel kayda geçirdi.
Sadece dünyanın batısında değil doğusunda da medya çalışanları Filistin’in sesi olmak istediğinde İsrail’in zorbalığına maruz kalıyor. İftikhar Gilani, İsrail Büyükelçiliği’nin Hindistan medyasını nasıl susturmaya çalıştığını kendi tecrübesi üzerinden Gazzete’de anlattı.