Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde düzenlenen İslam Sanatları Bienali kapılarını bu yıl ikinci kez sanatseverlere açtı. Temasını, Kur’an-ı Kerim’de yaklaşık 20 kez geçen “Ve Arasındaki Her Şey” ifadesinden alan bienal, hem tarihi hem de çağdaş İslam medeniyeti eserlerinin sergilendiği tek sanat etkinliği. Bienalde Türkiye’den Filistin ve Vatikan’a kadar 21 ülkeden İslam sanatına ait yazma eser, obje, savaş aletinin yanı sıra çağdaş sanat eserleri sergileniyor. Diriyah Bienali Vakfı tarafından davet edildiğim etkinliği iki gün Cidde Kral Abdülaziz Uluslararası Havalimanı Batı Hac Terminali’nde takip ettim. Bienali; sanat direktörleri Julian Raby, Amin Jaffer, Abdul Rahman Azzam ve kürasyon ekibinden Mohannad Shono, Masa Al-Kutobi, Rizwan Ahmad, William Robinson, Heather Ecker, Marika Sardar rehberliğinde deneyimledim.
KÂBE’Yİ GÖRME DENEYİMİNİ YAŞAYIN
Al Bidayah (Başlangıç Noktası), Al Madar (Döngü), Al Muqtani (Koleksiyoncu) ve Al Midhallah (Gölgelik) isimli dört ana bölümden oluşan bienal, 100 bin metrekarelik alanda ziyaretçilerini karşılıyor. Bu dört bölüm ve pavilionlarda Allah’ın yaratma mucizesine, insanların bunu nasıl algıladığı ve nasıl cevap verdiğine odaklanıyorsunuz. Bienale, İslam Bahçesi isimli alandan başlıyorsunuz. Sizi ilk olarak bienal kapsamında verilen AlMusalla ödülünü kazanan “Musalla” isimli ibadet alanı karşılıyor. Ardından Al Bidayah ile bienalin kapalı sergi alanının ilkine giriyorsunuz. Burada Beytullah’a gönderilen Kur’anları, Kabe’ye girmek için kullanılan merdivenleri, İstanbul’dan gönderilen Altın Oluk’u görüyorsunuz. İlerlediğinizde Kabe’nin geçen yıl değiştirilen örtüleriyle karşılaşıyorsunuz. Kabe’yi görme heyecanını deneyimlediğim bu alanda, devasa örtüler arasında dolaşırken adeta tavaf ruhuna bürünüyorsunuz. Devamında sergilenen çağdaş sanat eserleri ise namazı, Allah’ın yaratıcı sıfatını ve mucizelerini farklı sanatçılar aracılığıyla size sunuyor. İtalyan sanatçı Arcangelo Sassolino’nun Memory of Becoming (Varoluşun Hafızası) durmadan dönerek üzerindeki boyayı sürekli akışkan kılan eser, yaşamın ve varoluşun değişip dönüştüğünü anlatıyor. Asif Khan’ın camdan yapılmış Kur’an-ı Kerim’i de bu bölümde görülmesi gereken güzel eserlerden.
ÇELEBİ’NİN İKİ HARİTASI YILLAR SONRA YAN YANA
Al Madar, İslam düşünürlerinin astronomi ve bilim alanındaki yazma eserlerinin sergilendiği bir alan. Etkinliğin sanat direktörlerinden Abdul Rahman Azzam, eserlerin bugün bile kullanılan bilgiler içerdiğini söyledi. Bu bilgiler ziyaretçilerin İslam’ın, İslam sanatının ve Müslüman-ların tarihe bıraktıkları önemli izleri görmeleri açısından oldukça kıymetli. Sergilenen yazmalar arasında en ilgi çeken Vatikan’dan getirilen İbranice ve Yunanca yazılmış en eski Kur’an-ı Kerimler oldu. Hemen yanı başında yer alan kadın yazması Kur’an-ı Kerimleri görmek için bile bienale gidilir. Yazma Eserler Kurumu’ndan gelen çok sayıda eser de bu bölümde yakından incelenebiliyor. Sergi alanının son kısmında, Evliya Çelebi’nin çizdiği Katar’da bulunan “Fırat ve Dicle Nehri” ve Vatikan’da sergilenen “Nil Nehri ve çevresi” haritaları uzun yıllar sonra ilk kez bir araya geldi. Kültürümüze ait bu iki eseri yan yana ilk kez göreceksiniz.
MESCİD-İ NEBEVİ ÖRTÜLERİ İSTANBUL’DAN
Al Muqtani bölümünde Şeyh Hamad bin Abdullah Al Thani’nin eserlerinin yer aldığı Al Thani koleksiyonundan 100’ü aşkın eser Furussiya Sanat Vakfı’nın Koleksiyonundan ise 200’ü aşkın eseri yer alıyor. Koleksiyonun ilk bölümünde birbirinden güzel mücevher ve objeler ziyaretçiyle buluşuyor. Sergi alanının devamında ise Türk hançer ve kılıçlarının yanı sıra kalkanlar ve haritalar bulunuyor. Daha sonra Mekke ve Medine bölümlerine geçiyorsunuz. Peygamber Efendimiz’in kabrinin örtüleri, şamdanları görmek mümkün. Örtülerin üzerindeki Sultan 2. Mahmud’un tuğrası hemen dikkat çekiyor. Mekke bölümünde ise Ahmed Mater’in “Manyetizma” eseri gitmeden görüp hayran kaldığım eserlerden. Mater eserinde Beytullah'ı mıknatıs, insanları da mıknatısın çektiği parçalar olarak resmediyor. Eser tek başına, Kabe örtüsü önünde sergileniyor.