Farkındalık yaratabilmek için uzun yıllar, sanatçı kimliğinin dışında Dünya Engelliler Birliği ve Dünya Engelliler Vakfı başkanı olarak faaliyetler sürdürdüğünü anlatan ve engellilerin hakları ve ihtiyaçları için sürdürülebilir erişilebilirliğin önemine dikkati çeken Şentürk, şunları söyledi:
"Bir insan eğer şehrinde her yere dokunamıyorsa, sinemasına, alışveriş merkezine, tiyatrosuna, müzikaline gidemiyorsa o insanın o şehirde yaşaması çok da fazla bir şey ifade etmez. Gönül ister ki herkes, görmese de duymasa da veya dezavantajlarıyla şehrinde evi gibi yaşasın, şehrine evi gibi hitap etsin ya da şehir ona evi gibi hitap etsin.''
Şehirler herkese göre inşa edilmeli
Engellilerin hayata katılma noktasında, şehirlerinde, mahallelerinde, caddelerinde rahat yaşamaları gerektiğini vurgulayan Şentürk, şöyle konuştu:
Herkes bir arada yaşamayı öğrenmeli
BM verilerine göre dünya nüfusun yüzde 15'inin engelli olduğu dikkate alındığında bu rakamların tüyler ürperttiğini ifade eden Şentürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün şehri ya da bütün ülkeyi 6 katlı binalardan inşa ettiğinizi düşünün, bazı apartmanların her katında, bazılarının ise her iki katında engelli olan insanlar olurdu. Dolayısıyla bu dünyada bir arada yaşamayı öğrenemediğimiz müddetçe hem engelli hem mutsuz insanlar olacak. Bir arada yaşamayı öğrendiğimiz zaman ise engelli ama mutlu insanlar oluşturmuş olacağız. ''
İnsanlara yaşama hakkı verilmeli
Her insanın hikayesiyle doğduğunu söyleyen Şentürk, ''Hikayemizle büyür ve hikayemizle yaşarken önümüzdeki iki yoldan birisi hikayemizin figüranı olmak, ki bunu asla tavsiye etmem, ikincisi ise hikayemizin kahramanı olmaktır. Hikayemizin kahramanı olmak için yaşamalıyız ve desteklenmeliyiz. Hikayesinin kahramanı olacak nesiller yetiştirmek istiyorsak, o insanlara mutluluğu, huzuru ve o insanlara insanca yaşama hakkını vermek zorundayız" dedi.