Mezuniyet projem Cannes’dan ödül aldı

Mısır asıllı Avusturyalı yönetmen Abu Bakr Shawky’nin mezuniyet tezi projesi olan Yomeddine (Hesap Günü) filmi Kahire’nin kenar mahallelerinde yaşayan bir cüzzamlı adam ve bir yetimin dokunaklı yolculuğunu konu alıyor. “Hesap Günü” filmiyle Cannes’da “Francois Calais Ödülü”nü kazanan Shawky, “Cannes çok ilginç bir deneyimdi. Bu filmi dünya çapındaki izleyicilere gösterebilmek bir zevkti. Küçük bir filmle gitmek de çok keyifliydi. Biz bu filmi yaparken hiçbir şeyimiz yoktu. Prodüksiyon şirketimiz benim evimdi. Herkes orada yaşıyordu. Bütün vaktimizi orada geçiriyorduk” diyor.

Dilber Dural
Mısır asıllı Avusturyalı yönetmen Abu Bakr Shawky

Abu Bakr Shawky, Mısır kökenli Avusturyalı bir film yönetmeni. Kahire’deki siyasi bilimler eğitiminin ardından New York Tisch Sanat Okulu’nda film prodüksiyonu okuyan Shawky’nin ilk uzun metraj filmi olan Yomeddine (Hesap Günü) Cannes Film Festivali’nde Ana Yarışma bölümünde dünya prömiyerini yapmış ve Cannes’da François Chalais Ödülü’nü kazanmış. Film cüzzamlı hastaları anlatıyor. Oyuncular yanısıra halktan insanlar da filmde oynuyor. Bu film, aynı zamanda 91. Akademi Ödülleri’nde Mısır’ın resmi adaylığı olarak seçilmiş. Variety Dergisi tarafından “MENA Yılın Yeteneği” olarak seçilmiş olan Shawky, Forbes Magazine tarafından küresel sahnede öne çıkan en iyi beş Arap yönetmenden biri olarak gösterilmiş aynı zamanda. Geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle hayata geçirilen 12. Boğaziçi Film Festivali kapsamında Türkiye’ye geldi. Başrollerini Rady Gamal, Ahmed Abdülhafız ve Üsame Abdullah’ın paylaştığı Mısır’ın Oscar adayı olan “Hesap Günü” filmi de izleyicilerle buluştu.

Mısır ilham bulduğum yer

Kahire’nin sokaklarında büyüyen Abu Bakr Shawky, kendisini genç yaşlardan itibaren hikayelerle çevrili bulmuş. Mısır’ın karmaşık ve renkli yaşamı, ona her gün yeni bir hikaye sunmuş. İnsanların dertleri, mutlulukları, mücadeleleri ve hayalleri, onun ruhunda derin izler bırakmış. Ancak bu hikayeleri sadece yaşamak yetmemiş, anlatmak da gerekmiş onun dünyasında. Kahire’de Siyaset Bilimi okurken, sinemanın büyüsüne daha fazla kapılmış ve film yapımcılığı üzerine dersler almış. Ancak, hayallerine ulaşmak için daha fazlasına ihtiyacı vardı. New York’a taşınma kararı, onun hayatındaki dönüm noktalarından biri olmuş. Dünyanın önde gelen sanat okullarından biri olan New York Üniversitesi Tisch Sanat Okulu’nda film yapımı üzerine yüksek lisans yapmaya başlamış. Burada, hem sanatını hem de kimliğini yeniden inşa etmiş. NYU’daki eğitim süreci, Shawky’ye yalnızca teknik beceriler kazandırmamış, aynı zamanda dünyayı farklı açılardan görme yetisi de kazandırmış. Bu süreçte, çocukluğundan beri gözlemlediği unutulmuş insanların hikayelerini perdeye taşıma arzusu daha da güçlenmiş. Shawky’nin mezuniyet tezi projesi olan Kahire’nin kenar mahallelerinde yaşayan bir cüzzamlı adam ve bir yetimin dokunaklı yolculuğunu konu alan Yomeddine (Hesap Günü) filmi bir tez projesi olmanın çok ötesine geçmiş. Cannes Film Festivali’ne katılan Yomeddine, büyük bir başarı elde etmiş ve “Hesap Günü” filmiyle Cannes’da “Francois Calais Ödülü”nü kazanmış. “Beyaz perde her zaman ilgimi çekmiştir” diyen Shawky, “Bu yüzden, örneğin Mısır’daki cüzzamlı koloninin dünyası beni cezbetti. Arap çölünde deve yarışı dünyası beni cezbetti. Bu dünyalar benim için çok ilginç ve sanırım ilham bulduğum yerler” diyerek sinemaya olan tutkusunu anlatıyor.

Bu filmi dünya çapındaki izleyicilere gösterebilmek bir zevkti

“Cannes çok ilginç bir deneyimdi. Bu filmi dünya çapındaki izleyicilere gösterebilmek bir zevkti. Bu kadar uzun bir aradan sonra çektiğimiz bir filmle bu törenin bir parçası olabilmek büyük bir mutluluktu. Küçük bir filmle gitmek de çok keyifliydi. Biz bu filmi yaparken hiçbir şeyimiz yoktu. Prodüksiyon şirketimiz benim evimdi. Herkes orada yaşıyordu. Bütün vaktimizi orada geçiriyorduk” diyor.

“Her zaman üstesinden gelmeniz gereken birçok sorun var. Kriz yönetimi gerektiren sorunlar” ifadelerini kullanan Shawky, “Filmler için fon bulmaya çalışıyoruz. İnsanları bu filmlerin gerekli olduğuna ikna etmeye çalışıyoruz. Genel olarak, film yapımı bir inanç üzerine kurulu olduğu için karmaşık bir meslektir. Herkesi bunun mümkün olduğuna ve yapılması çok zor olan bir şeyi yapabileceğinize inandırmaya dayanır” sözleriyle de film endüstrisinde zorlandığı anları anlatıyor.

Yazma konusunda bilgi sahibi olmak her zaman iyidir

Yönetmen kimliğinin ötesinde bir yazar olan Shawky, “Bir yönetmen olarak yazma konusunda biraz bilgili sahibi olmak her zaman iyidir” diyor. Shawky, “Bu bir zorunluluk değil. Ama bence yönetmenin yazma konusunda arka planda biraz bilgili olması her zaman iyidir. Yazar ve yönetmen olmak bana çok yardımcı oluyor çünkü bilirsiniz, malzemeye çok yakınsınız ve vizyonunuzu yansıtabiliyorsunuz” ifadelerini kullanıyor.

Bir film setinde çok fazla şeyi gözlemleyip öğrenebilirsiniz

12. Boğaziçi Film Festivali kapsamında “Boshporus Talks” programına konuk olan Abu Bakr Shawky sinema eğitimi üzerine de katılımcılara “Film okuluna gittim ve teknik detayları öğrendim ama sinema yapmak için illaki okula gitmenize gerek yok. Çevrenizde doğru ortamı bulursanız size faydası olacaktır. Sürekli bir fikir alışverişi olması gerekiyor. Film yapma süreci çok değişti ve sürekli form değiştiriyor. Mesela bir film setinde de çok fazla şeyi gözlemleyip öğrenebilirsiniz. Staj yapmak, setlerde çalışmak size çok şey katacaktır” ifadesini kullandı.

Filmi kendi tutkunuz ve arzunuzla yapmanız gerekiyor

Bağımsız filmlerin yapım sürecinin çok uzun olduğunu belirten Shawky, gençlere de şu tavsiyelerde bulunuyor: “Filmi, kendi tutkunuz ve arzunuzla yapmanız gerekiyor. Fon bulması, çekilmesi ve post prodüksiyonu yıllar sürüyor. Çok iyi bir fikir diyebilirsiniz ancak onun geliştirilmesi aylar sürüyor. Benim izlemek istediğim filmler bağımsız filmler oluyor. Çünkü arkasında gerçek tutkuyu görebiliyorsunuz.”