Filistin sinemasına büyük katkıları olan Yapımcı Hanna Atallah, 15 Temmuz Haftası etkinlikleri kapsamında “Filistin Direniş Sineması” başlıklı söyleşi için İstanbul’a geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle, 15 Temmuz Derneği ve İstanbul Sinema Evi’nin hayata geçirdiği 15 Temmuz Direniş Sahnesi etkinlikleri kapsamında “Sıfır Noktasından (From Ground Zero)” filmi, Atlas 1948 Sineması’nda gösterildi. Gösterimin ardından Atallah’la Filistin sinemasını konuştuk.
BELLİ KALIPLAR İÇİNDE DÜNYAYA TANITILDIK
Sinemayı hikayelerini anlatmak için bir araç olarak gördüklerini belirten Atallah, Filistinliler olarak direniş deyince işgalden kurtulmayı anladıklarını söyledi. Yapımcılığını üstlendiği filmlerde insan hikayesine önem verdiğini dile getiren Atallah, 7 Ekim’den sonra Filistin filmlerinin görünürlüğünün artmasıyla ilgili şunları söyledi: “Filistin hakkında herhangi bir yönetmen film yapmak istiyorsa, onlara yardımcı oluyoruz. Çünkü film çekmekteki temel hedefimiz Filistin’in hikayesini duyurmak. Filistin filmleri işgalden dolayı orada neler olduğu merak edildiği için zaten izleniyordu, ancak 7 Ekim’le beraber izlenme oranları çok daha fazla arttı. Çünkü bütün dünyayı sarsan bir soykırım başladı Gazze’de. Zaten şu anda dünyanın her tarafında halklar bazında bir destek var. İnsanlar da bu çatışmanın geçmişini merak ediyor. Biz Filistinliler uzun yıllar işgal altında olduğumuz için ya terörist ya da mazlum ve mağdur olarak belli kalıplar içerisinde dünyaya tanıtıldık. Bunu değiştirmek için sinemayı araç olarak kullanıyoruz.”
ŞEHRİN RUHUNU YANSITAN BİR FİLM OLURDU
Filistin özgürleştiğinde hangi bölgede ve ne tür bir film çekmek istediğini sorduğumda, Hanna Atallah şöyle konuştu: “Filistin’in özgürleşeceği güne hepimiz inanıyoruz. Sorunuz zor ama hızlıca düşünerek cevaplamak istiyorum. Kudüs’te doğmuş biri olarak zannediyorum projem de özgür Kudüs’te olur. Çünkü işgalcilerin şehri nasıl baskı altında tuttuklarını, çocukluğumdan bugüne nasıl değiştirdiklerini gördüm. Şehirdeki mimari yapılar bile değişti. Çünkü işgalciler kendi Siyonizm hikayelerine uygun olarak tasarlıyorlar. Filmin konusu tam olarak ne olur şu an kestiremiyorum, ama kesinlikle şehrin ruhunu yansıtan bir şey olur.”
TÜRKİYE SİNEMA SEKTÖRÜNDE BİR EKOL
Türkiye’deki sinema faaliyetlerini yakından takip ettiğini dile getiren Hanna Atallah, “Türkiye sinema sektöründe kendi içinde bir ekol. Tüm dünya gibi biz de takip ediyoruz ve ondan nasıl istifade edebileceğimizi düşünüyoruz. Filistinli ünlü yönetmen Elya Süleyman, Türk ve Filistin ortak yapımı bir film çekti. Bunun yanı sıra aramızda geliştirmeye yönelik projeler de var, bunların üzerine çalışıyoruz” diye konuştu.