İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu dolandırıcılık olayına ilişkin Fatih Terim'in şikayeti üzerine yeni iddianeme hazırladı.
Bu iddianame, 2'si tutuklu 7 sanığın yargılandığı söz konusu olayla ilgili ana dava dosyasıyla birleştirilmesi istemiyle İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu.
Mahkemenin Terim'in "müşteki" sıfatıyla yer aldığı yeni iddianameyi ana dava dosyasıyla birleştirirmesi halinde dosyadaki mağdur sayısı 29'a çıkacak.
"Bahsedilen fon ile yakından, uzaktan ilgim yoktur''
Müşteki Fatih Terim'in ifadesine yer verilen iddianamede, Terim'in ‘'Ben uzun yıllardır teknik direktörlük yaptım. Son bir yıldır dinleniyorum. Seçil Erzan ile yaklaşık 5-6 yıldır tanışmaktayım. 11 yıldır bankanın müşterisiyim. Hayatımda hiçbir zaman bankanın Florya ve Levent şubelerine gitmedim. Paraya ihtiyacım olduğunda yakınlarımdan ve aile dostlarımdan isterim. Onlar gidip gerektiğinde bankadan parayı çekip bana getirirler. Bir takım belgelere imza atmam gerektiğinde ise zaman zaman Seçil Erzan yanıma gelip Florya'daki tesislerde imzamı alırdı. Hatta evime geldiğinde de belgelere imza atmışlığım olmuştu.
Bahsedilen fon ile yakından, uzaktan ilgim yoktur. Bu fon için kimse benden bu zamana kadar herhangi bir para istemedi. Bu fon ile alakalı Seçil Erzan'a hiçbir zaman para vermedim. 6 Nisan'da hesabımda ne olup bittiğini öğrenmek için bankada çalışan Rüya Hanım ile mesajlaştım. Seçil Erzan olayını duyunca bankaya sinirlendim ve bankadaki tüm paramın eşim Fulya Terim'in başka bankadaki hesabına aktarılmasını istedim. 219 bin 300 dolar ve 47 bin 400 lira paranın eşimin hesabına geldiğini tespit ettim ama 3 milyon dolar hala gönderilmedi. Bu paramı bana hala vermedikleri için Rüya Hanım'dan şikayetçiyim. Bunun gibi çok fazla aleyhime bankacılık işlemi yapıldığını fakat iyi niyetimin suistimal edildiğini düşünüyorum. Bu zamana kadar özellikle bankacılık işlemlerimi yürüten Seçil Erzan, Rüya Hanım ve işlemlerimde usulsüzlük yapan banka çalışanlarından şikayetçiyim'' dediği öğrenildi.
İddianameden
Devam eden ana davanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamesinde, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak, yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği, ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
Sanık Erzan'ın 90 yıldan 295 yıla kadar hapsi isteniyor
Sanık Erzan hakkında "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 90 yıldan 295 yıla kadar hapsi isteniyor.
Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.