Dünyanın dört bir yanından şairlerin Gazze’deki soykırıma dikkat çekmek için yazdığı şiirler, “Unsilenced: Poems for Palestine (Susmayanlar: Filistin İçin Şiirler)” kitabında toplandı. Editörlüğünü Kanadalı Akademisyen ve Yazar John P. Portelli’nin üstlendiği, Türkiye ayağını ise Şair ve Yazar Kadir Tepe’nin yürüttüğü eserle ilgili ilk etkinlik, önceki gün Rami Kütüphanesi’nde gerçekleştirildi. Fabrik Kitap ve Ruhsatsız Dergi iş birliğiyle hayata geçirilen bu özel programda, yalnızca kitap tanıtılmadı, aynı zamanda şiirin tanıklığında Filistin meselesi, küresel suskunluk, ikiyüzlü diplomatik söylemler ve vicdani yükümlülükler de masaya yatırıldı. Tüm geliri Filistin’e bağışlanacak olan kitabın etkinlikleri, başka ülkelerde de devam edecek.
ŞİİR POLİTİK BİR ŞEYDİR
Etkinliğin ilk oturumu, “Uluslararası Tanıklıklar: Şiir, Medya ve Felsefenin Kesişiminde Filistin” başlığıyla Zülal Sema’nın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturuma Zoom aracılığıyla Kanada’dan katılan Toronto Üniversitesi Eğitim Felsefesi Profesörü John P. Portelli, Filistin meselesini bir “pedagojik yıkım alanı” olarak tanımladı. Portelli, “Filistin’de çocuklar kitaplardan değil, bombalardan öğreniyor. En son dört yıl önce Filistin’e gittim. İnsanların ne kadar zor durumda mücadele ettiğini gördüm. Ama şu anda yaşananlar bir soykırımdır. Mahmut Derviş’in dediği gibi şiir politik bir şeydir. Politik olduğum için üzüntü duymayacağım” diyerek “Free Free Filistin” sloganıyla konuşmasını tamamladı.
YAŞANANLARIN DEHŞETİNİ ANLATAMIYORUZ
Moderatörlüğünü Kadir Tepe ve Zülal Sema’nın üstlendiği etkinlikte, Portelli’nin kitabını Türkçeye kazandıran İbrahim Hakan Karataş, kitapta şiirleriyle yer alan İtalyan Şair ve Yazar Paul Salvatori, Hasan Bozdaş, Eray Sarıçam, Rıdvan Ardıç, Zeynep Karaca ve M. Hüseyin Özer konuşmacı olarak katıldı. Yeni Şafak’a konuşan Salvatori, soykırım karşısında şiirin çaresizliğini şu ifadelerle anlattı: “Bence şairler olarak bizim diğer insanlardan daha derin hissetme gibi özel bir yeteneğimiz yok. Ama biz, yaşadığımız acıyı daha derinden keşfetmemize izin veriyoruz. Bir şair olarak şunu söylemeliyim ki, şiir bile bu soykırımı tam anlamıyla ifade etmekte yetersiz kalıyor. Kendi adıma yapabildiğim en iyi şey, bu acı karşısında içimden geçenleri bir şekilde dile getirmek oldu. Ama şiir ne kadar derin olursa olsun, yaşananların dehşetini ve kötülüğünü tam anlamıyla yansıtamaz. Şiirin ötesine geçip dünya genelinde bu soykırımı durdurmak için somut adımlar atmamız gerekiyor.”