Türk taşları Roma’da sergileniyor

Roma’nın yedi tepesinden en büyüğü olan Kapitolin Tepesi, dünyanın ilk halka açık müzesi olan Kapitolin Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Müze hem mimarı hem içerisinde bulundurduğu eserler hem de tarihi açısından büyük önem taşıyor.

Halime Kirazlı
Serginin ilk salonundaki bu panoda irili ufaklı toplam 19 Türk taşı var.

Roma’nın yedi tepesinden en büyüğü olan Kapitolin Tepesi, dünyanın ilk halka açık müzesi olan Kapitolin Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Müze hem mimarı hem içerisinde bulundurduğu eserler hem de tarihi açısından büyük önem taşıyor. Tepeyle aynı ismi taşıyan müzenin üç binasından ikisi İtalyan heykeltıraş, ressam ve mimar Michelangelo’nun eseri.

İtalya gezim sırasında uğradığım bu arkeoloji müzesi 1471 yılında Papa Sixtus IV tarafından kuruldu. 16. yüzyılın başında ise halkın kullanımına açıldı. Yoğun olarak resim ve heykellerin yer aldığı yapı, Roma tarihine eserlerle ışık tutuyor. Dünyanın en eski kamusal resim koleksiyonuna sahip olan bu müzeyi neden anlatıyorum? Çünkü müze, dokuz yıl boyunca arasında Türk taşlarının da bulunduğu “Kadim Renkler Kapitolin Müzesi’nde Santarelli Mermerleri” sergisine ev sahipliği yapıyor.

TAŞ GÜCÜN SİMGESİ

Roma Kültürü Kapitolin Kültürel Miras Müfettişliği ve Dino ve Ernesta adına kurulan Santarelli Vakfı tarafından desteklenen sergi, müzenin ikinci katındaki Clementino Caffarelli binasının iki odasında ziyaretçileri ağırlıyor. Küratörlüğünü Vittoria Bonifati, bilimsel küratörlüğünü ise Andrea G. De Marchi’nin üstlendiği sergi Kapitolin koleksiyonundan imparatorluk çağına ait yaklaşık 700 çok renkli mermerden oluşan değerli bir seçkiden oluşuyor. Bu seçki bünyesinde heykeller, renkli mermerler, mimari parçalar, taş resimler ve gliptikleri barındırıyor. Vakfın müzeye on yıllığına ücretsiz olarak verdiği koleksiyon, Roma tarihini sanatsal bir perspektiften gözlemleme fırsatı sunarken, ithal edilen bu taşlar imparatorluğun sosyo kültürel, politik ve ekonomik gücünü ve dönemin mimarisini belirleyici bir şekilde karakterize ediyor.

SEKİZ FARKLI MERMERDEN DİONYSOS BAŞI

İki salonda yer tutan serginin ilk odasında 7 farklı ülkeden toplam 82 taş sanatseverlere sunuluyor. Bunlar arasında toplam 19 Türk taşı yer alıyor. İkinci odada ise vakfa ait 19. yüzyılın başlarından kalma 422 parçaya, yine 19. yüzyılın ikinci yarısında, Gui ailesi tarafından müzeye bağışlanan ve 288 karo eşlik ediyor. İkinci salonda, Adriano Aymonino ve Silvia Davoli’nin editörlüğünü yaptığı bir de belgesel gösteriliyor. Yapımda, imparatorluğun genişleme politikasına paralel olarak şehre getirdiği bu malzemelerin coğrafi izi sürülüyor. Aynı odada bir kadın büstüne monte edilmiş sekiz farklı mermerden yapılmış Dionysos başı da sergileniyor.