Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Sempozyumu 14-15 Eylül’de Havran’da gerçekleşti. Sempozyuma ülkemizin birçok ilinden ve dünyanın dört bir yanından yerli, yabancı GETAT profesyonelleri katıldı.
Birleşmiş Milletler UNF Türkiye temsilcisi Dr. Muhammed İkbal Bakırcı’nın da katılımıyla GETAT uygulamalarının tüm dünyada kurumsallaşması hususunda Cenevre’de BM Genel Merkezinde gerçekleşen toplantı Havran gündemine taşındı.
Birçok ülke, integratif tıp modeli ile bu yaklaşımlardan faydalanırken ülkemizde de bu alanda son yıllarda kayda değer gelişmeler yaşandı. Havran’da gerçekleşen sempozyumda Türkiye’deki son gelişmeler ve yaygınlaşması beklenen yeni uygulamalar hakkında bilgi ve değerlendirmeler yapıldı.
Sempozyumda; Akupunktur, Fitoterapi, İridoloji ve İbni Sina -Mizaç tıbbı gibi geçmişten günümüze gelen önemli bilim dalları ile Anadolu İntegratif Tıp modeli yanısıra Osteopati, Visseral Manuelterapi, Kinezyolojik bantlama uygulamalı örnekleri ile paylaşıldı. Bütüncül Tıp Modeli ile sağlık sorunlarının kişiye özgü güvenli ve bilimsel çözümleri dile getirildi.
GETAT uygulamalarının ana akım sağlık hizmetlerine entegrasyonu ve kurumsallaşması yolunda karşılaşılan zorlukların görüşüldüğü sempozyumda tıp eğitimi müfredatına dahil edilmesinin çok önemli bir adım olduğunun altı çizildi.
Birçok ülkede Temel tıp eğitimi müfredatına girmiş Geleneksel, Tamamlayıcı ve İntegratif Tıp uygulamalarının ülkemizde de tıp eğitimi disiplinine entegre olmasının kazandıracağı çok yönlü faydalar konuşuldu.
Havran’da düzenlenen uluslararası sempozyumda yerli ve yabancı katılımcılarla çok kıymetli bilgilerin ve deneyimlerin paylaşımları yapıldı. Bununla beraber GETAT ve İntegratif Tıp uygulamalarının kurumsallaşması sürecinde Birleşmiş Milletler UNF Türkiye temsilciliği ile proje işbirliği yapma noktasında önemli adımlar atılacağı vurgulandı.
Türkiye tüm dünyaya örnek olacak
Birleşmiş Milletler UNF Türkiye temsilcisi Dr. Muhammed İkbal Bakırcı, Cenevre’de, tüm dünyada geleneksel alternatif tıp uygulamalarının kurumsallaşması ve ana akım sağlık hizmetlerine entegrasyonu hususunda düzenlenen toplantının detaylarını paylaştı. İsviçre’deki toplantıdan örnekler veren Dr. Muhammed İkbal Bakırcı sağlık hizmetleriyle tüm dünyaya örnek olan Türkiye’nin bu uygulamalarda da bunların entegrasyonunda da örnek olacağını vurguladı.
Bilimsel çalışmalar ışığında tecrübelerimizi artıracağız
Sempozyumda yaptığı konuşmada geleneksel tamamlayıcı tıp uygulamalarını integratif tıp modeliyle uygulamak için bilgi ve beceri paylaşımlarının önemli olduğunu vurgulayan Fitoterapi Hekimi Dr. Belkıs Yaşa; "Anadolu integratif tıp modeli ile kadim tıp medeniyetinin diğer ülkelere buradan ışık tutmasının sorumluluğuyla, biz de bu coğrafyanın Anadolu tıp modelini uygulayan hekimleri olarak bu misyona layık şekilde bilimsel çalışmalar ışığında bilgilerimizi tecrübelerimizi artırmaya geliştirmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Prof Dr Arif Karademir'den Kanuni Sultan Süleyman örneği
Çok sayıda yerli ve yabancı sağlıkçının katıldığı “Geleneksek Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Sempozyumu”na Varaka Ar-Ge Direktörü Prof. Dr. Arif Karademir de katılım sağladı. Sempozyumla ilgili görüşlerini paylaşan Prof. Dr. Arif Karademir; “Yakın geçmişte tamamen aşağılanan, itibarsızlaştırılan, çağdışı ve ilkellikle suçlanan geleneksel tıp uygulamaları, özellikle gelişmiş ülkelerde dikkat çekmeye, konu hakkında özel ve nitelikli araştırma merkezleri açılmaya başlandıktan sonra bizlerde de hafiften bir kabullenme başlamış görülüyor. Tamamen ret etmek veya kabullenmek yerine, kritik analitik düşünmek ve bilimsel olarak konuları ele almak en sağlıklısı olmalıdır. Tamamlayıcı tıp uygulamalarında yüzlerce medeniyete beşiklik yapmış, zengin kültürel tarihi ve biyoçeşitliliği ile Anadolu coğrafyası bir hazine gibi araştırmacılarını bekliyor.” ifadelerini kullandı.
“Geleneksel Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları'nda devletin konuyu resmi sınırlar içerisine alması ve kayıtdışı, merdivenaltı gelişmelere fırsat vermemesinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Kandemir ayrıca; ülkemizde, Anadolu coğrafyasında saklı olan geleneksel tamamlayıcı tıp bilgilerini, uygulamalarını, bilgilerini ve şifa kaynağı biyoçeşitliliğimizi öncelikle millet olarak bizlerin araştırması, çözmesi, öğrenmesi ve insanlık faydasına kazandırması gerektiğini söyleyerek Kanuni Sultan Süleyman'dan örnek verdi.