Büyük şair ve mütefekkir Necip Fazıl Kısakürek’in beyaz perdeye uyarlanan “Bir Adam Yaratmak” filminin prömiyeri, 13. Boğaziçi Film Festivali’nde gerçekleştirildi. İlk kez 1937-1938’de Muhsin Ertuğrul tarafından tiyatro sahnesinde canlandırılan eser, 87 yıl sonra Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle Murat Çeri tarafından sinemaya kazandırıldı. TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar’ın da izleyicilerin arasında yer aldığı filmin gösteriminin ardından yönetmen ve oyuncular söyleşi yaptı. Yapımcılığını Filimetre Medya Yapım’ın üstlendiği filmde Engin Altan Düzyatan, Deniz Barut, İsmail Hakkı, Hakan Meriçler, Murat Serezli, Gülper Özdemir, Caner Topçu, Altan Erkekli ve Serpil Tamur rol aldı.
FİLMİ MEHMED KISAKÜREK’E ADADIM
Gösterim öncesi Yeni Şafak’a konuşan Yönetmen Çeri, Necip Fazıl Kısakürek’in merhum oğlu Mehmed Kısakürek ve torunu Şeyma Kısakürek ile istişareli şekilde uyarlama yapmaya çalıştıklarını anlattı. Ustaya yakışır bir eser ortaya çıkarttıklarını söyleyen Çeri, “Mehmed Kısakürek’in görmesini çok isterdim. Ama nasip olmadı. Vefamı göstermek adına filmimi ona adadım. Ben Necip Fazıl’ı seven birisi olarak yola çıktım. Çıktığım noktadaki motivasyonum da Üstad'a layık bir eser çıkartmaktı. Başardığımızı düşünüyorum. Tabii bunun kararını verecek olan ben değilim, seyirciler” ifadelerini kullandı.
SORGULAMA AZALDI
Film hem sorgulaması bakımından hem de dilde sadeleştirmeye gidilmeden çekildiği için, gençleri zorlayabilir. Ancak bununla ilgili Çeri, “Shakespeare’in eserleri uyarlandığında ‘Bu kelimeler güncel değil kullanmayalım’ denilmiyorsa bizim lisanımıza da saygı göstermek lazım” dedi. Günümüz insanına bu eserin ne vereceği soruma ise şöyle cevap verdi: “Bu zamanı aşan bir metin. İnsanoğlunun arayışı, var olma sancısı, varlık sorgusu bitmez. Herkesin duyduğu bu sancıyı belli bir zaman çerçevesinde anlatmaya çalıştık. Bugün benim duyduğum sancıyı bundan 5 yüzyıl önce farklı isimdeki ve kültürdeki insanlar farklı şekilde duyuyordu. Belki bugün bu sorgulama azaldı. Bizim hedefimiz, insanların kafasına kendilerini sorgulamaları için bir sual bırakabilmek.”
ZEKAYI VE DÜŞÜNEN İNSANI İNCELİYOR
Filmde Zeynep rolünü üstlenen oyuncu Deniz Barut, eserin çok önemli olduğunu dile getirerek rolüyle ilgili şunları söyledi: “Zeynep, insanın aczini gösteren tarafını daha çok anlattığı bir kadın aslında. Yani mutsuzluğunu kavga ederek, haykırarak, isyan ederek çıkaran bir kadın. Benden çok uzak bir kadındı, onun için deneyimlemek keyifliydi.”
Bu metnin zekayı ve düşünen insanı incelemesi bakımından kendisini hep cezbettiğini vurgulayan Barut, “Bazen çok düşünmek zararlıdır derler. Baş karakterimiz Hüsrev, onun zararını yaşayan bir zeka. Rol bana teklif edildiğinde çok heyecanlandım. Zeynep’in çok güzel sahneleri vardı.
Bir de hocanın nasıl ele alacağını çok merak ettim açıkçası. Çünkü sinematografik olarak yansıtmak için oldukça zor bir metin. Çok konuşan bir metin” diye konuştu.