Tarihçi ve romancı Reşad Ekrem Koçu’nun (1905-1975) ömrünün büyük kısmını adadığı İstanbul Ansiklopedisi, vefatı dolayısıyla G harfinde kalmıştı. Yazar Ali Sürmelioğlu, yeni bir İstanbul Ansiklopedisi için kolları sıvadı. Akademik bir metinden öte bir kültür arkeolojisi yaptığı çalışmasında, alfabetik sıraya çok da uymadan 29 harfi yazmayı planlıyor. J harfinden başlayıp şimdiye kadar yaklaşık 300 civarı madde hazırlayan Sürmelioğlu ile Yeni İstanbul Ansiklopedisi’ni konuştuk.
Ansiklopedi hazırlamak hiç kolay bir iş değil. Yeni İstanbul Ansiklopedisi’ni hazırlık aşaması nasıl geçiyor?
Bir keşif macerasına çıktım Yeni İstanbul Ansiklopedisi’yle. Bildiğimizi zannettiğimiz İstanbul’la daha iyi tanışmak, okuru da tanıştırmak istiyorum. Daha iyi tanımak için bilgiye, bilginin de bir çerçeveye ihtiyacı var. Ansiklopedi Latinceden Fransızcaya geçmiş bir kelime grubu: Bilgi Dairesi, demek. İşte bu sınırları çizmek ve maddelere alınacak şeylerle geçiyor zamanım. Okumalar yapıyorum, farklı dönemlerin haritalarını inceliyorum, her fırsatta geziyorum ve bağlamlar kurarak maddeler yazıyorum.
ANSİKLOPEDİ MACERALARIMIZ
Biraz hafızamızı tazelemek için şimdiye kadar yapılmış ansiklopedilerden bahsedebilir misin?
Diderot’un Ansiklopedi’sinden beri 3 asır geçti. Bizdeki ilk ansiklopedi çalışması Beyrut’ta birkaç cilt yayınlanıp kalan Dairetü’l Mearif. Marifet Dairesi. Bilgi Dairesi olarak ortaya çıkan ansiklopedi bizde marifet dairesine dönüşmüş. Ali Suavi’nin Paris’te 16 sayılık bir denemesi var. Maarif Nazırı Emrullah Efendi’nin bir kurulla hazırlatmaya başlattığı Muhit’ül Maarif var. Emrullah Efendi görevden azledilince bu da akamete uğruyor. Ansiklopedilerin kaderi bu. Bir maddeye geliyorlar, adam ölüyor, kurul dağılıyor ve proje kalakalıyor.
Cumhuriyet devrinde birçok çalışma var ama bence hususen iki çalışma diğerlerinden daha farklı. Biri 33 yılda büyük bir kurulla hazırlanan, zeylleriyle beraber kırk küsur cilt olarak yayımlanan İslam Ansiklopedisi. Bu gayretin meyvesi olarak İSAM diye bir kütüphane ve FSM Vakıf Üniversitesi ortaya çıktı. Takdire şayan gerçekten.
YENİ BİR İSTANBUL ANSİKLOPEDİSİ’NE İHTİYACIMIZ VARDI
Biri de senin ilham aldığım Reşat Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi mi?
Evet, biri de benim ilham aldığım Reşat Ekrem Koçu’nun 1944’ten 1973’te vefatına kadar 29 yılda fasiküller halinde yaklaşık 20.000 madde yayımlayarak J harfine gelebildiği “Muhteşem İstanbul’un Muazzam Kütüğü” İstanbul Ansiklopedisi. Reşat Ekrem çalışmasını tamamlasaydı bile bugün yeni bir İstanbul Ansiklopedisi’ne ihtiyacımız vardı. Zira Koçu zamanında ne metrobüs diye bir sosyoloji vardı, ne şehrin üç Boğaz Köprüsü mevcuttu. Kılık kıyafetinden gündelik eşyalarına kadar her şey bir devinim halinde. İstanbul sekiz bin senedir hep merkez, hep diri, hep tesiri güçlü.
KÜLTÜR ARKEOLOJİSİ YAPIYORUM
Yeni İstanbul Ansiklopedisi'nde hangi harften başladın ve şimdiye kadar neler anlattın?
Reşat Ekrem’e vefa borcumuz olduğunu düşünüyorum. Onun için J’den maddelerle başladım ama 29 harfe de yer vereceğim. Reşat Ekrem, bir harfin bütün maddelerini bitirdikçe yeni harfe geçmişti. Bu da alfabenin ileri harflerine ulaşmadan akamete uğramaya sebep oluyor. Onun için aynı anda farklı harflerden maddeler yazıyorum. Bir hacme ulaştığında ilk cildini yayımlamak, sonra yeni ciltlerde aynı harflerden yeni maddeler yazmak niyetindeyim. Bir de artık açık kaynaklara erişim kolaylaştığı için tarihsel bilgiden öte gözden kaçan detayları önceleyerek maddeleri yazmaya çalışıyorum. Böylece metinler daha kısa olacağı için okuma daha kolay hale gelecek. Akademik bir metinden öte bir kültür arkeolojisi yapmaya çalışıyorum.
Geri dönüşler nasıl, dijital çağın insanı ansiklopediyle ilgileniyor mu?
Yeni kuşak belki sayfa çevirerek ansiklopedi okumaya aşina değil ama her şey dijital mecrada kendine yer buluyor. Onun için maddelerin bir kısmını Cins Dergi’de yayımlıyor, videolar çekip sosyal medyada paylaşıyor, Üsküdar’da Post Ofis’te aylık oturumlar yapıyorum. Her geçen gün teveccüh artıyor. Çünkü insan bastığı yerle kök ilişkisi kurmak ister. Benim gayretim de kökü dala hissettirmek.