Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezinde günlerce Kovid-19 yoğun bakım ünitesinde yaşam mücadelesi veren 38 yaşındaki Tekin Dinç ve 40 yaşındaki Süleyman Taş'ın tedavileri, kritik süreçlerin ardından normal serviste devam ediyor.
Nefes almakta, yürümekte zorlanan ve hastalığın en ağır semptomlarını yaşayan Dinç ve Taş, yaşadıkları sıkıntıları ve aşı olmadıkları için duydukları pişmanlığı anlattı.
"Bir aydır bu hastalığı çekiyorum"
Hastanede tedavisi devam eden Dinç, nefes darlığı ve yüksek ateş şikayetiyle hastaneye başvurduğunu, kontrollerde Kovid-19 testinin pozitif çıktığını söyledi.
Aşı olmadığını, sürekli ertelediğini belirten Dinç, şöyle konuştu:
"Tüm çevreme aşı yaptırdım fakat eşime ve kendime yaptırmadım. İşlerimdeki yoğunluktan dolayı ertelerken Kovid-19'a yakalandım. Bu hastalıkla mücadelenin aşısız olmayacağını herkesin bilmesi lazım. Aşı yaptıranlar hastalığı ayakta atlatıyor. Bir aydır bu hastalığı çekiyorum. Nefes alamıyorum. Lavaboya oksijen tüpü olmadan gidemiyorum, yürüyemiyorum. Her tarafıma kramplar giriyor. Hayatta karşılaşabileceğiniz en zor şartları yaşıyorsunuz. Herkes lütfen aşısını yaptırsın. Aşının bir zararı yok. Çevremde aşı yaptıranlar bu hastalığı rahat atlatıyor. Ben çok zorlanıyorum. Bir hafta yoğun bakımda kaldım. Tedavim devam ediyor. Hastane yönetiminden, sağlık çalışanlarından Allah razı olsun. Onların ilgileri bize moral oluyor."
"Söylenenlerin yalan olduğunu gördüm"
Hastanede 12 gündür tedavisi süren 40 yaşındaki Süleyman Taş da yüksek ateş, eklem ağrısı ve solunum sıkıntısı çektiğini anlattı.
Aşı yaptırmamanın pişmanlığını yaşadığını belirten Taş, "Kovid-19'la mücadele ediyorum. Tedavim devam ediyor. Herkese bir an önce aşı yaptırmalarını tavsiye ediyorum. Aşı olup da Kovid-19'a yakalananlar çok rahat atlatıyor. Aşı olmadığım için çok zorlu bir süreç geçiriyorum. Herkes aşısını olsun. Aşı yaptıranla yaptırmayan arasında çok fark var. Bunu kendi gözlerimle gördüm. Aşıya karşı şüphelerim vardı. Farklı şeyler söyleniyordu. Bunların tamamının yalan olduğunu gördüm. Doktorlar bizimle çok ilgileniyor. Allah onlardan razı olsun." ifadelerini kullandı.
"Kimse yaşına güvenmesin"
YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezi Başhekimi Dr. Ümit Haluk İliklerden de sağlık çalışanları olarak Kovid-19 salgınına karşı verdikleri mücadelenin devam ettiğini söyledi.
Sağlık müdürlükleri, filyasyon ve aşı ekipleriyle aşılama oranını artırmaya çalıştıklarını ifade eden İliklerden, şunları kaydetti:
"Hasta yoğunluğunun artması nedeniyle il genelinde hem Valiliğimiz hem de İl Sağlık Müdürlüğümüzün destekleriyle aşılama oranında artışlar yakaladık. Son zamanlarda aşı olmayan gençlerin hastaneye yatışlarının arttığını görüyoruz. Aşı, tüm yaş gruplarına önerilmektedir. Özellikle gençlerde aşılanma oranı artarsa hastaneye yatışlar ve sağlık çalışanlarının yükü azalacak, evde tedavi mümkün olacaktır. Van gibi genç nüfusun çok fazla olduğu bir bölgede aşı oranının artırılmasında gençlere büyük görev düşüyor. Kovid-19'u ağır geçiren, aynı zamanda kaybettiğimiz genç hastalarımız oluyor. Kimse yaşına, ek hastalığının olmamasına güvenmesin. Kovid-19 pandemisinde virüsün akciğer tutulumundan sonra solunum ve organ yetmezliğine yol açarak genç hastalarda ölüme neden olduğunu sık sık görüyoruz. Bu anlamda gençlerin aşılanmasının çok önemli olduğunu belirtmek istiyoruz."
"Genç yaş grubunda ölümler var"
YYÜ Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Ali İrfan Baran, hastanelerinin Kovid-19 yoğun bakımında ve servislerinde aşısız gençlerin sayısının arttığını dile getirdi.
Van'da aşılama oranının ülke geneline göre düşük olduğunu, henüz istenilen seviyeye ulaşılmadığını ifade eden Baran, şu uyarılarda bulundu:
"Özellikle gençlerde aşılama oranımız çok düşük. Serviste yatanların ortalama yaşları 30-40 civarında. Şu an yoğun bakımda genç hastalarımız var. Gençlerin yoğun bakıma gidişi nispeten daha az ama şu an serviste 22, 27, 30 yaşlarında hastalığı ağır geçirenler var. Aşı olmadıkları için büyük pişmanlık yaşıyorlar. Genç yaş grubunda ölümler var. Kötüleşip yoğun bakıma gittiğinde 'Keşke aşı olsaydım' diyen hastalar vardı. Pişmanlığı fazlasıyla duyuyorlar. Herkesin mutlaka en yakın zamanda aşısını olması gerekiyor. Aşının koruyuculuğunu görüyoruz. Sağlık çalışanlarında eskisi kadar ölümleri görmüyoruz artık. Bunda aşının çok büyük etkisi var."