Un ve suyun karıştırılmasının ardından hamurun ince ince tel haline getirilerek sofralara uzanan yolculuğu zaman ve sabır gerektiriyor. Teknolojinin gelişmesi ile ürün çeşitliliğine rağmen dökme usullerle kadayıf üreten Demirkan, geleneksel yöntemlerle yapılan kadayıfın damak tadının diğerlerinden farklı olduğunu vurguluyor.
Makine ile saatte 90 kilogram ürün elde edilebilirken Demirkan ise saatte 5 kilogram kadayıf üretiyor. 1990’lı yıllarda çırak olarak başladığı mesleğini 30 yıldır aralıksız devam ettirdiğini belirten Rafet Demirkan, dökme yöntemlerle kadayıf üretiminin Osmancık’ın yanı sıra Çorum ve İskilip’te yapıldığını söyledi.
Saatte 5 kilo
Aralıksız dönen bakır tepside saatte 5 kilo kadayıf üretimi gerçekleştirildiğini ifade eden Demirkan, “Osmancık’ın eski simitçilerinden rahmetli Güngör ustamız vardı, o yapıyordu bu işi. Ben de simit satıyordum, ustam Ramazan ayında yaparken bu işi ben de merak ediyordum, bakıyordum ona ’acaba ben de dökebilir miyim?’ diye. O da bir gün ’gel oğlum dök’ dedi. El verdi ben de bu işi öğrendim. 1990’dan bu tarafa da bu işi yapıyorum” dedi.
“Sadece Ramazan ayına özel yapıyoruz”
Sadece Ramazan ayına özel dökme kadayıf yaptıklarını anlatan Demirkan, “Dökme tel kadayıfı bir Osmancık’ta bir de İskilip’te var. Sacımız dövme bakır, hamurun özünü kürekle döve döve yaparak kıvamına getiriyoruz. Bu yöntem biraz zahmetli, makinesi var ama bu lezzeti tutmuyor. Makinede saatte 90 kilogram üretim yapılıyor biz ise saatte 5 kilogram kadayıf üretebiliyoruz. Bakır tepsinin 10 defa dönmesinde 1 kilo kadayıf alabiliyoruz. Geleneksel yöntemle üretilen dökme tel kadayıfını sadece Ramazan ayına özel yapıyoruz. Hem geleneksel olan hem de maharet, ustalık ve sabır isteyen dökme kadayıf Ramazan ayında iftar sofralarında en çok tercih edilen tatlıların başında geliyor” diye konuştu.