İslam kültürüyle karılan Selçuklu Devleti’nde Ramazan ayına büyük bir hürmet gösterilirdi. Tarihçi Nermin Taylan, Ramazan’ın Selçuklu toplumunda nasıl yaşandığını ve toplumsal hayatta nelere etki ettiğini anlattı. Taylan, Selçuklularda Ramazan ayının denk geldiği mevsimin yerleşim açısından bile önemli olduğu söyledi.
MEVSİME GÖRE GÖÇ
“Büyük Selçuklu Devleti’nin yönetildiği bir saray vardı ama haricinde obası da vardı” diyen Taylan, o dönemki Ramazan aylarındaki toplumsal hareketlilik için şunları söyledi: “Konargöçer bir toplum olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda Ramazan ayının hangi mevsime denk geleceğine göre yerleşim planı yapılıyordu. Ramazan kışa rastlamışsa eğer Horasan, Nişabur, Merv gibi yerlerden Dandanakan, Haveran, Herat gibi şehirlere gidiyorlardı. Bu durum 12’nci ve 13’üncü yüzyıl Selçuklu Türklerinde sık rastladığımız bir durum.”
İFTARLAR HELVA İLE
Taylan, Osmanlı Devleti’nde olduğu gibi çeşitli bir yemek geleneğinin olduğunun söylenemediğini ancak Ramazan’a özel hazırlanan bir Selçuklu helvasının Ramazan sofralarında yer aldığını söyledi. Osmanlı ve Selçuklu Ramazan geleneklerinin temelinin önceki Türk-İslam devletlerine dayandırılabileceğini söyleyen Taylan, “Tüm bu devletlerde Ramazan-ı Şerif’e fazlasıyla hürmet gösteriliyordu. Osmanlı Devleti de Anadolu Selçuklu Devleti’nin devamı niteliğinde olduğu için Osmanlı geleneklerine bakıldığında önceki devletlerin izlerini görmek mümkündür” dedi.
Sultan Alparslan 15 bin dinar dağıtmış
Ramazan’da kimsenin yoksulluk çekmemesi için özel çaba sarf edildiğini belirten Taylan şunları söyledi: “Sultan Alparslan’ın Ramazan boyunca 15 bin dinar sadaka dağıttığı resmi kayıtlarda yer alıyor. Sultan Alparslan’dan sonra Melikşah bunun daha yükseğini veriyor. Sultan ve hanedan üyeleri, devlet adamaları Ramazan ayında iftar organizasyonları düzenliyor. Sadakaların fakir fukaraya verilmesine özen gösteriliyor. Müslüman, gayrimüslim ayırt edilmeksizin tüm yoksullara veriliyor.”