Sanlı SARIALİOĞLU
Hasan Doğan ile Avrupa Şampiyonası'nda tanıştım. Kısa aralıklarla sık sık birlikte olduk, minik sohbetler yaptık. Sevecen, babacan ve son derece saygılı tavrıyla herkesi olduğu gibi beni de kendisine hayran bıraktı.
Yarı finale, finale hep garanti gözüyle bakıyordu. Muhteşem bir yüreği vardı. Hırvatistan maçından sonra hepimize aynen şunu söyledi: “Finalde yine hep beraber burada, Viyana'da olacağız. Bundan en ufak kuşku duymayın'.
Başarıya odaklanmış, inanmış, özgüveni en üst düzeyde biriydi. Yeniliklere açıktı. Fikirlere büyük önem veriyordu. İdealleri, hedefleri vardı ve bunu çevresiyle paylaşmayı çok seviyordu.
Her işin uzmanlarına bırakılmasını ilke edinmişti. Futbol ukalalığı kesinlikle yapmıyordu. Nerede frene basacağını çok iyi biliyordu.
Milli takımımızın attığı her golden sonra eşiyle havalara sıçrayıp birbirlerine sarılışları gözümün önünden gitmiyor. O ne güzel tabloydu öyle.
Az tanıdık çok sevdik, erken kaybettik. Avrupa üçüncülüğü yaşamındaki son armağanıydı... Allah'ın takdiri... Hepimizin başı sağolsun.
Güle güle Hasan abi
Erhan KÖKNAR
Başkanla ayda bir düzenlenen gazete yöneticilerinin, yazarlarının, bürokrat ve işadamlarının katıldığı Türk müziği toplantılarında beraber olurduk. Gözlerimizi kapatır, kendimizi Türk Sanat Müziği'nin namelerine bırakır, ruhumuzu dinlendirir, stres atardık. Çamlıca'da yaptığımız son buluşmaya TFF'nin mali kongresi nedeniyle katılamamıştı. Grup maçları oynanırken finalden bahsediyordu. İstanbul'daki son fasıl için de “Beni atlattınız” diye sitem etmişti. Planımızı hazırladık. Geleneksel fasıl toplantımızı Viyana'da final maçı öncesi yapacaktık. Olmadı. Bu çarşamba günü İstanbul'da niyetlendik, yine olmadı... Kader...
Görev yaptığı kısa sürede o kadar iyi projeler üretti, hizmetler yaptı ki saymakla bitmez. Her zaman “yanlışa yanlış” “doğruya doğru” derdi. Sevecen, güleryüzlü, dürüst tutumuyla futbolumuza barış getirdi, geleceği aydınlattı.
Avrupa Şampiyonası'nda tüm doğallıklarıyla birbirlerine coşkuyla sarılan Hasan Doğan ve eşi Aysel hanım, sevinç ve samimiyetleriyle Türkiye'nin sevgilisi oldu. Onları izleyen, futboldan anlamayan ne kadar insan varsa; özellikle hanımefendiler, futbolu sevmeye başladı. Çok üzgünüz. Yeri doldurulamayacak bir insan hakkın rahmetine kavuştu. Hepimizin başı sağ olsun.