Film yeni başlıyor

Adnan Polatlı dönem geleceğin Galatasaray'ını oluşturmak için her türlü zorluğa göğüs geriyor. Slogan şu; Ali Sami Bey'in yolundayız. Fener'i yenmek iş değil, amaç Türk olmayan takımları yenmek... Haldun Üstünel, Murat Yalçındağ ve Adnan Sezgin büyük bir gizlilik içinde dünya starlarını transfer etmeye devam edecek.

Osman Tanburacı
Film yeni başlıyor

Aylardır, hatta geçen yıldan bu yana... Kalli'nin gidişiyle başlayan... Hatta Michael Skibbe'nin gelişiyle Galatasaray'ı yerden yere vuran acımasız eleştiriler süredursun Galatasaray yönetimi bildiğini okumaya devam ediyor.

Amaç; takımı yenilemek, Avrupa'da ses getirmek.

Sonuç;

Giderek alkış alan modern futbol... Şık ve büyüleyici paslaşmalarla gelen muhteşem goller... Lincoln-Arda-Baros ve Kewell'ın rakipleri şaşkına çeviren paslaşmalarıyla inleyen tribünler ve ligde toplanan 33 puan... Galatasaray'ın önünde sadece 34'er puanlı Sivasspor ve Trabzonspor var. Fenerbahçe ve Beşiktaş bu kadar tenkit edilen Galatasaray'ın altındalar!...

Avrupa'da ise yine bir sonraki yılı gören tek Türk takımı var; Galatasaray.

Bu durum; Galatasaray'ı acımasızca eleştirenlere verilecek en güzel cevaptır.

Florya'daki sevgi seli

Florya'da herkesle konuştum... Fotoğrafta bir Adnan Sezgin yoktu, o da UEFA'nın Nyon'daki kura çekimindeydi... Galatasaray geçen yıl nasıl şampiyon oldu ve o süreçten sonra Galatasaray ne evreler geçirdi önce onun röntgenini çekelim, sonrasında bir durum tesbiti yapıp bu günlere uzanalım.

2007-2008 sezonunu şampiyon bitiren Galatasaray'ı bekleyen iki tehlike vardı.

1-Futbolcuların istemediği Kalli'nin gidişinden sonraki şampiyonlukla gelen futbolcuya dayalı düzen nasıl yıkılacak?

2-2008-2009'da Galatasaray'ın hocası kim olacak?

Galatasaray'da Adnan Polat başkanlığında kusursuz bir senaryo yazıldı. Geçen yıl ligin bitimine 6 hafta kala Kalli'nin danışıklı-dövüş gidişinden sonra Galatasaray'da Cevat Güler ve Burak Dilmen Kalli'nin görevine bıraktığı yerden devam etti. Bu ikili mükemmel bir performans göstererek Galatasaray'ı şampiyon yaptı, ancak bu şampiyonlukta esas pay Kalli'nindi. Takımı disiplin altına alan, başarı için çok çalışmanın şart olduğu bir ortamı yaratan Kalli'ydi. Futbolcular bu düzeni sevmediği için Kalli'yi istemediler Kalli geçici süre hava değişimine çıktı. Kalli'nin gidişi medyanın abarttığı gibi kovulma değil, 'anlaşmalı bir veda' idi... Kalli'den başka kim getirilse bu kadar mesafe yol alınamazdı. Başarılıda olundu. Senaryo kusursuz bir şekilde uygulandı. Nitekim Kalli bu sezonun ilk yarısında yine Galatasaray'a 'supervisor' olarak döndü... Galatasaray ligde ve Avrupa'da tırmanmaya başladı... Yani Başkan Adnan Polat ve danışmanı Feldkamp'ın deyimiyle film yeni başlıyordu.

Karl Heinz Feldkamp'ın görevi;

Öyle ard niyetlilerin söylediği gibi Skibbe'nin tepesine inmiş Demokles kılıcı değil! Galatasaray Spor Akademisi'ni yaratmak ve bu büyük camiaya Avrupa kapılarını tekrar açmak için gelen altyapı profesörü.

İşte Kalli'nin gelişiyle gidenler;

Orhan Ak, Necati Ateş, Cihan Haspolatlı, Hasan Kabze, Mondragon...

Kalli'yle yaratılan takım;

Barış Özbek, Serkan Çalık, Volkan Yaman, Hakan Balta, Servet Çetin, Tobias Linderoth, Cassio Lincoln, Uğur Uçar, Shabani Nonda, İsmael Bouzid, Barusso, Emre Güngör.

Bu sene başı gidenler;

Hakan Şükür, Okan Buruk, Song, Barusso, Carrusca, Bouzid ... İki senede Galatasaray'dan neredeyse bir takım gitti... Yedekleriyle beraber... Galatasaray'ın son şampiyonluğu ve bu sene Avrupa'da 2009'a uzanan yolu böyle başladı...

Gelecek 10 yılın isimleri

Arda Turan, Mehmet Topal, Mehmet Güven, Aydın Yılmaz, Uğur Uçar, Hakan Balta, Barış Özbek, Emre Güngör, Sabri Sarıoğlu, Yaser Yıldız, Serkan Kurtuluş, Ferdi Elmas, Alparslan Erdem, Serkan Çalık, Murat Akça, Semih Kaya... Bunlar geleceğe yatırım. Tam 16 tabanca gibi genç... Bitmedi;

27 Yaş civarı; Aykut Erçetin, Volkan Yaman. Orkun Uşak, Servet Çetin, 30 yaş sınırını aşanlar; Emre Aşık, Hasan Şaş, Ayhan Akman, Ümit Karan, Cassio Lincoln (28), Milan Baros (27), Harry Kewell (31), Morgan De Sanctis (32), Fernando Meira (30), Tobias Linderoth (29), Shabani Nonda (31) Galatasaray bu kadroyla 2007-2008'de hem şampiyon oldu hem 2008-2009'da ligde en güzel futbolu oynayan takım olarak gösterilirken kurduğu genç bir kadro ile de gelecek 10 yıla imza attı... Galatasaray'ın rakibi diğer takımların hali ise meydanda!... Kalli'yle Galatasaray'ın ufku değişti... Bu pozitif gelişim Kalli ve Skibbe çatışmasına çanak tutanlara ithaf olunur!

Üstünel ve yabancı transferler

Önce bir tebrik. Haldun Üstünel ve Murat Yalçındağ mükemmel bir çalışmayla Galatasaray'a Lincoln, Baros, Kewell, Meira ve De Sanctis'i kazandırdılar... Nonda da onların eseriydi... Haldun Üstünel ve ekibinin çok ketum davranması belki medya şimşeklerini üzerlerine çekti ama 'bu ekip' mükemmel bir gizlilik içinde Galatasaray'a Avrupa'nın starlarını kazandırdı hem de 'Güiza ve Emre ile kıyaslandığında 'üç otuz' paraya...

Tebrikler Hocammmm...

Seni çamaşır ipine astılar halı gibi dövdüler... Aragones'ten gençsin, bir hayli de yakışıklısın. Mustafa Denizli gibi hayatı güzel yaşayansın. Anladınız siz onu... Tabii kıskanılırsın Herr Skibbe... Ama seni kutluyorum Michael; yıkılmadın ayaktasın.

Skibbe'yle kırk yıllık dost gibi konuştuk. Adamcağız dosta hasret kalmış. Yırtınıyor 'Osman Abi'me çay' diye...

Ne sorduysam söyledi;

“Transfer istemiyorum” dedi... (Yan cebime...)

Skibbe en çok sakatların iyileşmesine seviniyor...

'Oh şimdi tam takım olduk. Futbol ekip işi bütünlük sağlanırsa G.Saray şampiyondur' diyor...

-Şimdi ne yapacaksın Michael diyorum... Adam bolluğunda her kurduğun 11 tenkit edilecek. Falancayı neden oynatmıyorsun diyenler olacak... Çok eleştirileceksin...

Cevabına bayıldım;

-Bundan daha fazla eleştiri olmaz ki... Demediklerini bırakmadılar... Seni kıskanıyorlar galiba... -Ben alışığım Herr Osman.... İşime bakarım, güler geçerim. Galatasaray'ı şampiyon yaparım. O zaman söyle omuzlara da almasınlar.

Kariyerin ne ki senin?

Shalke 04 U19, Borussia Dortmund U19, PAF, Dortmund A Takım... Rudi Voller'le 4 yıl Alman Milli Takımı... Sonra Almanya U18 ve Leverkusen... Futbol bilgimi tartışmaya açmam... Nezaketi de elden bırakmam.

Hayata nasıl bakarsın?

Sevecen ve keyifli... Disiplin anlayışın?

Otoriter tavır sevgi ve saygıyı doğurur, saygı disiplin yaratır.

Türkiye nasıl?

Almanya gibi değil, havası güzel, insanı çok sevimli, futbolcusu çok yetenekli ama alt yapı geri kalmış... İstanbul wundervoll! Sıvas'ı bilmiyorum... Göreceğiz.

Her sabah merhabası var

Florya'dakiler şöyle diyor; Skibbe her sabah herkesten önce gelir, selam vermediği kimse yoktur... Ben de gözümle gördüm, kapıdaki güvenliğin, temizlikçi kadının, sekreterin hepsinin tek tek elini sıktı... Hem de Türkçe; 'merhaba, gunaydın, n'aber' diyerekten...

Kapıda karşılaştık elinde askıya asılmış sakız gibi gömlekler vardı... Tiril tiril ütülü. Ayakkabıları da faça, Skibbe sportif delikanlı... Bizi görünce hemen el değiştirdi tokalaştık... Bizim Abdullah Eğilmez de tam denklanşöre basacak, Skibbe ona da el uzatmaz mı... Apo makineyi az kaldı yere düşürüyordu... Skibbe çok nazik adam. Anlayana...

Yardımcı Hoca Burak Dilmen aramızı buldu, ben sordum Skibbe cevapladı... Galatasaray üzerinden hayatı paylaştık...

Bütün düşüncesi futbol üzerine... Saatlerce sistemler üzerine konuştuk. Söylediği çok şey var. Özü şu; futbol bir hayat tarzıdır. Çok çalışma, disiplin ve aşk ister. Yetenekli futbolcu baş tacımdır. Çünkü onları kolay bulamazsın. Bunu söylüyorsam doğrudur. Çünkü gençleri uzun süre çalıştırdım. Onların formasyonunda iyi örnekler olması gerek. Yetenek disipline edilmezse kaybolur ama bunu gençlere 'dikta rejimiyle' değil sevgiyle aşılayacaksın...

Skibbe gençlere örnek olacak bir model...

Haşin değil, sevgi dolu... İdmanda bile bütün futbolcular etrafında.

Futbolcuları Skibbe'ye tapıyor.

Skibbe'yi Florya'da sevmeyen yok! Varsa zaten AntiGalatasaraylıdır onlar...

İLK YARI RAPORU

Skibbe'li Galatasaray ligdeki 16 maçın sadece 2'sinde gol atamamış.

Kayseri ve Ankaraspor'la deplasmanda 0-0 berabere kalmış, Trabzon'u 3-0, Beşiktaş'ı 4-2 yenmiş. F.Bahçe'ye 4-1 kaybetmiş, Sivas'la oynamamış (17. hafta oynanmadı.) Skibbe ilk yarıyı 34 puanla Sivas ve Trabzon'un 1 puan gerisinde ezeli rakipleri F.Bahçe ve Beşiktaş'ın önünde bitirmiş... UEFA'da gruptan çıkmış. İşte 16 maçlık ilk yarı ve Avrupa maçlarını aylara göre dağılımı;

BİR AYLIK PERİYOT / 23 Ağustos-21 Eylül 2008

1 23.08.08/19:00 G.Saray-Denizli 4-1

2 31.08.08/21:00 Kayseri-G.saray 0-0

3 14.09.08/21:45 G.Saray-Antalya 1-1

4 21.09.08/19:00 Kocaeli-G.Saray 1-4

2'si deplasman 4 maçta 8 puan...

4 kayıp puan, 0 yenilgi

9 gol atıyor, 3 gol yiyor

13.08.08 G.Saray-S.Bükreş 2-2 Almanya'da Süper Kupa

17.08.08 G.Saray-Kayseri 2-1

27.08.08 S.Bükreş-G.Saray 1-0

G.Saray Şampiyonlar Ligi'ne giremedi. Skibbe tartışılmaya başlandı. Bu maçlarda Uğur, Linderoth, Serkan sakat. De Sanctis daha yok.

18.09.08 Bellinzona-G.Saray 3-4

BİR AYLIK 2. PERİYOT / 28 Eylül-26 Ekim 2008

5 28.09.08/21:00 G.Saray-Konya 4-1

6 05.10.08/20:00 Bursa-G.Saray 2-1

7 19.10.08/19.00 G.Saray-Trabzon 3-0

8 26.10.08/19:00 Eskişehir-G.Saray 4-2

2'si deplasman 4 maçta 6 puan...

6 kayıp puan, 2 yenilgi

10 gol atıyor, 7 gol yiyor

Galatasaray UEFA'da

02.10.08 G.Saray-Bellinzona 2-1

17.08.08 G.Saray-Olympiakos 1-0

G.Saray ve Skibbe yavaş yavaş toparlanıyor.

BİR AYLIK 3. PERİYOT / 2 Kasım-22 Kasım 2008

9 02.11.08/19:00 G.Saray-G.Antep 3-1

10 09.11.08/19:00 F.Bahçe-G.Saray 4-1

11 16.11.08/19.00 G.Saray-Belediye 2-0

12 22.11.08/19:00 Ankara-G.Saray 0-0

2'si deplasman 4 maçta 7 puan...

5 kayıp puan, 1 yenilgi

6 gol atıyor, 5 gol yiyor

06.11.08 Benfica-G.Saray 0-2

13.11.08 G.Saray-Kayseri (T.Kupası) 1-0

27.11.08 G.Saray-Metalist 0-1

Fenerbahçe ve Metalist yenilgileri Skibbe'yi tartışır hale getiriyor.

BİR AYLIK 4. PERİYOT / 30 Kasım-21 Aralık 2008

13 30.11.08/19:00 G.Saray-Hacettepe 3-1

14 07.12.08/19:00 A.Gücü-G.Saray 0-3

15 12.12.08/20.00 G.Birliği-G.Saray 1-3

26 21.12.08/19:00 G.Saray-Beşiktaş 4-2

2'si deplasman 4 maçta 12 puan...

0 kayıp puan, 0 yenilgi

13 gol atıyor, 4 gol yiyor

03.12.08 Hertha Berlin-G.Saray 0-1

Aralık periyodunda G.Saray içeride ve dışarıda yenilmiyor. Ligi liderin 1 puan gerisinde bitiriyor ve UEFA'da gruptan çıkarak 2009'da da Avrupa'daki tek Türk takımı oluyor.