"Berlin Panteri" lakabıyla tanınan Galatasaray ve milli takımın efsane kalecisi Turgay Şeren, Türk futbolunda önemli izler bıraktı.
2010 yılında verdiği bir röportajda, "Beni, parayı alıp bankaya koymak için değil, parayı sarf etmek ve etrafına sarf ettirmek için seven bir insandı diye hatırlamalarını isterim" demişti büyük kaptan. Günümüzün yıldızlarına, forma yerine parayı tercih eden endüstriyel futbolcularına nazire yaparcasına...
Türkay oldu Turgay
15 Mayıs 1932'de Ankara Keçiören'de, Mustafa Kemal Atatürk'ün özel kalem müdür muavinlerinden Sabit Şevki Şeren ile öğretmenlik yapan Münevver Şeren'in ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Her zaman gözleri dolarak bahsederdi. Zira, ismi bizzat Atatürk tarafından Türkay olarak konulmuştu. Ancak, Galatasaray Lisesi'nde öğretmenleri ve öğrenci arkadaşları Türkay ismini Turgay olarak telaffuz edince bu adı kullanmaya başlamıştı.
Galatasaray Lisesi'nden mezun olduktan sonra İstanbul Futbol Ligi'nde mücadele eden Galatasaray'da futbolculuk kariyerine başlayan Turgay Şeren, A takım formasıyla ilk kez 30 Ekim 1949'da Vefa ile oynadıkları ve 1-0 kazandıkları maça çıktı. 19 yıllık futbolculuk kariyerinin tamamını sarı-kırmızılı takımda geçirdi Turgay Şeren.
Şeren, sarı-kırmızılı forma altında 55 maçta Fenerbahçe'ye karşı görev yaparak, derbi tarihinde en çok maça çıkan oyuncu oldu. Türkiye'nin ilk kez katıldığı 1954 FIFA Dünya Kupası'nda kaleyi koruyan Turgay Şeren, 5 kez 21 Yaş Altı, 46 kez de A Takım olmak üzere toplam 51 milli maça çıktı. Şeren, 35 maçla A Milli Takım'da sahaya en fazla kaptan çıkan futbolcu oldu.
2012 yılında verdiği bir röportajda Turgay Şeren, o yılları şöyle anlatıyordu:
Ve ona asıl şöhreti kazandıran maç
17 Haziran 1951. Türkiye A Milli Takımı deplasmanda Batı Almanya ile karşılaşıyor ve rakibini 2-1 mağlup etme başarısı gösteriyor. O gün Türkiye bir efsaneyle tanışıyor; "Berlin Panteri". Ertesi gün, Alman dergisi Kicker, Turgay'ı, "Bir insan nasıl olur da bu kadar yükseğe sıçrayabilir?" başlığıyla kapağına taşır, işte o gün Turgay, "Berlin Panteri" olur:
Güney Amerika'da futbol oynayan ilk Türk
Turgay Şeren, 1959 yılında Arjantin'in River Plate takımı ile anlaşmasına rağmen Galatasaray'ın yüksek bonservis bedeli istemesi nedeniyle bu transfer gerçekleşemedi.
River Plate forması altında üç hazırlık maçına çıkan ve Güney Amerika'da futbol oynayan ilk Türk oyuncu olan Şeren, Galatasaray'ın bonservisini vermemesi üzerine İstanbul'a döndü.
Metin Oktay sevgisi
Turgay Şeren, son dönemlerde etkinliklere üzerinde hep bir Galatasaray forması ile katılıyordu. Bir gün merak edip sorduğumuzda gözyaşları içinde formanın Metin Oktay'a ait olduğunu anlatınca kendisini dinleyenlerin tüylerini diken diken etmişti.
Şeren'in Metin Oktay sevgisi bir başkaydı. "Taçsız Kral" lakabıyla bilinen Galatasaray ve Türk futbolunun unutulmaz ismi Metin Oktay, Turgay Şeren'le gerek kulüp bazında gerekse milli takımlar düzeyinde çok sayıda maça çıkmıştır.
Metin Oktay'ın hayatını konu olan "Taçsız Kral" filminde Turgay Şeren kendini oynamıştır. Oktay'ın 13 Eylül 1991'de vefatından hemen önce Turgay Şeren'le yemektelerdi.
Metin Oktay'ın ölümü, Turgay Şeren'in hayatındaki önemli kilometre taşlarından biri olmuştu.
Kariyerinden bazı satır başları
Metin Oktayların, Lefterlerin, Süleyman Sebaların, Can Bartuların...
Turgay Şeren, 14 yıl aralıksız kaptanlığını yaptığı Galatasaray'a veda ettikten sonra futboldan kopamadı. Şeren, kısa süreli teknik direktörlük deneyimlerinden sonra uzun yıllar spor yorumculuğu, futbolcular derneği başkanlığı yaptı.
Futbolun toprak sahalarda oynandığı, tribünde şiddetin küfürlerin olmadığı, Metin Oktayların, Lefterlerin, Süleyman Sebaların, Can Bartuların gerçek birer yıldız olarak parladığı dönemlerde oynadı Turgay Şeren. Ve o dönemlerde Türk futbolunun temeline harç kardı, ilk tuğlaları koydu.
Günümüzde hala Türk futbolu adına umutla bahsediliyorsa hala "fair-play" ruhundan söz ediliyorsa bundan Turgay Şeren'in de büyük payı vardır...