Teravih namazı, Ramazan ayının manevi atmosferini derinleştiren, cemaatle birlikte kılınması teşvik edilen bir ibadettir. Bu özel namaz, Kur'an-ı Kerim'in indirildiği bu kutsal ayda daha fazla ibadet etme ve maneviyatlarını artırma fırsatı sunar. Teravih namazı, aynı zamanda Müslüman topluluklar arasında birlik ve beraberliği de güçlendirir.
Ramazan ayında teravih namazları büyük önem taşımaktadır. Cemaatin camileri akın ettiği, Ramazan ayının anlamlı kılan ve büyük sevapları olan teravih namazlarına bu akşam başlanıyor. Vatandaşlar ise teravih namazının nasıl kılınacağını merak ediyor. Sizlere sunacağımız bilgilerle sizler de namazın nasıl kılınacağını öğrenebileceksiniz. İşte teravih namazının kılınışı ve .
Teravih namazının mahiyeti ve hükmü nedir?
Teravih namazını cemaatle veya tek başına kılmanın hükmü nedir?
Nafile namazların tek başına kılınması daha faziletli olduğu halde, teravih namazının cemaatle kılınması Hz. Peygamber (s.a.s.)'in uygulaması ile sabittir. Nitekim Hz. Peygamber teravih namazını birkaç defa cemaatle kıldırmış, ancak daha sonra farz olur düşüncesiyle cemaate kıldırmaktan vazgeçmiştir (Buhari, “Salatü't-Teravih”, 1; Müslim, “Müsafirin”, 177).
Hz. Ömer halife olunca, halkın dağınık bir şekilde Teravih namazı kıldıklarını görüp, tekrar cemaatle kılınmasının daha hoş olacağını düşünmüş ve ashapla istişare ederek bu namazın yeniden cemaatle kılınmasını başlatmıştır. Halkın vecd içinde bu namazı kıldıklarını görünce, “ne güzel bir adet oldu” diyerek memnuniyetini belirtmiştir (Buhari, “Salatü't-Teravih”, 1). Hz. Ali de, bu uygulama sebebiyle “Ömer mescitlerimizi Teravihin feyziyle nurlandırdığı gibi, Allah da Ömer'in kabrini öyle nurlandırsın” diye dua etmiştir (el-Mutteki el-Hindi, Kenzu'l-Ummal, XII, 576).
Teravih namazı kaç rekattır?
Hz. Peygamber (s.a.s.)'in kıldırmış olduğu Teravih namazlarının kaç rekat olduğu konusunda bir rivayet bulunmamaktadır. Bu konuda Hz. Ömer'in Teravihi cemaatle kılınmasını başlatmasıyla ilgili haberlerden ve Hz. Aişe'nin, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Ramazan ayındaki gece namazlarıyla ilgili hadisinden hareketle bir sonuca ulaşılmaya çalışılmaktadır. Bu konudaki haberler şöyle değerlendirilebilir:
Rasulullah'ın (s.a.s.) Ramazandaki gece namazları sorulduğunda, Hz. Aişe, “Rasulullah, Ramazan ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir rekattan fazla (nafile namaz) kılmamıştır.” (Buhari, “Teheccüd”, 16) karşılığını vermiştir. Başka bir rivayette bu sayı on üç olarak zikredilmektedir (Müslim, “Salatü'l-Müsafirin”, 17).
Öncelikle bu hadisin Teravih namazı hakkında olduğu konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Diğer taraftan Hz. Aişe'nin, Allah'ın elçisinin Ramazan ayında ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir veya on üç rekat namaz kıldığını belirtmesi, onun devamlı olarak kıldığı bir gece namazının bulunduğunu göstermektedir.
Zaten Kur'an-ı Kerim'de de, “Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. Umulur ki Rabbin, seni övgüye değer bir makama gönderir.” (İsra, 17/79) buyurulmaktadır. Bundan da anlaşılmaktadır ki, bu soru, Ramazan ayında Hz. Peygamber (s.a.s.)'in diğer ibadetlerinde olduğu gibi, gece namazlarında da bir artış olup olmadığını öğrenmek amacıyla sorulmuştur; teravih namazı ile ilişkisi yoktur.
Hz. Aişe'den rivayet edilen, “Rasulullah (s.a.s.) Ramazan ayında, diğer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazanın son on gününde ise çok daha şiddetli bir gayret gösterirdi. Son on günde, geceyi ihya eder, ailesini de uyandırırdı.” (Buhari, “Fazlu Leyleti'l-Kadr”, 5; Müslim, “İtikaf”, 8) hadisi bu görüşü desteklemektedir.
Diğer yandan, bu hadisin teravihin meşru kılınmasından önce mi, yoksa sonra mı olduğu da belli değildir. Hz. Ömer zamanındaki cemaatle kılınan Teravih namazlarının rekatları konusunda iki rivayet vardır; yirmi rekat, on bir rekat (İbn Ebi Şeybe, Musannef, II, 391, 393).
Hz. Ömer'in dönemiyle ilgili farklı rivayetler; Nevevi ve Ayni tarafından, on bir rekatla ilgili rivayetin Hz. Ömer'in halifeliğinin ilk döneminde kılınan Teravih namazlarıyla ilgili olduğu, sonra Teravihin yirmi rekat olarak yerleştiği ve günümüze kadar da böyle devam ettiği şeklinde açıklanmıştır (İbnü'l-Hümam, Fethu'l-Kadir, I, 334; Ayni, Umdetü'l-Kari, V, 357; Şevkani, Neylü'l-evtar, III, 61).
Teravih namazı, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak günümüze kadar cemaatle yirmi rekat olarak kılınmıştır. Sahabeden kimse buna itiraz etmemiş ve alimler tarafından da bu şekilde kabul edilmiştir.
Günümüzde de, başta ülkemiz olmak üzere pek çok İslam ülkesinde Teravih namazı cemaatle 20 rekat olarak kılınmaktadır. Bununla birlikte şunu da ifade etmek gerekir ki, Teravih namazı nafile bir ibadet olduğundan, farz gibi telakki edilmesi de doğru değildir. Bu nedenle, yorgunluk, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, Teravih namazının evde 8, 10, 12, 14, 16 veya 18 rekat kılınması halinde de sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak cemaate iştirak etmeye çalışmak daha iyidir.
Teravih nasıl kılınır?
İlk önce yatsı namazının sünneti kılınır ardından cemaatle yatsı namazının farzı kılınır. Farzın ardından yatsı namazının son 2 rekat sünneti kılınır.
Bundan sonra müezzin kayyım teravih namazı için nida da bulunur.
Böylece imam hatiple birlikte teravih namazına niyet edilerek başlanır.
Diyanet İşleri Başkanlığı teravih namazlarının 2'şer rekat olarak kılınmasını tavsiye etmişse de 4'er rekat olarak da kılınmaktadır.
Evde teravih nasıl kılınır?
Teravih namazı, Ramazan ayı boyunca yatsı namazından sonra kılınan nafile bir namazdır. Ramazan gecelerini ibadetle ihya için sünnet-i müekkede olarak meşru kılınmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ile dört halife döneminden itibaren günümüze kadar camilerde veya evlerde cemaatle ya da ferdî olarak eda edilegelmiştir.
Teravih, orucun değil Ramazan ayının sünneti olduğu için oruç tutamayan kimselerin de teravih namazını kılmaları sünnettir.
Teravih namazı, iki rekâtta bir ya da dört rekâtta bir selam verilerek toplamda yirmi rekât olarak kılınır. Hasta veya yorgun olanlar, yirmi rekâtın tamamını kılmakta zorlanırlarsa, bu fazileti kaçırmamak için teravih namazını sekiz rekât olarak da kılabilirler. Zira Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Faziletine inanarak ve mükâfatını umarak Allah rızası için ramazan gecelerini (teravih vb.) ibadetlerle geçiren kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, Teravih, 1 (2008); Müslim, Namaz, 173 (759).
Teravih namazı, yatsı namazının son iki rekât sünneti kılındıktan sonra eda edilir, yatsıdan önce kılınması caiz değildir. Vitir namazı ise genellikle teravihten sonra kılınır.
Teravih namazı her iki rekâtta bir selamla kılınacaksa sabah namazının sünneti gibi kılınır. Dört rekâtta bir selamla kılınacaksa, ikindinin sünneti gibi kılınır. Vaktinde kılınmayan teravih namazı sonradan kaza edilmez. Teravih namazının tamamı tek namaz hükmünde olduğundan bu namaz için baştan bir niyet yeterli ise de aralarda verilen selamdan sonra namazdan çıkılmış olduğundan yeniden namaza başlarken tekrar niyet edilmesi ihtiyata daha uygundur.
Teravih namazının vakti ne zamandır? Yatsı namazı kılmadan önce Teravih kılınsa geçerli olur mu?
Teravih ve vitir namazının vakti, yatsı namazının vaktidir. Ancak hem Teravih hem de vitir namazı, yatsı namazının farzından sonra kılınır. Bu itibarla yatsı namazının farzını kılmadan vitir ve Teravih namazı kılınır ise vitir ve Teravihin yeniden kılınması gerekir. Eğer vakit çıkmış ise; Teravihin kazası gerekmez, vitrin kazası gerekir (İbn Hümam, Fethu'l-Kadir, I, 469; Kasani, Bedaiu's-sanai', I, 290).
Teravih namazı tek niyetle kılınabilir mi? Yoksa her selam verdikten sonra tekrar niyet etmemiz gerekir mi?
Teravih namazına başlarken niyet ettikten sonra her selam verişte yeniden niyet etmenin şart olup olmadığı konusunda Hanefi alimleri farklı görüşler belirtmişlerdir. Bir kısım alimler kılınan rekatların tümü temelde tek bir namaz olduğu düşüncesinden hareketle her iki veya dört rekatta selam verdikten sonra yeniden niyet etme zorunluluğunun bulunmadığını söylemişlerdir (İbn Nüceym, Bahru'r-raik, I, 294; Fetavay-ı Hindiyye, I, 117). Bir kısmına göre ise her dört rekatta niyet etmek şarttır Çünkü her dört rekat başlı başına bir namazdır. Zira selam vermekle fiilen namazdan çıkılmış olur. Bu sebeple yeniden namaza girmek için mutlaka niyet lazımdır. Tercih edilen görüş de budur (İbn Abidin, Reddu'l-muhtar, II, 494).
Teravih namazının hükmü ve mahiyeti nedir?
Sözlükte rahatlatmak, dinlendirmek anlamlarına gelen tervîha kelimesinin çoğulu olan teravih, dinî bir terim olarak, Ramazan ayında, yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılınan nafile namaz demektir.
Resûl-i Ekrem (s.a.s.) ashabıyla beraber cemaat hâlinde bu namazı kılmış, onların iştiyakını görünce farz olur endişesiyle cemaatle kılmayı terk ederek yalnız kılmaya devam etmiştir (Buhârî, Salâtü’t-terâvîh, 1; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 177-178). Yine Hz. Peygamber, “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan namazını (Teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Salâtü’t-Teravih, 1; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 173) buyurarak teravih namazına teşvik etmiştir. Bu bakımdan teravih namazı, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir.
Teravih namazını dört rekâtta bir selam vererek kılmak caiz ise de, iki rekâtta bir selam vererek kılmak daha faziletlidir. Bu namazın her dört rekâtının sonunda bir miktar oturup dinlenmek müstehaptır. Bu dinlenmelerde tehlîl (lâ ilâhe illallah demek) ve salavât ile meşgul olunması uygundur.
Kadınlar teravih namazını camide kılabilirler mi?
Hz. Peygamber (s.a.s.), kadınların mescide gelebileceklerini, ancak evdeki ibadetlerinin daha üstün olduğunu çeşitli vesilelerle dile getirmiş ve şöyle buyurmuştur: “Kadınların mescidlere gitmesine engel olmayın. Fakat evleri onlar için daha hayırlıdır.” (Ebû Dâvud, Salât, 53; Hâkim, el-Müstedrek, I, 327)
Hz. Peygamberin, kadınların mescide gitmelerine izin verdiği, hatta Ramazan ve Kurban bayramları gibi toplumun beraberce kutladığı sevinçli günlerde onların da bayram sevincini yaşamaları için Bayram namazına gelmelerini teşvik ettiği bilinmektedir (Buhârî, Îdeyn 15, 21; Müslim, Salâtü’l-îdeyn, 1-3, 10-12). Bununla birlikte Allah Resulü (s.a.s.) camiye gelecek kadınlara birtakım tavsiyelerde bulunmuş; dikkat çekecek şekilde giyinmelerini (Müslim, Libas, 125) ve koku sürünmelerini yasaklamıştır (Müslim, Salât, 141-142).
Buna göre kadınların namazlarını evlerinde kılmaları daha faziletli ise de farz namazları ve teravih namazını gerekli hassasiyeti göstermeleri kaydıyla camide cemaatle kılmalarında da bir sakınca yoktur. (Zeylaî, Tebyîn, I, 139, 168; İbn Nüceym, el-Bahr, I, 380).