Doların alternatifleri

Dolar sistemi yani sınırsız-kağıt para çok yakında muhtemelen yeni bir küresel kriz ile tekrar sınırlı-sağlam para sistemine dönecek. Çünkü her sınırsız para sistemi sınırlı paraya dönmüş ve uluslararası para sistemlerinin ortalama ömrüne baktığımızda da petro-dolar sistemi bir hayli yaşlanmış durumda.

Haber Merkezi
Gündem

Erkan Öz- Ekonomist

İçinde yaşadığımız petro-dolar standardı, yani uluslararası ticarette dolar kullanılması standardı ciddi bir sorun olmaya başladı. ABD’nin hoşuna gitmeyen ülkeleri SWIFT sisteminden atması (dolara erişimlerini yani uluslararası ticaret yapma imkanlarını ellerinden alması) ve bunun yanına ticaret savaşlarını eklemesi bugün Avrupa dahil tüm dünyayı rahatsız etmeye başladı. Peki bu dolar sisteminin bir alternatifi yok mudur veya oluşturulamaz mı?

Elbette var ve oluşturulabilir. Yalnız önce tarihsel bilgi ve düşünsel hazırlık gerek. Öncelikle dolar sistemi nedir? Çoğumuz bilmiyor. Ne zamandan beri vardır? Sanki binlerce yıldır var gibi anlatılıyor. Ve hakikaten güçlü bir sistem midir? Bana kalırsa petro-dolar sistemi ve ticaret savaşları ABD’nin gücünü değil tam tersi güçsüzlüğünü gösteriyor.

‘PETRO-DOLAR’IN DOĞUŞU

Önce tarih. Uluslararası para sistemleri her 30-40 yılda bir değişir. 1871-1913 döneminde 42 yıl dünyada Altın Standardı vardı. Her merkez bankası kasasında ne kadar altın varsa o kadar kağıt para basabilirdi. Yani kağıt para %100 altın karşılığı basılırdı. 1913’te ABD Merkez Bankası FED kuruldu ve altın karşılık oranını %40’a düşürdü. Bu sisteme Altın Değişim Standardı denildi. 31 yıl sürdü. Bu iki standart döneminde dünyanın rezerv parası İngiliz Poundu idi. 1944’te %40 oranı da kaldırıldı. Artık altın oranı yoktu. Sadece merkez bankaları kendilerine getirilen kağıt para karşılığında altın vermek zorundaydı. Yeni rezerv para dolar oldu. Sabit bir fiyatla altına bağlandı ve diğer tüm kağıt paralar da dolara bağlandı. Bretton Woods Sistemi de 27 yıl sürdü.

ABD 2.Dünya Savaşı sonunda 20 bin ton altın biriktirmişti. Savaştan sonra sürekli dolar bastı. Üretim yerine dışardan mal almaya ve devamlı dış açıklar vermeye başladı. ABD’ye mal satan ülkeler aldıkları dolarları altına çevirince ABD’nin altın varlığı 1971 yazında 8 bin tona kadar düştü. Acil toplantı ile Başkan Nixon doların karşılığında altın verme garantisini kaldırdıklarını duyurdu. Dolara talep yaratabilmek için petrol üreticilerine baskı yapıldı. Petrolün sadece dolar ile alınıp satılması sağlandı. Böylece doların altın vb bir sınıra tabi olmadan sınırsız basılabildiği bugün içinde yaşadığımız petro-dolar standardı doğdu.

Yani para binlerce yıldır sınırsız bir şekilde basılmıyor. Sadece 1971’den beri 47 yıldır durum böyle. Ve ABD çok güçlü olduğundan değil aksine çaresizlikten böyle bir yeni sistem getirmek zorunda kaldı. ABD 1971’den beri 1 gr altın bile satmadı.

https://image.piri.net/resim/imagecrop/2018/09/18/04/37/resized_a338b-6aef2212yorum.jpg

Tarihe daha uzun baktığımızda ülke ve medeniyetlerin güçlü ekonomi dönemlerinde sınırlı yani sağlam para kullandığını görüyoruz. Örneğin Roma’nın ilk devirlerinde altın dinar ya da Bizans’ın güçlü devrinde altın solidus. (Solid=sağlam anlamına gelir zaten) Osmanlı’nın güçlü olduğu devirde altın ve gümüş para (akçe) kullanması. Altın miktarı dünyada sınırlı olduğu için doğrudan sınırlı ve sağlam para işlevi görür. Zaten bu güçlü devirlere ‘altın çağ’ denir. Ama zor ve güçsüz zamanlarda paranın niteliği bozulur ve sınırsız hale getirilir. Örneğin Romalıların ve Osmanlıların çöküş devirlerinde paranın ayarını bozması yani altın içine bakır vs karıştırıp para miktarını fazlalaştırmaya çalışması vb.

SINIRLI PARA SINIRSIZ PARA DÖNGÜSÜ

Bize her yerde paranın önce buğday, ipek vs mallar olduğu sonra altının geldiği sonra kağıdın geldiği ve şimdide elektroniğe geçtiğimiz anlatılıyor. Oysa dünyanın ilk hiçbir şeye dayanmayan sınırsız kağıt parası 1271’de Çin’de basılmıştır. Bu anlatılan doğru olsa dünyanın 1271’den bu yana hep kağıt para kullanması gerekirdi. Ama sınırsız para her kullanıldığında hiperenflasyonla sonuçlanmıştır ve sınırlı sağlam paraya dönülmüştür. Yani dünyada bir sınırlı para - sınırsız para döngüsü vardır. 1271 Çin deneyi dışında yakın tarihte İsveç 1657’de, Fransa 1716’da, ABD kuruluş ve iç savaş dönemlerinde, Almanya 1.Dünya Savaşı sonrası sınırsız para basmış ve bu maceraların hepsi hiper enflasyonla bitmiştir.

Biz bugün 1971’den bu yana dünya tarihinin en büyük sınırsız para deneyini yaşıyoruz. Üstelik eski deneylerin hepsi bir ülke veya bölge ile sınırlı iken bu sefer tüm dünya sınırsız para basıyor.

Batı’da para sahipleri işçileri eskiden olduğu gibi ya da bugün ucuz emek cennetlerinde yapıldığı gibi sert bir şekilde sömüremedikleri için zorlanıyorlar. Bu nedenle paranın niteliğini kademe kademe bozdular ve 1971’de tamamen sınırsız dolar sistemine geçtiler.

ABD 2. Dünya Savaşı döneminde dünyanın en büyük üretim bölgesi ve dünyanın en büyük borç veren devleti idi. Bugün gelinen noktada ise ABD dünyanın en borçlu ve en çok kredi alan ülkelerinden biri haline geldi. 2008 Krizi’nde ABD ve Batı finans sistemi fiilen çöktü. Batan bankaları batmamış gibi göstermek için ABD 200 yıllık tarihinde bastığı miktarın 4 katı merkez bankası parası bastı! Şu an sağa sola ticaret savaşı diye saldırması da dış açıklarını kapatma amaçlı son bir çırpınış. Ama sonuç alınması imkansız.

Tablo bu şekilde belirlenince cevapları bulmak da kolay. Dolar sistemi yani sınırsız-kağıt para çok yakında muhtemelen yeni bir küresel kriz ile tekrar sınırlı-sağlam para sistemine dönecek. Çünkü her sınırsız para sistemi sınırlı paraya dönmüş ve uluslararası para sistemlerinin ortalama ömrüne baktığımızda da petro-dolar sistemi bir hayli yaşlanmış durumda.

MERKEZ BANKALARI ŞİRKETTİR

Peki alternatifler ne olabilir? Milli paralarla ticaret bir çözüm getirebilir mi? Bu soruyu yanıtlamak için öncelikle şuna bakmalıyız. Bizim milli paralar dediğimiz paralar yeterince milli mi? Dikkatli bir gözle bakarsanız bizim TL’nin üzerinde ‘Türkiye Cumhuriyet-i- Merkez Bankası’ yazmaz. ‘Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ yazar. Yani merkez bankamız çoğumuzun sandığı gibi devlet değildir. Mesela Hazine devlettir.

Oysa merkez bankaları dünyanın her yerinde şirkettir. Hatta birçok ülkede bu şirketin sahipleri özel firma ya da şahıslardır. Bir başka deyişle sınırsız basılan para özel şahıslara ciddi kar bırakmaktadır. Düşünsenize sınırsız biçimde para basıyorsunuz ve bununla gerçek mal hizmet ne varsa alabiliyorsunuz. Çalıştırdığınız işçilere de bu sınırsız parayı veriyorsunuz onların alım gücü sürekli düşüyor ve size daha da bağlanıyorlar. ABD Doları bile 1913’te FED kurulduğundan beri satınalma gücünün %90’ından fazlasını kaybetmiştir. Türkiye gibi birçok ülke bu sorunu merkez bankasının büyük hissesini devlet mülkiyetine almakla çözdüğünü zanneder. Oysa merkez bankasının mülkiyetinin devlette olması sorunların büyük kısmını çözmez.

En önemlisi 1971’de kurulmuş olan sistemde uluslararası para dolardır. Tüm diğer paralar dolara ve merkezde yer alan FED politikalarına bağımlıdır. Kanuni bir zorunluluk yoktur ama petro-dolar sisteminde fiilen merkez bankası kasanızda ne kadar dolar varsa o kadar kendi paranızdan basabilirsiniz. Fazla basarsanız paranız anında değer kaybeder. Ayrıca FED para politikasını daraltırsa siz de daraltmak, genişletirse siz de genişletmek zorundasınız. Bu tempoya biraz gecikmeli de olsa uymazsanız yine ekonominiz alt üst olur. Yani dolar gibi sınırsız basılan her para dolara bağımlıdır ve aslında yeterince milli de olamamaktadır.

Bu durumda bugünkü sınırsız para düzeninde milli paralar ile ticaret doları elimine etmek için yetersiz bir etkiye sahip olabilecektir. Ayrıca iki ülkenin bugünkü düzende kendi paraları ile ticaret yapabilmesi ancak alışverişin birbirine yakın oranlarda olması ile anlam ifade edebilecektir. Oysa Türkiye gibi birçok ülkenin ticari partnerleri ile alışverişi dengesizdir. Biz çok daha az mal satıp çok daha fazlasını satın alıyoruz.