Sefer Gelen / Araştırmacı – Saint Petersburg Devlet Üniversitesi
Saint Petersburg’da, 27-28 Temmuz’da gerçekleşen ikinci Rusya-Afrika Ekonomik ve İnsani Forumu zirvesine 54 Afrika ülkesinden 50’si çeşitli düzeyde katılım sağladı. Afrika kıtasının artan öneminin yanı sıra zirvenin Rusya-Ukrayna Savaşı’nın devam ettiği bir dönemde gerçekleşmesi; NATO-Rusya gerginliği ve ayrıca Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan Moskova’nın çekilmesinin yankılarının sürdüğü bir döneme denk gelmesi zirvenin önemini daha da artırdı. Hatırlanacağı üzere 23-24 Ekim 2019 tarihlerinde Soçi’de gerçekleştirilen birinci Rusya-Afrika Zirvesi’ne 54 Afrika ülkesinden 43 lider katılırken, Batının engellemeleri ve baskısı altında gerçekleşen ikinci Rusya-Afrika Ekonomik ve İnsani Forumu’na 17 ülke lider düzeyinde katıldı. Bu yıl gerçekleştirilen zirveye katılımın daha düşük olmasına rağmen zirvenin öneminin arttığının altını çizmek gerekir.
KUZEY-GÜNEY KORİDORU AKTİVE Mİ OLUYOR?
Zirvede tartışılan en önemli gündem maddelerinden birisi tahıl krizi ve Afrika’yı kıtlık riskiyle karşı karşıya bırakan kısıtlamalarla mücadele için iş birliğini güçlendirme konusunda mutabık kalınması oldu. Gerek Sonuç Bildirgesi gerek 2026 yılına kadar Ortak Eylem Planı gerekse liderlerin deklarasyon ve açıklamalarında gıda krizine büyük önem verildi ve tarafların Afrika’da uzun vadeli gıda güvenliğinin sağlanması için ortak çaba sarf edeceklerine vurgu yapıldı. Rus makamlarınca Rusya’nın Afrika’ya 2023 yılının ilk yarısı için tedarik hacminin neredeyse 2022’nin tamamına eşit olduğu belirtildi. Bu, bazı alternatif lojistik yolların inşa edildiğinin bir kanıtı olarak gösterilmektedir. Bu bağlamda hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hem de Afrika Birliği Başkanı Azali Assoumani’nin, Rusya’nın Afrika ülkelerine hem ticari bazda hem de karşılıksız olarak tahıl tedarik etmeye devam edeceğini belirtmeleri dikkat çekiciydi. Bu minvalde, Rus uzmanlar yeni bir tahıl koridoru niteliğinde Kuzey-Güney Koridoru’nun aktive edilebileceğini vurguluyorlar. Bu koridorun aktive edilmesi yeni soğuk savaşın en önemli yansımalarından biri olarak okunmalı. Buna karşılık Batıdan sert yaptırım ve adımların geleceği de kuvvetle muhtemeldir.
BATILI LİDERLERİ ŞİKAYET ETTİ
Zirve sırasında taraflar Ukrayna konusunu da ele aldı. Barış döneminde Afrika ülkelerinin Ukrayna’dan tahıl ithal ettikleri göz önünde bulundurulursa; Afrika ülkeleri tarafsızlık baskısı altında zirveye katıldı ve Batı’nın baskısına rağmen zirve sonunda karşılıklı iş birliğinin neredeyse tüm alanlarına değinen bir sonuç bildirgesi kabul edildi. Afrika Birliği Başkanı Assoumani Ukrayna’da ateşkes sağlanması gerektiğinin altını özellikle çizerken, Rusya Devlet Başkanı ise diyaloğa hazır olduğunu ve Ukrayna tarafını ikna etmek gerektiğini belirtti. Sonuç bildirgesinin imzalanmasının ardından Afrikalı liderlerle Ukrayna konulu bir çalışma toplantısı gerçekleştiren Putin, Moskova’nın Afrika ülkelerinin Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne yönelik yaklaşımlarını takdir ettiğini ve Rusya’nın durumu barışçıl bir şekilde çözmenin yollarını aramaya hazır olduğunu söyledi. Putin “Çatışmanın adil ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması için samimiyetle mümkün olan yardımı sağlamaya çalıştığınızı biliyorum ve elbette dengeli yaklaşımınızı ve Rusya karşıtı söylem ve kampanyayı desteklememiş olmanızı takdir ediyoruz” ifadesini kullandı. Rus lider, Rusya’nın Afrika ülkelerinin Ukrayna’daki durumun çözümüne yönelik önerilerini dikkatle incelediğini vurguladı ve Afrikalı meslektaşlarının “bu krizin doğasını ve kökenlerini iyi anladıklarını” umduğunu ifade etti. Putin, Batılı ülkelerin Ukrayna’yı NATO’ya dahil etmek için ortaya koydukları Rusya karşıtı adımlar dolayısıyla zirveye katılan Afrikalı liderlere Batılı ülkeleri şikayet etti.
WAGNER ZİRVEDE BOY GÖSTERDİ
Rusya’da geçen ay askeri bir ayaklanma başlatan paralı asker Wagner lideri Yevgeni Prigozhin’in zirvede boy göstermesi zirvenin bir diğer dikkat çeken başlıkları arasındaydı. Bu sembolik açıdan önemlidir. Afrika’daki Rus askeri varlığının büyük oranını Wagner oluşturmaktadır. Bu bağlamda Putin, Rusya-Ukrayna krizinin devam ettiği bir dönemde Wagner lideri Yevgeni Prigozjin’e Afrika’da bağımlı gözüküyor. Dolayısıyla Putin daha pragmatik davranarak hem Afrika’daki Moskova etkisini Wagner üzerinden devam ettirmek hem de uluslararası topluma Wagner ile yaşanan sorunun aşıldığı mesajını verdi.
KREMLİN ENERJİ KARTINI OYNUYOR
Kremlin zirvede enerji alanında da önemli adımlar attı. Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom, Afrika ülkelerine teknolojik egemenlik verecek ve Moskova tarafından oluşturulan teknolojik fırsatlara dahil olmanın önünü açacak yeni adımlar ve projeler sundu. Söz konusu projeler, nükleer endüstride çalışacak personel yetiştirme girişimlerinden Afrika kıtasında işletmelerin kurulmasına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Putin, Moskova’nın Afrika ülkelerinin enerji sektörlerini geliştirmelerine yardım etme konusunda desteklerini de açıkladı. Forumda Rosatom, Etiyopya ile barışçıl nükleer enerji konusunda iş birliğinin geliştirilmesine ilişkin bir yol haritası imzaladı. Ayrıca Rusya ve Zimbabwe, forumda atom enerjisinin barışçıl kullanımı alanında iş birliğine ilişkin hükümetler arası bir anlaşma imzaladı. Burundi Cumhuriyeti Hidrolik, Enerji ve Maden Bakanı İbrahim Uwisey, Burundi’nin Rosatom ile iş birliğinin ülkenin enerjide kendi kendine yeterliliğe ulaşmasını sağlayacağını, bunun ekonominin gelişmesini sağlayacağını vurguladı. Daha önce, Rusya Federasyonu ile Burundi arasında atom enerjisinin barışçıl amaçlarla kullanılması alanında iş birliğine ilişkin hükümetler arası bir anlaşma imzalanmıştı.
Zirvede terörizmle mücadele konusuna da büyük önem verildi. Rusya ve Afrika, gençler arasında radikal fikirlerin yayılmasına karşı koyacak ve çok taraflı formatlar dahilinde terörizme karşı iş birliğini geliştirecek. Zirvede ayrıca Rusya ve Afrika ülkelerinin sömürgeci politikalardan kaynaklanan zararların telafisi ve kültürel değerlerin geri dönüşünün teşvik edilmesi konusunda mutabık kaldıkları belirtildi.
İşin özü, Moskova Afrika kıtasının artan öneminin farkında ve dolayısıyla yeni uluslararası oluşumda kıta ülkelerinden BM zemininde destek almak hem de kıtanın ekonomik fırsatlarını sonuna kadar kullanmak istiyor. Ayrıca Moskova zirve vasıtasıyla uluslararası kamuoyuna gıda güvenliği konusunda gözdağı verdi. Putin ise Wagner ile yaşanan krizin aşıldığı vurgusunu tüm muhataplara iletmek için Yevgeni Prigozjin’i vitrine çıkartarak pragmatik bir hamle yaptı. Ve son olarak Kremlin elindeki enerji kartını kullanarak kıta başkentlerini kendine bağımlı hale getirmek için enerji alanında önemli bazı stratejik adımlar attı.