Prof. Dr. Ainur Nogayeva / Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Öğretim Üyesi
Kazakistan’ın başkenti Astana’da tüm dünyanın ilgi ile takip ettiği bir zirve gerçekleştirildi. İlk defa Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), genişletilmiş formatta “ŞİÖ+” olarak gerçekleştirildi. Dokuz üye ülke başkanlarının yanı sıra ŞİÖ “ortak” ve “gözlemci” ülkelerin başkanları başta olmak üzere zirveye farklı düzeyde 10 binden fazla kişi katılırken, 150 haber ajansından 900 gazeteci de olup biteni dünyaya aktardı. Gündem ise yoğundu: Belarus’un tam üye olduğu bu zirvede birçok mesajlar verildi.
Rusya devlet başkanı Putin, daha önceki bir açıklamasında yeni bir bölgesel güvenlik sisteminin gerekliliğinden bahsederken bu sistemin NATO üyeleri de dahil olmak üzere kıtadaki tüm ülkelere açık olması gerektiğini belirtmesine rağmen ABD’ye açık bir gönderme yaparak; bu sistemin amacının, “Avrasya’dan tüm dış askeri varlığı kademeli olarak kaldırmak olması gerektiğini” söylemişti. Bu durum bize Temmuz 2005 yılındaki ŞİÖ zirvesinde alınan kararları hatırlattı.
Son zirvede konuşulanlar sadece katılımcı ülkelerde değil Batı medyasında da geniş yankı buldu. Zira dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin’in başını çektiği örgüt, dünya GSMH’nın yüzde 32’den fazlasını, dünya nüfusunun yarısını, çalışan işgücünün de yüzde 20’sini oluşturmaktadır. Dolyısıyla burada konuşulanlar ve alınan kararlar ileride tüm dünyayı etkileyebilecek.
ÇİN BAŞKANINA ÖZEL HÜRMET
ŞİÖ Devlet Başkanları Konseyi’nin 24.zirve toplantısı, Çin lideri Xi Jinping’in Kazakistan’a resmî ziyaretine denk geldi. 2-4 Temmuz arasında gerçekleştirilen bu ziyaret sırasında enerjiden eğitime birçok alanda anlaşmalar imzalandı. Vizelerin kaldırılmasıyla iki ülke arasında ilişkiler canlandı. Sinofobi (Çin karşıtlığı) azaltılmaya çalışılıyor.
Çin bayrağı renginde kırmızı-sarı uçak gösterilerinin yanı sıra Kazak çocukların Xi’yi Çince şarkılarla karşıladığı anlara dair videolar medyada geniş yer buldu. Bölgedeki Çin uzmanları bu görüntülerin abartılı olmadığını, Çin liderinin Kazakistan lideri Tokayev’e gösterdiği özel saygının bir karşılığı olarak nitelendirmektedirler. Bu durum sadece iki ülke arasındaki sıkı ekonomik ilişkilerden kaynaklanmamaktadır. Rusya’nın Ukrayna saldırısı sonrasında Kazakistan’ın “toprak bütünlüğüne saygı” ifadesini ilk dile getiren Çin lideri olmuştu. Daha sonra da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın garantörlüğü ile pekiştirilmişti.
AVRASYA’NIN GÜVENLİĞİ
Bu zirvede en çok konuşulan konu güvenlik oldu. Zaten “Şangay Beşlisi” olarak yola çıkan bu örgüt, Orta Asya ülkeleri Çin ve Rusya arasındaki sınır sorunları çözmek üzere kurulmuştu. Daha sonra “Üç Şer” olarak nitelendirilen aşırıcılık, bölücülük ve terörizm ile mücadeleye dönüştürülmüştü. ŞİÖ bünyesinde bir Terörle Mücadele Merkezi kuruldu, üye devletlerin topraklarında çok sayıda ortak tatbikat yapıldı. 11 Eylül öncesi ve sonrası olarak evrilen örgütün faaliyetleri, 11 Eylül sonrası ABD’nin Afganistan’a yerleşmesinden sonra terörle mücadele konusu bir nevi “meşru amaç” olarak hem Çin, hem Rusya tarafından kendi iç ayrılıkçı hareketlerini bastırmak üzere kullanıldı.
11 Eylül sonrası bölgede Afganistan’ın yanı sıra Özbekistan ve Kırgızistan›da ABD üsleri açılmış, acil durumlarda Kazakistan ve Türkmenistan›ın havalimanları kullanılabilecek duruma gelmişti. Rusya da ABD’ye terörle mücadele konusunda hava sahasını açarak destek sağlamıştı. Ancak eski SSCB ve Doğu bloku içerisinde gerçekleştirilen “renkli devrimler” sonrasında, bu devrimlerin arkasında ABD fonlarının olması ve bu devrimlerim Kırgızistan’dan sonra Özbekistan topraklarında da meydana gelme riskine karşı (Andican olaylarından sonra) yine Astana zirvesinde 2005’te ABD üslerinin Orta Asya bölgesinde kapatılmasına ilişkin çağrı yapılmıştı.
Bunun sonucunda Özbekistan’daki Hanabad üssü, peşinden de Kırgızistan›daki “Gansi üssü” kapatıldı. Bu zirveden sonra ŞİÖ, iyice Batı/NATO karşıtı bir örgüt olarak nitelendirildi. Halbuki ŞİÖ Tüzüğünde Rusya’nın başını çektiği bölgede faaliyet gösteren diğer güvenlik örgütü Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü Tüzüğünde olduğu gibi meşhur “Nato’nun 5.maddesi” benzeri bir madde yoktur. Buna karşın ŞİÖ bünyesinde “Şanghay ruhu” olarak nitelendirilen ABD karşıtı düşünce de hakimdir.
ÇİN ÖRGÜTÜN GENİŞLEMESİNE KARŞI
1996’da Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın oluşturduğu Şanhgay Beşlisi, 2001’de Özbekistan’ın katılmasıyla ŞİÖ adını aldı. 2017’de ise denge amacıyla Hindistan’la Pakistan katılırken, 2021’de İran’ın katılımıyla bir kez daha genişledi. Bu zirvede ise birkaç yıldır üyelik sürecini yürüten Belarus’un katılmıyla ŞİÖ iki haneli üye sayısına ulaştı.
ŞİÖ’nün genişlemesi konusu biraz tartışmalı zira iki büyük gücün tutumu farklı. Çin örgütün fazla genişlemesinin kendisinin merkezi konumunu seyrelteceğini düşünerek karşı çıkarken, Ukrayna ve yaptırımlar ışığında Rusya ise kendisine destek olabilecek, yanında daha fazla ülkeyi görmek istiyor. Bu bağlamda örgütün mevcut 10 üyeden daha fazla genişlemesi, eskisi gibi kolay olmayacak gibi görünüyor.
ASTANA BİLDİRİSİ
Zirvede nükleer ve biyolojik silahlar, yapay zekanın olumsuz etkilerine karşı mücadele ile uzayın silahlanmasına karşı ortak tutum gibi güvenlik ağırlıklı konular ele alındı. Ayrıca Belarus liderinin ülkelerin dolara olan bağımlılığın azaltılması gerektiğini dile getirirken, Rus lideri Putin yeniden örgüt üyleri arasında özel ödeme ve hesaplama sisteminin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Zirve kapsamında kabul edilen Astana Bildirisi’nin yanı sıra, zirvede 25 belge daha imzalandı. Bunlar arasında “ŞİÖ’nün 2035 yılına kadar Kalkınma Stratejisi” ile “ŞİÖ 2030 yılına kadar Enerji İşbirliğini Geliştirme Stratejisi” gibi belgeler de yer alıyor.