ISK-SODEX İstanbul 2018 Uluslararası Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma, Yalıtım ve ve Benzeri Sistemler Fuarı'nın açılışında konuşan Özhaseki, Türkiye'nin dünyanın en eski coğrafyalardan biri olduğunu, tarihin en eski şehirlerinin burada olduğunu anlattı.
Bakan Özhaseki, yeni bir dönüşümün başlangıcında olunduğunu, temeller doğru atılırsa gelecek nesillere karşı görevin yerine getirilmiş olacağını belirterek, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu, son 100 yılda 6 ve üzerinde şiddetteki deprem sayısının 56, can kaybının 83 bin toplam maliyetinin ise 100 milyar dolar civarında olduğunu vurguladı.
Bir an önce dönüşümün tamamlanması gerektiğini aktaran Özhaseki, "Programlarını yapıyoruz, inşallah yasalar çıktıktan sonra yılda 500 bin konutu değiştireceğiz. Tabii bunu yaparken de dikkat edeceğimiz şeyler var. Eski bildiğimiz gibi, sıradan, yüksek katlı, yoğunluğun verildiği, sosyal donatısı hiç düşünülmemiş, rastgele konutlar değil. Akıllı evler konseptinde, enerjisini kendi üretebilen yeşil evler diye tarif ettiğimiz ve bu kapsama giren birçok özelliği de taşıyan evler yapacağız" diye konuştu.
"EN KISA ZAMANDA MECLİS'E GELECEK"
Özhaseki, Türkiye'de refahın artığını belirterek, refah artınca insanların önce giyimine, sonra yemesine, sonra da yaşam alanlarına özen gösterdiğini, araba, iş yeri ve evdeki refaha sıra geldiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Hanım değiştirmeye doğru gidenler var, bu tehlikeli. Allah korusun en tehlikeli taraf bu taraf. Para kazandıktan sonra azma alameti bunlar. O tarafa gitmemek lazım. Orada bir durmak lazım. Bu refah seviyesinin artmasıyla bizdeki değişim arzusu da çok hızlı olarak Türkiye'de devam ediyor. Özellikle Avrupa'da gittiğim yerlerde soruyorum dostlara; 'Bu yaşınıza geldiniz, kaç konut değiştirdiniz?' diye, çok az konut değiştirmiş oluyorlar. Biz durmadan değiştiriyoruz. Eski toprak damlı evler, arkasından 80-100 metrelik evler, sonra 200 metrelik kaloriferli evler, sonra daha sitevari, şimdi de daha toprağa yakın, biraz daha farklı evler. Bu değişim arzusu ne hikmetse içimizden hiç gitmiyor. Bu arzu da Türkiye'de gayrimenkul sektörünü büyüten faktörler arasında yer alıyor" değerlendirmesini yaptı.
Bakanlık olarak imar yasalarını gözden geçirdiklerini belirten Özhaseki, yapı denetim için de standart geliştirdiklerini, bu yasaların en kısa zamanda Meclise geleceğini söyledi.
"DURDURMAK İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPIYORUM"
Mehmet Özhaseki, şöyle devam etti:
"Dönüşüm yapacak belediye başkanlarına sıfır faizli para vereceğiz. Paramız bol mu? Bol, Kayseriliye para sorulmaz. Bir türlü bu işin hesabını bilir ve ortaya çıkarır. Para pul mesele değil. Barbaros Hayrettin Paşa diyor ya 'Allah dert verecekse parayla giderilecek dert versin.' gerisi hiç önemli değil. Hakikaten parayı bulmak kolay, zor bir şey değil. Asıl parayla çözülmüyorsa bir sorun, asıl en sıkıntılı sorun o sorundur. Parayla kolay iş. Birileri dönüşüm yapacaksa, standartlara uygun şekilde, tarif ettiğimiz şekilde bir mahalle oluştururken, şimdiki uygulamaları kast etmiyorum, şimdiki uygulamaların çoğuna itirazım var. Durdurmak için de elimden geleni yapıyorum. Belediyeler bire 2 vererek, iki kat yerine 4 kat vererek, 10 kat yerine 20 kat vererek, sosyal donatısını hiç düşünmedikleri yaptıkları konutlaşma, değişim, dönüşüm doğru bir dönüşüm değil. Bunu durduruyoruz."
"FETÖ GİBİ BİR BELAYLA UĞRAŞMIŞIZ"
Zor bir coğrafyada yaşandığını, coğrafyanın kader olduğunu dile getiren Özhaseki, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ne yazık ki çevremizde böyle komşular var. Allah'a hamdolsun alınan tedbirlerle o yangınlardan uzaktayız. 15 Temmuz gibi bir bela kopmuş, cuma gecesi sabaha kadar sürmüş hatta cumartesi günü de devam eden bölüm var. Pazartesi günü bütün iş yerleri açık. Gerek özel sektör gerekse kamu herkes işine gücüne bakıyor. FETÖ gibi bir belayla uğraşmışız. 40 yıl boyunca kendilerini saklamışlar, bir güne hazırlanmışlar, hepimizi neredeyse aldatmışlar. Bunlara eskiden, bundan 5 sene önce bir tek cümle kötü söz söyleyeni ben duymamıştım. Çünkü herkese geliyorlardı, kibar bir yüz, 'hizmet ehliyiz', 'yurtdışında okullar açtık, çocuğunuzu verin, eğitelim' vesaire, 'Zenginler de zekatını versin, hayrını versin, istifade edelim'. Herkes de sıcak bakıyordu. Fakat şu andaki konuşmalarda, itiraflarda, mahkemeye dökülen tüm belgelerden anladık ki ucu yurtdışına dayanmış, yurtdışında emperyalist ülkelerinin bazı gizli servislerinin oyun oynadığı, hücre elemanlarının çalıştığı yapı haline gelmiş. Kullandıkları argümanlar da dini argümanlar. Hepimizin hassas olduğu milli argümanlar. Bu adeta kanser hücresinin vücudu sarması gibi. Bunu oradan söküp ameliyatla alıp dışarıya atabilmek çok kolay bir şey değil."
Fuarın açılışının ardından Özhaseki ve beraberindekiler standları gezdi.