Dünyanın yakından takip ettiği seçimlere günler kaldı. Uluslararası düşünce kuruluşları seçimlere ilişkin analizler yayınlarken, son olarak Avrupa merkezli Uluslararası Orta Doğu ve Balkan Çalışmaları Enstitüsü (IFIMES), Türkiye’nin dönüm noktasında olduğunu belirttiği çarpıcı bir analiz yayınladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin 20 yıl öncesine göre büyük değişim yaşadığını vurgulayan kuruluş, “Muhalefetin iddia ettiği gibi Türkiye’de kesinlikle hiçbir şey 20 yıl öncesi ile aynı değil. 2001’de kişi başına düşen ortalama gelir 3500 dolardı. AK Parti’nin uzun soluklu iktidarı sırasında neredeyse 12.000 dolara çıktı. Türkiye 905 milyar dolara ulaşan gayri safi yurtiçi hasıla ile dünyanın 19. büyük ekonomisi” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’nin ihracatının sürekli artış eğiliminde olduğu kaydedilen yazıda, “Çeşitli spekülasyonlar nedeniyle ulusal para biriminin değerindeki düşüşe rağmen 2022 yılında ihracat 254 milyar dolara çıktı” denildi.
MUHALEFET VESAYET DÖNEMİNE DÖNÜŞÜ VADEDİYOR
7’li Masa’nın adayı Kılıçdaroğlu’nun Türklere güven vermediğini kaydeden kuruluş, “Muhalefetin bu tutumu şüpheye neden oluyor. Seçmen, Erdoğan öncesi dönemdeki hükümetlerin WB’den ve IMF’den kredi alması gibi muhalefetin kredi bulma çabasını, “Vesayet dönemine dönüş” olarak görüyor. 2002’de, Erdoğan iktidara gelmeden önceki dönemde alınan borçlar yüzünden Türk lirasının yaşadığı değer kaybını anımsıyor” dedi.
VİZYONLARI YOK
Kuruluş, muhalefetin seçim kampanyasını “Erdoğan’ı eleştirme” üzerine bina etmesini de eleştirdi. Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’ın ekonomi politikalarını eleştirmekten fazlasını yapması gerektiği belirtilen yazıda, “Muhalefet faiz oranlarının düşürülmesini eleştirdi. Ancak şimdiye kadar ekonomik bir vizyonun ortaya koymadı ve sadece eleştirdi. Alternatif sunamazsanız, seçmene güven güven veremezsiniz” denildi. Muhalefetin faiz oranlarını yükseltmek dışında bir planının olmadığını kaydeden kuruluş, “Bu da kısa vadede Türk lirasının dolar karşısında değerlenmesine katkı sağlayacak, ama uzun vadede artan enflasyon nedeniyle yine zararına olacak” ifadelerini kullandı.
KÜRESEL ETKİSİ OLACAK
Kılıçdaroğlu’nun bu yöntemle kararsız seçmeni kazanmayı hedeflediğini belirten kuruluş, “Ancak bu tür yöntemler genellikle muhalefetin umduğunun tersi sonuçlar verir. 2018 seçimlerinde, ikna edici bir alternatif politika üretemediler. Kararsız seçmen de tercihini Erdoğan’dan yana kullandı” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’nin dönüm noktasında olduğu belirtilirken, “Türkiye ekonomik, siyasi ve diplomatik çok sayıda zorlukla karşı karşıya. Seçim sonuçları tüm bölge ve uluslararası ilişkileri etkileyecek. Sonuçlar Suriye krizi, İsrail-Filistin çatışması, Libya ve Erdoğan’ın iki tarafla da dengeyi kurabilen tek lider olduğu Ukrayna savaşı da dahil çok sayıda kriz bölgesi için önem arz ediyor” denildi.
MUTFAKTA VİDEO ÇEKMEKLE OLMUYOR
Batı merkezli kuruluş, 7’li Masa’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, eline fırsat geçmesine rağmen, yetersiz politikalar üretmekle eleştirdi. “Kılıçdaroğlu, mütevazi mutfağından her gün video çekip ekonomik eleştiride bulunuyor” diyen IFIMES, “Ancak muhalefet bugüne kadar ekonomik koşulların iyileştirilmesi için ikna edici mekanizmalar sunmadı. Sadece kemer sıkma politikasından, Cumhurbaşkanlığı uçak ve araçlarının satışından ve Dünya Bankası’ndan (WB) kredi almaktan bahsediyor” dedi.
The Economist’ten 7’li koalisyona destek
Her fırsatta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’yi hedef alan küresel finans çevrelerinin yayın organı İngiliz the Economist dergisi, “2023’ün en önemli seçimi” başlıklı kapağında, “Demokrasiyi kurtarın”, “Oy verin”, “Erdoğan gitmeli” ifadeleri kullanarak, seçimlerde 7’li koalisyondan yana taraf olduğunu gösterdi. Dergi, “Erdoğan’ın yenilgisi güçlü adamların da yenilebileceğini gösterecektir” ifadelerine yer verdi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, dergiye tepki göstererek “Yine heyecan yapmışlar. Ve eklemişler: “Yeni hükümet Batı’yla hasarlı ilişkileri tamir edecek…” Ben bu dili, söylemi ve hangi bağlamda söylendiğini iyi biliyorum. Sakin olun. Ülkeme talimat verdiğiniz günler geride kaldı. Son sözü millet sandıkta söyleyecek” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da “Bunlar Türk milleti adına karar veriyorlar ya da Türk milletine akıl vermeye çalışıyorlar. Erdoğan olmasaydı bugün dünya, gıda krizi yaşayacaktı. Bugün Türkiye olmasa Avrupa’nın güvenliği tehlikededir” dedi.