RAMAZAN BİNGÖL
Hurmanın ilk yetiştirildiği yer olarak Mezopotamya, yani bugünkü Irak ve çevresi kabul ediliyor. Yaklaşık 7000 yıllık tarım mirasına sahip olan bu değerli meyve, Sümerler döneminden (M.Ö. 4000’ler) bu yana, insanların hem besin hem de ticaret için kullandığı en önemli ürünlerden biri olmuştur. Yüksek besin değeri, kurak iklimlere dayanıklılığı ve uzun süre muhafaza edilebilmesi sayesinde, hurma özellikle çöl halklarının vazgeçilmez temel gıdalarından biri olmuştur. Mezopotamya’dan dünyaya yayılan bu meyve, tarih boyunca çeşitli medeniyetler tarafından büyük değer görmüştür.
Filistin’in hurması: Medjoul ve Eriha’nın kadim bereketi
Hurmanın tarihi sadece Mezopotamya ile sınırlı değil. Filistin toprakları da binlerce yıldır bu değerli meyvenin yetiştirildiği kadim bir coğrafyadır. Filistin’de hurma, tarih boyunca büyük bir ekonomik değer taşımış ve özellikle Eriha bölgesi, bugün de dünyanın en kaliteli hurmaları arasında gösterilen Medjoul hurmasının yetiştirildiği önemli bir merkez olmuştur. Antik Filistin’de en az M.Ö. 2000’lerden bu yana yetiştirilen hurmalar, Romalılar, Bizanslılar ve İslam İmparatorluğu dönemlerinde bölgenin ticari hayatında önemli bir rol oynamıştır. O dönemlerde Filistin, ticaret yollarının kesişiminde yer aldığı için, hurmalar dünyanın dört bir yanına Filistin topraklarından gönderilmiştir. Hem besleyici hem de uzun süre dayanıklı olduğu için o dönemde bile dünyada lüks bir meyve olarak kabul edilen hurma, Filistin halkı için bir lüks değil, hayatlarının bir parçası olmuştur.
Peki, ya bugüne geldiğimizde? Bugün işgal altındaki topraklarında yaşayan Filistin halkı, hurma gibi değerli tarım ürünlerine erişim ve pazarlama konusunda ne yazık ki büyük zorluklarla karşı karşıya. Tarım arazilerinin İsrail işgali altında olması, su kaynaklarına erişimin kısıtlanması ve uluslararası pazarlara ulaşmanın zorlaştırılması gibi pek çok engel, Filistinli çiftçilerin hurma üretimini tehdit ediyor. Özellikle Batı Şeria’daki hurma üretim alanlarında, İsrail kontrolü altında kısıtlı miktarda üretim yapılabiliyor. Hem siyasi hem ekonomik baskı altında kalan çiftçilerin ürettikleri hurmaların büyük bir kısmı da iç pazarda tüketiliyor. Yani Filistin’in uluslararası pazara sunduğu hurma miktarı oldukça sınırlı.
İsrail’in yanıltıcı hurma stratejisi: Arapça ambalajlar ve isimler
Batı Şeria’daki yoğun hurma üretimi, çoğunlukla İsrailli şirketler tarafından gerçekleştiriliyor. İsrail, işgal altındaki bu bölgelerde ürettiği hurmaları, Arapça “kutsal topraklardan” gibi aldatıcı isimlerle ambalajlayarak, Kudüs hurması imajıyla Müslüman ülkelere pazarlıyor. Bu pazarlama stratejisi, tüketicilere, hurmaların Filistin’den geldiği izlenimini veriyor. Aslında “Kudüs hurması” diye bir hurma çeşidi de yok. Kudüs hurması adıyla pazarlanan hurma, gerçekte “medjoul” isimli hurma türünün hibrit tohumlar kullanılarak genetik yapısıyla oynanmış halidir. Bu da ayrı bir mesele.
Bir de deşifre olup boykot listesine alınan firmalar var. Bu firmalar, ürünlerini pazarlamaya devam edebilmek için ambalaj değişikliği yaparak tüketicileri yanıltmaya devam ediyorlar. Eski markalarını değiştirip, yeni Arapça isimler kullanarak, aslında aynı ürünü yeniden piyasaya sürüyorlar. Bu yanıltıcı strateji, İsrail menşeli hurmaların Filistin ürünüymüş gibi pazarda varlık göstermesine olanak tanıyor ve tüketicilerin yanlış yönlendirilmesine neden oluyor.
Piyasadakilerin sadece yüzde 5’i gerçek Filistin hurması
Gerçek şu ki, İsrail, hurma ticaretinde dünya liderlerinden biri haline gelmiş durumda. Dünya genelinde Kudüs hurması adıyla satılan hurmaların yüzde 95’i İsrail kaynaklı. Filistin, işgal altındaki topraklarında zor şartlar altında üretim yapmaya çalışırken, dünya pazarlarındaki hurmaların sadece yüzde 5’i gerçek Filistin hurmasıdır. Filistin’in toplam hurma üretimi yaklaşık 13 bin ton iken, dünyaya “Kudüs hurması” adı altında satılan hurma miktarı 200 bin tonu aşıyor. Bu da gösteriyor ki, Kudüs hurması, Filistin hurması, medjoul gibi isimlerle satılan ürünlerin büyük bir kısmı, Filistin ürünüymüş gibi pazarlansa da aslında İsrail menşeli.
Filistin davasına destek amacıyla İsrail menşeli ürünleri boykot etmek isteyenlerin, alışveriş yaparken bilinçli olmaları ve İsrail’in yanıltıcı pazarlama stratejilerine karşı dikkatli davranmaları büyük önem taşıyor. Bu noktada, tüketicilerin alacakları hurmanın kaynağını araştırmaları, ambalajların ardındaki gerçekleri sorgulamaları ve her markayı detaylı bir şekilde incelemeleri kritik öneme sahip. Özellikle çarşı ve pazarlarda “Kudüs” ya da “Medjoul” isimleriyle açıkta satılan hurmalar konusunda da dikkatli olmak gerekiyor. Tezgahlarda yazan isimler yanıltıcı olabilir ve bu ürünlerin gerçekten Filistin menşeli olup olmadığını anlamak zor olabilir. Bu nedenle, satıcıya ısrarla sorun ve ürünün gerçek menşeini öğrenmeden satın alma kararı vermeyin.
İsrail’in Filistin topraklarından elde ettiği ürünlerle pazara hâkim olduğu bu ortamda, her bir alışverişin ne anlama geldiğini bilmek ve buna göre tercihler yapmak, Filistin’e destek olmak için atılacak bilinçli bir adım olacaktır. Unutmayalım, Kudüs hurması, sadece bir meyve değil; Filistin halkının tarihini, mücadelesini ve direnişini temsil eden bir semboldür.