Rami kütüphanesi 100 yılın en iyi projelerinden

Tarihi çiftlikten kışlaya, kışladan kütüphaneye uzanan Rami Kütüphanesi, açıldığı günden itibaren İstanbul’daki yoğun öğrenci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Bu kapsamlı projenin bir eğitim ihtiyacına cevap verdiğinin altını çizen mimar ve akademisyen Prof. Dr. Suphi Saatçi, “Rami Kütüphanesi, Cumhuriyet tarihinin en büyük kültür, sanat ve eğitim projesidir” diyor.

Latife Beyza Turgut
Arşiv.

Rami Kütüphanesi, açıldığı ilk günden itibaren öğrenciler, araştırmacılar, ve kitapseverler ile dolup taşmaya devam ediyor. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi öğretim üyesi mimar ve akademisyen Prof. Dr. Suphi Saatçi, İstanbul’un en büyük, dünyanın en geniş alana yayılan 3’üncü kütüphanesi olan Rami Kütüphanesi’ni “Bana göre bu proje Cumhuriyet tarihinin en büyük kültür, sanat ve eğitim projesidir” sözleriyle tanımlıyor. İstanbul’daki en başarılı restorasyon örneklerinden biri olduğunu söylediği Rami Kütüphanesi’ni Saatçi’nin mihmandarlığında gezdik. Hem yapının tarihini hem de böylesi büyük bir kütüphanenin günümüzde İstanbul’daki öğrenci nüfusu için önemini konuştuk.

Geçmişte de eğitim yuvasıydı

“Rami Kışlası’nın çiftlikten kışlaya, kışladan kütüphaneye oldukça enteresan geçmişi var” diyen Saatçi yapının hikâyesini bizimle paylaşıyor. Rami Kışlası’nın içinde bulunduğu bu geniş arazi, Osmanlı Sultanı II. Mustafa döneminde sadrazamlık yapan Rami Mehmed Paşa’ya sultan tarafından çiftlik olarak armağan edilmiş. Daha sonra III. Mustafa döneminde burası bir kışlaya dönüşmüş. 1828 yılında Asâkir-i Mansûre Ordusu buraya yerleşmiş. 1836-1837 yıllarında ise bu mekâna bir de okul işlevi eklenmiş. Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn öğrencileri, Rami Kışlası’nda bulunan Mekteb-i Harbiye’ye taşınınca kışla da “Fünun-ı Harbiye-i Mansure” adıyla anılmış. Böylece Rami Kışlası, sadece bir askeri üs olarak değil aynı zamanda bir bilim yuvası olarak da kimlik kazanmaya başlamış. Bu anlamda Saatçi, günümüzde eğitim yuvası olarak binlerce gence kucak açan Rami Kışlası’nın eğitime olan ev sahipliğinin 186 yıl öncesine dayandığını hatırlatıyor.

En başarılı yenileme örneklerinden

Osmanlı’dan günümüze miras kalan birçok yapı olduğunu ve bu yapıların geçirdikleri restorasyon sonrasında farklı işlevlerde kullanıldığından bahseden Saatçi, Sultanahmet Cezaevi ve Sütlüce Mezbahası’nı bu anlamda en başarılı örnekler arasında sıralıyor. “Rami Kışlası ise bu projelerden çok daha büyük bir proje olarak günümüze kazandırıldı” ifadesinde bulunan Saatçi, kışlanın hem mükemmel bir işlevle hem de çok ihtiyaç duyulan bir alanda gündeme geldiğini ve bence çok başarılı bir uygulama olduğunun da altını çiziyor.

Gelecek kuşakların hazırlanması için bir hizmet

Rami Kütüphanesi, 4 bin 200 kişiye hitap eden bir kütüphane olarak bugün dünyanın sayılı kütüphaneleri arasında yer alıyor. Saatçi, “Çok başarılı bir kütüphane sistemi geliştirmişler. Ayrıca kadim eski bilgileri de modern tekniklerle sunma yoluna gitmişler. Bu büyük ve hayırlı hizmet, geleceğimizi hazırlayan insanlara yapılan bir hizmet” ifadesinde bulunuyor. “Kütüphane hizmeti belki de ses getirici en büyük hizmetlerden biridir. Gelecek kuşakların hazırlanması, insanların kitaplarla tanış olması. Çünkü bizim kurtuluşumuz ve geleceğimiz okuyanların artmasıyla sağlanacaktır” diyen Saatçi, Türk edebiyatının mütefekkir yazarı Cemil Meriç’in “Güneş dünyayı aydınlatır. Kitap, insanları aydınlatır” sözünü hatırlatıyor.

Öğrenci de kütüphane ihtiyacı da çok

İstanbul’un nasıl bir kültür ve eğitim sorunuyla karşı karşıya olduğunu anlatmak adına bazı rakamlara dikkat çeken Saatçi, “İstanbul’da yüksek eğitimdeki öğrenci sayısı toplam 1 milyon bin 834. Bunlardan 523 bini devlet üniversitelerinde 440 bini de vakıf üniversitelerinde okuyor. 8 bin 45 öğrenci ise vakıf meslek yüksek okulunda eğitim görüyor. Toplam sayıları 1 milyon bin 834. Fakat İstanbul’da öğrenci sayısı bugün, ilkokul da dahil olmak üzere 3 milyon 242 bin 185. Bu büyük bir rakam. Ve bu sayıya 0-6 yaş dahil değil. Onu da eklersek 5 milyonu bulacak” diyor ve ekliyor: “Bu sayı şu anda nüfusun üçte biri. Böyle bir şehirde, böyle bir kütüphane yapılması az bile. Belediye ve okul kütüphaneleri dolup taşıyor. Öğrenci de ihtiyaç da çok. Bu öğrencilerin talebini karşılamak için Kültür Bakanlığı en büyük adımı atmıştır. Bu bakımdan ben Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı canı gönülden tebrik ediyorum. Ama unutmayalım ki her iki yakaya da birden fazla Rami Kütüphanesi gibi büyük kütüphane yapılması gerekiyor.

Bir kitap AVM’si gibi

Rami Kütüphanesi’nin sadece kütüphane ihtiyacını karşılamaktan öte yeni bir kültür, sanat ve eğitim ekosistemi de kuruyor. Her hafta salı günleri kültür söyleşileri düzenleniyor. Çarşambaları ise değerli edebiyatçıları okurlarıyla buluşturuyorlar. Okur ve yazarı buluşturmanın önemine değinen Saatçi, “Okuyucular, okudukları kitapların yazarlarını, edebiyatçıları görmek, tanımak istiyorlar. Bundan zevk alıyorlar. Burada bu buluşmanın sağlaması bu mekânın çok daha aktif tutulacağını ve daha da ilgi toplayacağını gösteriyor” diyor. 220 bin metrekare alanda kurulu, 4200 kişilik kapasitesi ile 2,5 milyon adet kitaba sahip bu kütüphanenin okul öncesi çocukların da yararlanmasına göre programlandığını anlatan Saatçi, kütüphaneyi 0-6 yaş çocuklar, ebeveynlerinin veya velilerinin refakati ile ziyaret ettiğini hatırlatıyor: “Bu bakımdan kütüphaneyi ziyaret edenlerin sayıları daha da artacaktır. Bundan dolayı ileride önemli bir cazibe merkezi haline gelecek olan Rami Kütüphanesi bir kitap AVM’si gibi canlılığını her zaman sürdürecektir.”

HAYAT
Fatih’e 120 bin sterlin değer biçildi