Yarım asırdır Kabaklı’nın yolunda

İlk sayısı 1972 yılında okurla buluşan Türk Edebiyatı Dergisi geçtiğimiz yıl yarım asrı geride bıraktı. Derginin kurucusu Ahmet Kabaklı’nın milli ve manevi değerlerimizden beslenerek çıktığı yolculuğunu devam ettiren Yayın Yönetmeni İmdat Avşar, “Köklerden kopmayan ve ‘yeni’yi oluşturmaya çalışan bir düşünce dergisi” olduklarını söylüyor.

Dilber Dural
Ahmet Kabaklı ve Cemil Meriç.

Türk Edebiyatı dergisinin ilk sayısı 15 Ocak 1972’de “Türkiye Edebiyat Cemiyeti”nin yayın organı olarak yayımlanmış. Kurucuları arasında Ahmet Kabaklı, Mümtaz Turhan, Tarık Buğra, Nihat Sami Banarlı, Necmettin Hacıeminoğlu, Mehmet Kaplan, Ekrem Hakkı Ayverdi, Samiha Ayverdi, Niyazi Kurtulmuş, Ayhan Songar, Oktay Aslanapa gibi son derece önemli isimlerin yer aldığı cemiyet, bugün de varlığını devam ettirmektedir. Ancak 1978 yılında kurulan Türk Edebiyatı Vakfı, bu tarihten sonra dergiyi kendi bünyesine almıştır.

1978 yılına kadar Türkiye Edebiyat Cemiyeti’nin, daha sonra da Türk Edebiyatı Vakfı’nın yayın organı olarak devam eden Türk Edebiyatı dergisi milli ve manevi değerlerin erozyona uğratılmaya çalışıldığı bir dönemde dilimizi, sanatımızı, kültürümüzü, medeniyetimizi, milli ve manevi değerlerimizi yaşatma, yayma ve genç kuşaklarda yeniden üretme hedefiyle yola çıkmış. 1972 yılından beri edebiyatımızın, kültür ve sanatımızın önemli bir mahfili olarak yayın hayatına devam eden dergi, kurulduğu günden bu yana günümüzde adını duyurmuş pek çok şair, yazar, fikir ve bilim insanının yetişmesinde rol oynamış, onlara rehberlik etmiş, seslerini duyurmuş ve isimlerini geniş kitlelere ulaştırmış. Ahmet Kabaklı, İsa Kocakaplan, Beşir Ayvazoğlu ve Bahtiyar Aslan’ın geçmiş yıllarda genel yayın yönetmenliğini yaptığı Türk Edebiyatı dergisini yaklaşık üç yıldır İmdat Avşar yönetiyor. Avşar ile Türk Edebiyatı Vakfı’nda bir araya geldik. Derginin dününü ve bugününü konuştuk.

İmdat Avşar

Siyasi çekişme ve kavga ortamında dergimiz çıktı

Türk Edebiyatı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni İmdat Avşar, 1970’li yıllarda Türkiye’de ciddi bir siyasi çekişme ve kavga ortamının bulunduğunu, bu çatışmaların bilim, edebiyat, kültür ve sanat alanlarına hatta ülkedeki ideolojik kutuplaşmanın, bölünmenin her alana yansıdığını söylüyor. Avşar, derginin çıkış hikâyesini de buna bağlıyor. Avşar, “… Bir yanda yenilik adına kendi medeniyetini, mazisini inkâr eden ithal ideolojileri benimseyenler ve bize ait her şeyi tahrip ederek kurtuluşa ereceğimizi savunanlar diğer yanda ise milli ve manevi değerler bağlı, köklerinden kopmayan bir yeniliği savunanlar vardı. O yıllar fikri mücadelelerin de ön plana çıktığı bir zaman dilimiydi. Dilimiz başta olmak üzere milli ve manevi değerler, edebiyat, sanat adına baskı altındaydı. O yıllarda Ahmet Kabaklı ve arkadaşları bu fikri ve kültürel mücadelenin bayraktarlığını yapmışlar, edebiyat ve sanat alanındaki boşluğu her türlü maddi imkânsızlıklar içerisinde çıkardıkları Türk Edebiyatı dergisiyle doldurmuşlardır. Bu nedenle Ahmet Kabaklı ve arkadaşlarının gerçekleştirmiş olduğu misyon çok önemlidir. Millî ve yerli düşünceli aydınların, yazarların, şairlerin, sanatın her alanında faaliyet gösteren sanatçılarının boy gösterdiği, düşüncelerini ifade ederek yaydığı, Anadolu’daki yetenekli gençlerin de sayfalarında yer bulduğu, İstanbul’dan Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar ulaşan ve bütün Türkiye’yi kucaklayan, Türk milletini bütünüyle temsil eden; aynı zamanda edebiyat tarihimizde çok önemli bir yeri, çizgisi ve ideolojisi olan bir dergidir Türk Edebiyatı…” sözleriyle anlatıyor.

Taşrayı da kucaklayan bir dergiydi

Derginin İstanbul merkezli çıkmasına rağmen Anadolu’da da yayıldığını söyleyen Avşar, derginin 1977 yılında beş bin aboneye ulaştığını, tirajının ise yaklaşık yedi binleri bulduğunu dile getiriyor. Avşar, “Dergi o yıllarda Türkiye’nin bütün şehirlerine, kasaba ve köylerine kadar yayılıyordu. Türk Edebiyatı taşranın da ruh ve gönül dünyasına hitap eden bir dergiydi. Dolayısıyla dergiye sahip çıkan bu insanlar sayesinde ücra köşelere kadar yayılıyordu. Arşivimizde, taşradan dergimize gönderilen binlerce mektup var. Derginin o yıllarda ‘Sanat Fidanlığı’ genç yazar ve şairlerin gönderdiği yazılar bu bölümde değerlendirilmiş. Başarılı ve genç yetenekler ön plana çıkarılmış. Türk Edebiyatı dergisi bu 51 yıl boyunca milliyetçi ve muhafazakâr kesimin düşünce, edebiyat ve sanat alanında sesini duyurması için çok önemli bir yayın organı olmuştur” diyor. Avşar, bugün edebiyat tarihimizde adını altın harflerle anacağımız şairlerin, yazarların, ilim adamlarının yollarının mutlaka Türk Edebiyatı dergisiyle kesiştiğini ifade ediyor. Avşar, Necip Fazıl, Erol Güngör, Nevzat Atlığ, Fırat Kızıltuğ, Birol Emil, Yavuz Bülent Bakiler, Dilaver Cebeci, Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Sevinç Çokum, Beşir Ayvazoğlu, İskender Pala, Bahaattin Karakoç, Abdurrahim Karakoç, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Hüseyin Hatemi, Hüsrev Hatemi, Ömer Lütfi Mete, M. Necati Karaer, Gültekin Sâmanoğlu gibi alanında pek çok değerli ismin Türk Edebiyatı dergisinde yazdığını ifade ediyor.

Dil konusunda mücadele ediyoruz

Türk Edebiyatı dergisinin mücadele ettiği konulardan bir tanesinin dil konusu olduğunu dile getiren Avşar, “Kurucumuz Ahmet Kabaklı’nın, ilk sayımızda yayımlanan ve manifesto niteliği taşıyan yazısında dil konusunda belirlediği hassasiyetimiz, bugün de devam etmektedir. Ahmet Kabaklı: ‘Dilde, “yaşayan Türkçe’yi” esas tutacağız, Türk edebiyatı gibi Türk dilinin de imkânlarının tükenmiş olduğunu; ikisini de bir yana iterek taklit ve temelsiz sanat yapmak ve “uydurma dil” kullanmak gerektiğini kabul etmiyoruz. Bütün dünyada şaheserler, yaşayan dil ile yazılmıştır, bizde bu hususun belgeleri Yunus Emre’nin Yahya Kemal’in şiirleri, Ömer Seyfettin’in hikayeleridir’ diyor ve sözlerini şu şekil sürdürüyor: Biz Türk Edebiyatı dergisi olarak halen üstadımızın ortaya koyduğu bu çizgiye sadık kalarak yayın hayatımıza devam ediyoruz. Dergiye girecek yazıları belirlerken de bu hassasiyetimiz devam ediyor.”

Edebiyat her zaman bir yeniliğin peşinde

“Edebiyat ve sanat her zaman bir yeniliğin peşindedir” diyen Avşar, “Türk Edebiyatı dergisinin amacı; yaşayan Türkçeye sadakati esas alarak edebiyat ve sanat yoluyla, milli ve manevi değerlerimizi kuşaklar boyunca yeniden üretmek, genç kuşakların milli ve manevi değerlerimize yaslanarak, yeni sanat eserleri, yeni metinler ortaya koymasına zemin hazırlamak, edebiyat ve sanat alanındaki yeniliklere de taklide düşmeden kapı aralayarak yolumuza devam etmektir” ifadelerini kullanıyor. Avşar, “Türk Edebiyatı dergisinin felsefesinde geleneklere yaslanmadan yapılan yeniliklerin kalıcı olamayacağı, temelsiz olduğu görüşü vardır. Biz mazimize yaslanmak, kendi kültür ve medeniyetimize, köklerimize dönerek yeni eserler üretmek düşüncesi üzerinden yürüyoruz. Sürekli gelişen, değişen dünyada yeni anlayışların, edebiyata ve sanata dair yeni görüşlerin olduğunun da farkındayız ve bunlara karşı da duyarsız kalmıyoruz tabii ki. Dergimiz, Türk Edebiyatı’nı uzak mazisi, geçmişi ve bugünü ile bütün halinde gören, yeniyi inşa etmek için milli ve manevi köklerimize dayanarak oradan güç alan, gelenekten, köklerden kopmayan ‘yeni’yi oluşturmaya çalışan bir düşünce dergisidir” şeklinde açıklıyor.

Soldan sağa; Cuma Yavuz (Eski İstanbul Sosyal Hizmetler İl Müdürü), Ahmet Taşgetiren (Yazar), Ahmet Kabaklı, öndeki gözlüklü beyefendi o dönemde Yenikapı Mevlevihanesi’nde görevli, Belkıs İbrahimhakkıoğlu (Yazar), Abuzer Doker (Gazeteci), Taner Kabaklı (Ahmet Kabaklı’nın oğlu), Ayla Ağabegüm (Yazar)

100. yıla özel sayı ekimde raflarda

Ekim ayında 600. sayılarını yayınlayacaklarını söyleyen İmdat Avşar, Cumhuriyetimiz 100. yılına hasrettikleri bir özel sayı hazırladıklarını dile getiriyor. Avşar, “Cumhuriyetimizin 100. yılına hasrettiğimiz 600. sayımızın, abide bir sayı olması için bir yıldır çalışıyoruz. Cumhuriyet dönemindeki bütün edebi hareketleri mercek altına almak istedik. Cumhuriyet döneminde dil, roman, hikâye, şiir, tiyatro, sinema, musiki, hatırat, söyleşi gibi alanlarda yaşanan gelişmeleri geniş bir pencereden ele alarak Cumhuriyet döneminin edebî portresi oluşturmak istedik” diyor. Avşar, bu konuda alan editörleri belirlediklerini ve sayfa sınırlaması yapmadıklarını, şu anda gelen yazıları tasnif ederek 600. sayıyı hazırladıklarını sözlerine ekliyor.

HAYAT
Dergilik: Cümle'den Özdeneren sayısı