|
Türkiye’nin ‘itibar’ mücadelesi

Türkiye’nin de içinde bulunduğu ‘
gri liste
’ şöyle idi: “Arnavutluk, Barbados, Burkina Faso, Kamboçya, Cayman Adaları, Cebelitarık, Haiti, Jamaika, Ürdün, Mali, Fas, Myanmar (Burma), Nikaragua, Pakistan, Panama, Filipinler, Senegal, Güney Sudan, Suriye, Uganda, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen.”
Türkiye, yerine getirmesi gereken 40 kriterden 39’unu halletmiş, sözüm ona geriye sadece
kripto
dünyasıyla ilgili yasal düzenlemenin çıkarılacağı bir madde kalmışmış… “Sözüm ona” diyoruz, çünkü gri listeye alınma kararının somut konulardan çok, siyasi tercihlerden kaynaklandığını Mısır’daki sağır sultan bile duymuştu…
Bir de Türkiye’ye
‘kara para’ aklama
ve ‘
terörün finansal desteği’
gibi konularda zaaf içinde olduğu suçlaması yöneltiliyordu. Terör finansmanı için kripto dünyası önemli bir platformdu… Çarşamba akşamı Meclis’ten hızla geçirilen, kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler içeren
Sermaye Piyasası Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi i
mdada yetişmiş olmalı ki Hazine ve Maliye Bakanı
Mehmet
Şimşek
, Singapur’dan yüzünün akıyla dönüyor.

Allah rızası için yukarıdaki ülkeler listesine bir daha göz atın… Vicdan ve izan sahibi her kişi, “Türkiye’nin bunlar arasında işi ne” diye sormaz mı?!

Ülkemizi o listeye sokan da
‘kamu diplomasisi’
uygulamalarıdır, çıkaran da… Yoksa 1991’den bu yana üyesi olduğumuz ve her türlü denetimini kabullendiğimiz
FATF’ın
(The Financial Action Task Force - Mali Eylem Görev Gücü), sadece bilimsel(!) kriterleriyle uyum değildir belirleyici olan…

İdama götürülen adama sormuşlar, son arzun nedir diye… O da cevap vermiş: “Ha bu bana ders olsun!”

Esas tartışmamız geren konu, fıkradaki ortamın ve Türkiye’nin gri liste serüveninin yaratılmasına nasıl engel olunacağıdır. İslam düşmanlığının simgesi hâline getirilmeye, otokrat, diktatör olarak konumlandırılmaya çalışılan Sayın Cumhurbaşkanı, iletişim boyutunda, millet adına nasıl korunacak ve tüm bu
kara propaganda
nasıl engellenecekse; işte tıpkı onun gibi…
Türkiye’nin o listeden çekilip çıkarılması bir başarı mıdır? Evet, tabii ki başarıdır. Ancak esas başarı;
ülkemizin marka değeri
ve
itibarını
birinci seviyeden tehdit eden bu tür mesnetsiz değerlendirmelere düçar olmanın engellenmesidir.
Halk sağlığı ve koruyucu hekimlik hocası rahmetli
Prof. Dr. Sıtkı Velicangil’in Ziya Paşa
’dan naklen pek sık kullandığı iddia edilen o ünlü sözü hatırlamakta yarar var: “Acezenin ittifakından korkarım”… Allah, ittifakın böylesinden hepimizi korusun…
Günün sözü

“İtibarı inşa etmek 20 yılı alabilir, yıkmaksa 5 dakikayı. Bunu dikkate alırsanız, davranışlarınız değişecektir.”

Warren Buffett

İletişim Aklı 35

İletişim Aklı, hakikat ile gerçekliğin özdeş olmadığını ve iletişimin bu ikisi arasında köprü kurması gerektiğini bilir. O nedenle “Her söylediğin doğru olsun, her doğruyu söyleme” ilkesini tüm iletişim araçlarında hayata geçirmekle ilgilenir.

Gözümüze takılanlar…

*LGS sonuçları açıklandı. 992 bin 906 öğrenci sınava girmiş. Sınavla öğrenci alan okulların kontenjanı ise 203 bin 638 imiş. Fark: 789 bin 268 genç… Ne sistem ama!.. Bir anda yakınlarıyla beraber milyonlarca kişinin MEB sitesine girip sonuçlara bakacağı biliniyor muydu? Elbette biliniyordu. Yüzlerce milyon insanın aynı anda bağlandığı serverlar dünyada var mı? Var… Bunlar kilitleniyor mu? Hayır. Peki bizimki neden hemen kilitlenir; ve saatlerce düzelemez?.. Akıl alır gibi değil…

* Sosyal medyada bir gazete kupürü dolanıyor… 25 Eylül 1934 tarihli Akşam gazetesine aitmiş… Geleceğe dair öngörülerin sıralandığı haberde, görebildiğimiz kadarıyla kaynak belirtilmiyor. “2000 yılında dünya nasıl olacak” başlıklı yazıda; “Gelecek nesiller saatte 1600 kilometre yol gidecek tayyarelere binecek. Her ailenin radyo ile sinemayı birleştiren bir televizyon cihazı bulunacak. Havai şimendiferler işleyecek” deniliyor… Detaylarda çuvallanmış gibi görünse de ana hatlarıyla son derece isabetli tespitler… Bir de “Yemekleri hap olarak alacağız” deniliyor. Kupürde en çok da bu konuya dair yorum dikkatimizi çekti. Bir dönemin naifliğine, gazeteciliğine ve kültürüne dair yansımaları bulduğumuza inandığımız bölüm şöyle: “Cenabıhak’ka şükredelim ki biz bugün vitamin, protein, vesaireyi hap halinde değil, âlâ pirola, imam bayıldı ve ayva kompostosu olarak almaktayız.”

* Türkiye, 2023’te Avrupa ülkeleri arasında dijital reklam yatırımları en fazla büyüyen ülke olmuş. IAB Europe’un “2023 AdEx Benchmark Raporu”na göre; dijital reklam yatırımlarının büyüklüğü sıralamasında 29 ülke arasında 8. pazar olan ülkemiz, %118’lik rekor düzeydeki büyümesiyle 2022’de olduğu gibi 2023’te de en fazla büyüyen ülke konumundaymış. İnteraktif Reklamcılık Derneği IAB Yönetim Kurulu Başkanı Burak Ertaş şunları söylemiş: “Bu trend, Türkiye’nin dijital reklam pazarının hem dijital reklam verenlerin bütçelerini artırması hem de sahneye yeni reklam verenlerin girmesiyle genişlediğine işaret ediyor. E-ticaretteki hızlı büyüme, dijital reklam yatırımlarının artmasının arkasındaki bir diğer itici güç.” (Hatice Aslan, C-line). Reklam yatırımlarının artması sektörün canlanması ve üretimin kalitesi açısından son derece sevindirici. Ancak dijitalin bu hızlı büyümeyi kontrol etmesinin yanı sıra reklam pastasındaki payını kaybetmemek için geleneksel medyanın kendini yenilemesi gerekiyor.

#Ekonomi
#Gri Liste
#Ali Saydam
il y a 3 jours
Türkiye’nin ‘itibar’ mücadelesi
Bu bir isyan yazısıdır: İslâm ülkeleri demeyin gayrı…
Gazze yanarken 2 milyarlık İslâm dünyasını arayanlara
Uluslararası ekonomik kuruluşların ülke ekonomileri üzerindeki etkileri
Sınavsız atamalara ve sözlü sınavlara acilen çözüm üretilmeli
Millî eğitim, 1 numaralı millî güvenlik meselesine dönüştü!