Türkiye’de nüfus hızla yaşlanıyor: Doğurganlık düşüyor çocuksuz hane sayısı artıyor
Türkiye’de nüfus yapısı hızla değişiyor. Ülkede bugün hanelerin yüzde 50’sinde çocuk bulunmuyor. TÜİK projeksiyonlarına göre ise önümüzdeki 5 yıl içinde ilkokul çağındaki çocuk sayısının 900 bin azalacağı öngörülüyor. Nüfus artış hızının 1,7 ile dünya ortalamasının altında kalması da uzun vadeli demografik riskleri artırıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesine yönelik eleştirilere yanıt vererek, bazı çevrelerin aile kavramını itibarsızlaştırmaya çalıştığını söyledi. Göktaş, düşen doğum oranlarının yalnızca ekonomiyle açıklanamayacağını belirterek, “Yalnızlık, sosyal izolasyon ve bireyselleşme artıyor. Aile kurumunun zayıflaması pek çok problemin temelinde” ifadelerini kullandı. Resmî verilere göre, Türkiye’nin nüfus artış hızı 2023’te binde 1,1, 2024’te ise binde 3,4 oldu. Doğurganlık hızı ise 2023’te 1,51, 2024’te 1,48 seviyesine gerileyerek yenilenme eşiği olan 2,1’in oldukça altında kaldı. Uzmanlara göre nüfusta görülen artışın kaynağı doğumlar değil; ağırlıklı olarak göç ve yaşam süresinin uzaması. Türkiye’nin demografik tablosu, nüfusun büyüse bile giderek daha az çocukla büyüdüğünü ve bu durumun hızla yaşlanan bir nüfus yapısına işaret ettiğini gösteriyor. Doğurganlık hızının yenilenme düzeyinin altına düşmesi, Türkiye’nin demografik açıdan yeni bir döneme girdiğinin sinyali olarak değerlendiriliyor. Yaşlı nüfus oranının yükselmesiyle birlikte, çalışan başına düşen yaşlı sayısı da artıyor. Bu durum uzun vadede sosyal güvenlik sistemi, sağlık hizmetleri ve bakım hizmetlerinde ciddi baskı oluşturabilir. Uzmanlar, “Çalışan nüfus azalırken yaşlı nüfus artacak; sınıflar boşalacak, haneler çocuksuz kalacak” uyarısında bulunarak, Türkiye’nin yaşlanma sürecine hazırlıklı olması gerektiğini vurguluyor.