|
Nerde yedin paraları, söyle!

Areda Piar ve Z Raporu dergisi ortaklığında gerçekleştirdiğimiz Türkiye’nin finansal okuryazarlık desenini yansıtan “Türkiye’nin Finansal Okuryazarlık Araştırması” hem en küçük karar birimleri için hem de politika yapıcılar için beklentilerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.


PARA BİRİKTİRME SANATI

Japon halkının 1904 yılından bu yana kullandığı “hane halkı finans günlüğü” olan Kakeibo bir para biriktirme sanatı aslında. Finans disiplini ve farkındalığı artırarak parayı yönetmeyi keyifli hale getiren Kakeibo, sadece para biriktirmeyi değil aynı zamanda dengeli bir yaşam sürmeyi vaad ediyor. Harcamalarımızı daha bilinçli yöneterek, ihtiyaçlarımıza ve isteklerimize göre daha anlamlı seçimler yapabilmeyi finansal hedeflere daha etkili ulaşmayı kolaylaştırıyor. Ay başında belirli mali hedefler koyarak ve ay sonunda harcamalarımızı gözden geçirerek bu hedeflere ne kadar yaklaştığımızı değerlendirmemizi sağlayan bir görsel sanattan bahsediyoruz. Araştırma sonuçlarımıza göre her iki kişiden birinin aylık gelir-gider planlaması yapmaya yatkın olması bu sanatı icra edebileceğimiz sinyalini veriyor aslında.


HER DÖRT KİŞİDEN BİRİ PARA BİRİKTİREBİLİYOR
Enflasyonun hayatın her alanına yayılarak arz ve talep dinamiğinin dışında beklentileri de bozması harcama ve tasarruf kodlarımızı da bozduğu bir dönemin sonuna doğru gidiyoruz.
Bugün tasarruf edilecek gelirin olmaması da aylık harcamaların yüksekliği de büyüklü küçüklü borçların varlığı da tasarruf yapmanın, ayın başından sonunu düşünmenin önündeki engelleri temsil ediyor. Sokağın eğilimi,
Kakeibo’nun sorduğu ne kadar paran var ve ne kadar biriktirmek istiyorsun sorusuna yanıt vermenin zor olduğu, nerde yedin paraları, söyle sorusuna destansı yanıtların verilebileceği bir gerçeği ortaya koyuyor.

TASARRUF’UN “ALTIN” KURALI
Toplum olarak biz, bizim olana sımsıkı sarılmayı, ona temas etmeyi, onu arada görmeyi seven bir yapıya sahibiz. Bu özelliğimizi tasarruf alışkanlıklarımıza da yansıtmış bulunuyoruz.
Zaman zaman hisse senetleri ile yaşadığımız aşkı, altın biriktirme meselesinde farklı boyutlara ulaştırmış durumdayız. Birikimimiz olsun olmasın aklımızın bir köşesinde, yastığımızın altında, vitrinlerimizin başköşesinde olsun altını istiyoruz.
Kimi tahminlere göre 3500 tonun üzerinde bir büyüklüğü muhafaza etme başarısı gösteriyoruz.
Bugün Türk Lirası mevduatlar, kira serfikaları, dijital altın hesapları enflasyon karşısında avantajlı getiriler sunsa da toplum olarak yastık altı birikimden gram vazgeçemiyoruz.
Jeopolitik buhranlı dönemlerin güvenli limanı altını diğer geleneksel tasarruf araçlarından önce tercih etme alışkanlığımızı sürdürüyoruz. Genetik kodlarımıza işleyen bu alışkanlığımız yastık altı birikim mi bankada birikim mi sorusuna 10 kişiden 6’sının yastık altı birikim demesi ile sonuçlanıyor.
Geleneksel tasarruf araçlarının dışında son yıllarda büyüyen bireysel emeklilik sistemi de cazibesini koruyor. Fon hacminin 1 triyon liraya dayandığı, katılımcı sayısının 16 milyonu geçtiği bireysel emeklilik sistemi bünyesinde barındırdığı fon çeşitliliği ile her kesimden ve her hassasiyetten bireye devlet katkısı eşliğinde avantajlı getiri imkânı sunuyor.

MANTIK BİZİ A NOKTASINDAN B NOKTASINA, KREDİ KARTI İSE HER YERE
Mahmut Tuncer’in
“Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür, halay ise her yere”
sözleri kendisine bireylerin harcama kararlarında versiyon değiştirerek yer bulmuşa benziyor. Bugün yaşanan enflasyonun dinamiğinde politika yapıcı tarafından dile getirilen talep katılığının gerekçesi azalana oranda da olsa tüketici tarafında kendini gösteriyor.
Her 10 kişiden yaklaşık 6’sının alışveriş ya da para harcama konusunda yeterince mantıklı davrandığını düşünmesi, 2’sinin ise bazen mantıklı davrandığını düşünmesi talepteki direncin neden kırılamadığına işaret ediyor.
Giderek yaygınlaşan geleceğe yönelik planlama yapma fikri, finansal kavramlar ve terimlere olan ilgi düşük riskli yatırım yapma isteğinin orta ve yüksek riskli enstrümanlara kaymasının yolunu açacaktır. Bugün yaşamış olduğumuz enflasyonist sürecin tasarruf yapmayı zorlaştırdığı bir ortamda temel finansal bilgi düzeyini artırıcı pratikler hayat kurtarmaya aday.
Bütçeleme, tasarruf, yatırım, borç yönetimi ve özellikle finansal ürünlere ilişkin bilgi düzeyinin artması pratikte tasarrufun “Altın” kuralını daha farklı sürümlere taşıma potansiyelini sürdürüyor. Para biriktirmek için çareyi Uzak Doğu’da, Kakeibo’da aramaktan başka seçeneklerimizin olduğu da kendisini gösteriyor.
Bizde “fırsat olmadan hüner pek işe yaramaz”.
#Ekonomi
#para
#politika
#yatırım
24 gün önce
Nerde yedin paraları, söyle!
Bin ben vardır, bin de benden içeri
Uluslararası ekonomik kuruluşların ülke ekonomileri üzerindeki etkileri
Sınavsız atamalara ve sözlü sınavlara acilen çözüm üretilmeli
Millî eğitim, 1 numaralı millî güvenlik meselesine dönüştü!
Bolivya darbe girişimi ve Türkiye modeli tartışmaları