Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ticarette hedefimiz 60 milyar dolar

15:5230/10/2025, Perşembe
G: 30/10/2025, Perşembe
Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ile ortak basın toplantısında Almanya ile işbirliğine değinerek, 'Savunma işbirliği konusunu değerlendirdik. Ticarette hedefimiz 60 milyar dolar.' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

Değerli dostumla görüşmede Türk toplumunun ortak değerimiz ve zenginliğimiz olduğunu bir kez daha teyit ettik.


Bu arada, yıllar geçtikçe Avrupa'da artış bir türlü engellenemeyen, yer yer ırkçılığa varan yabancı düşmanlığı ve İslam'a karşıtlığıyla mücadeleye atfettiğimiz ehemmiyeti vurguladım. Yurt dışındaki kardeşlerimizin kültürlerini, kimliklerini ve kadim değerlerini muhafaza ederek bunların bütünleşmesini hep destekledik. Bundan sonra da destekleyeceğiz.

Ticarette hedefimiz 60 milyar dolar

Kıymetli basın mensupları Türkiye ile Almanya arasında müstesna ekonomik ve ticari ilişkiler ise olumlu seyrini sürdürüyor. Almanya, Türkiye’nin Avrupa’daki en büyük ticaret ortağıdır. 50 milyar dolara ulaşan ticaret hacmimizi yakın vadede 60 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu minvalde, gerek ticaretimizi gerek müşterek yatırımları bir üst seviyeye taşıyacak savunma iş birliği konusunu Sayın Şansölye ile değerlendirdik.


Avrupa’da değişen güvenlik koşulları ışığında, savunma sanayi ürünlerinin tedarikinde geçmişte yaşanan sıkıntıları geride bırakarak ortak projelere odaklanmamız gerekiyor. Eurofighter uçaklarının temin süreci gibi Almanya’nın son dönemde bu alanda attığı olumlu adımları memnuniyetle karşılıyoruz.


Türkiye’nin savunma sanayi alanında yakaladığı ivme dikkate alındığında, Almanya ile çok geniş iş birliği imkânlarına sahip olduğumuz görülüyor. Kazan-kazan anlayışı temelinde bu iş birliğini daha da güçlendirebiliriz.


Değerli arkadaşlar, bugün ayrıca terörle mücadeledeki beklentilerimizi de değerli dostumla paylaştım. Almanya’nın, kamu güvenliği bakımından da ciddi tehdit teşkil eden terör örgütleriyle ortak mücadelenin önemine dikkat çektim.


Bölgesel ve küresel meselelerde de fikir alışverişinde bulunduk. Türkiye olarak Gazze’deki soykırımı ilk günden itibaren uluslararası gündeme taşıdık. Ateşkesin sağlanması ve insani yardımların bölgeye ulaştırılması için yoğun çaba gösterdik.


Bu mezalimin yeniden yaşanmaması ve bölgede kalıcı barışın anahtarı olan iki devletli çözüme dair görüşlerimizi kendilerine aktardık.


Evvela, bölgeye yardımların kesintisiz ulaştırılması gibi, yeniden yapılanma sürecinde de herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini ifade ettim.


Sayın Şansölye ile komşumuz Suriye’deki gelişmeleri de ele aldım. Devrimden bu yana geçen 11 ayda, Cumhurbaşkanı Sayın Şara’nın liderliğinde Suriye; kalıcı barış, huzur ve ekonomik kalkınma yolunda ciddi ilerlemeler kaydetti. Yaptırımların kalkmasına paralel olarak bu sürecin daha da hızlanacağı inancındayız. Ülkenin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafazası suretiyle Suriye halkının tüm fertlerinin refah ve esenliği bizim için öncelikli hedeftir.


Bu noktada, 10 Mart Mutabakatı’nın uygulanmasına büyük önem atfediyoruz. Bu yönde verilen mesajları dikkatle takip ediyoruz. Almanya’nın da Suriye konusunda bizimle eşgüdüm içinde çalışmaya atfettiği önemin farkındayız.


Ukrayna-Rusya savaşı konusunda da görüş alışverişinde bulunduk. Savaşın adil ve kalıcı şekilde çözümü için diplomatik çabaların sürdürülmesini önemli görüyoruz.


"Almanya ile çalışmayı sürdüreceğiz"

Değerli basın mensupları, güçlü temellere ve çok katmanlı ilişki ağına sahip Türk-Alman iş birliğinin, Avrupa’nın ve mücavir coğrafyalarımızın güvenliği için vazgeçilmez olduğunu bugün bir kez daha teyit etmiş olduk. Bu anlayışla, Almanya ile yakın iş birliği içinde çalışmayı önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz.


Sözlerimin sonunda, değerli dostum Şansölye Merz ve heyetine ziyaretleri için tekrar teşekkür ediyor, toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.


"Türkiye sıradan bir Avrupa veya Asya ülkesi değil"

Ortak açıklamaların ardından, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu an itibarıyla Türkiye'de bizim bu yaklaşımlar noktasında rahatız, huzurluyuz. Çünkü biz Kopenhag kriterleri noktasında hep şunu söyledik. Kopenhag kriterleri bizim için olumsuz bir yaklaşım süreci değil. Eğer Kopenhag kriterleri noktasında Türkiye'ye yaklaşılıyorsa bizim de bunun karşısında Ankara kriterlerimiz vardır. Ankara kriterleriyle biz Avrupa'ya ve dünyaya açılırız. Çünkü Türkiye sıradan bir Avrupa veya Asya ülkesi değil. Türkiye, Avrupa'da, Asya'da her noktada bu süreci dünyada en iyi işleten ve işleyen bir demokrasi ülkesidir ve bu konuyla ilgili de herhangi bir sıkıntısı yoktur.


"Bir hukuk devletinde hukuku ayaklar altına alamazsınız"

İkinci, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili bir sorunuz oldu. Herhalde kim hangi makamda olursa olsun, bir hukuk devletinde hukuku ayaklar altına alamazsınız. Hangi makamda olursanız olun eğer hukuku ayaklar altına alırsanız, yargı devletinde yargı makamları ne gerekiyorsa onu yapmak zorundadır. Eğer yapmazlarsa bu defa yolsuzluk, hırsızlık, her tür yanlış alır başını gider. Nitekim İstanbul'daki süreç böyle işlemiştir ve şu anda da bu süreci yargı kendisine terettüp ettiği şekilde işletmektedir ve gereğini de yapmaktadır.


Örneğin son dönemde mesela bir hakemler olayı çıkmıştır ve bu hakemler olayında da yine futbol sahalarında neler oluyor ve bütün bunlar olurken eli kolu bağlı olarak herhalde bir devlet bunu takip edemez. Ne gerekiyorsa yapması lazım ve şu anda da bu yapılmıştır ve vatandaş tribünlerdeki bu gelişmeyi görünce şimdi çok da mutlu olmaktadır. Neler oluyor, neler demeye başlamıştır.

"Türkiye çok önemli bir ortak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ardından sözü alan Alman Şansölye Merz, şunları söyledi:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın beni Türkiye'ye davetinden dolayı teşekkür ediyorum. Dostane misafirperverliğiniz için çok teşekkürler. Bu özel bir gün, çünkü ortak tarihimizi bugüne kadar şekillendiren bir dönüm noktasını hatırlıyoruz. Bu, söylediğimiz gibi iş gücü anlaşmasının başlangıcıydı. O zamanlar “misafir işçi” olarak tanımladığımız insanlar çağrıldı, ama sadece işçiler değil, aileleriyle birlikte insanlar Almanya’ya geldi.


Bu insanlar olmasaydı, bu aileler olmasaydı, Almanya 60 yıl önce ekonomik kalkınmayı aynı şekilde başaramazdı. Bugün o zaman gelen insanlar artık üçüncü kuşakta Almanya’da yaşıyorlar. Bazıları tarih yazıyor; örneğin bilim insanları arasında BioNTech kurucuları Sayın Uğur Şahin ve Profesör Doktor Özlem Türeci gibi. Bazıları hemşire, polis memuru olarak toplumumuzda sorumluluk taşıyorlar. Ve büyük bir çoğunluğu artık kendilerini devletimizin ve ülkemizin bir parçası, vatandaşları olarak görüyorlar. Çünkü onlar bu toplumun bir parçası.


Bu hepimize fayda sağlıyor ve günümüzün ekonomik rakamları bunu açıkça gösteriyor. Şu anda Almanya’da 80 bin Türkiye kökenli işletmeci, yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağlıyor. Türkiye’de ise yaklaşık 500 Alman şirketi, 200 bin kişiye istihdam sağlıyor. Bu da bağlarımızın eşsiz bir şekilde geniş ve derin olduğunu gösteriyor.


Dün Ankara’ya geldim. Dün, Türkiye Cumhuriyeti’nin Millî Bayramı idi. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanı, sizi ve Türk halkını Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir kez daha kutlamak istiyorum.


Bu ilk ziyaretimle Ankara’da bir mesaj vermek istiyorum: Gelin, ilişkilerimizin sunduğu olağanüstü potansiyeli önümüzdeki yıllarda daha da iyi değerlendirelim. Buna zorunluyuz; zira yeni bir jeopolitik sürece giriyoruz ve bu süreçte büyük güçlerin siyaseti belirleyici olacak. Buradan şu sonucu çıkarıyorum: Alman olarak, Avrupalı olarak stratejik ortaklıklarımızı geliştirmeliyiz ve Türkiye bu süreçte devre dışı kalmamalıdır.

"NATO’da da çok yakın müttefikleriz"

"Burada sağlam bir temel üzerinde inşa edebiliriz. Toplumlarımız ve ekonomilerimiz, az önce de söylediğim gibi, çok yakın bağlar içindedir. Aynı zamanda NATO’da da çok yakın müttefikleriz. Türkiye, neredeyse bizi meşgul eden bütün dış politika ve güvenlik politikası konularında çok önemli bir aktördür.


Bu temel üzerinde çalışmaya devam edeceğiz ve yeniden bir stratejik diyalog başlatacağız. Güvenlik politikaları alanında daha yakın iş birliği içinde olacağız. Örneğin, daha önce de değindiğimiz Eurofighter uçaklarının alımı konusunda. Tabii ki bu ortaklığın birçok fırsat sunduğunu da belirtmek istiyorum. Örneğin, ulaştırma ve demiryolları konusunda önemli gelişmeler yaşayabiliriz. Birçok açıdan bu yeni jeopolitik durumda daha yakın bir iş birliği içinde olmayı sağduyu gerektiriyor. Bu, her iki tarafın da stratejik çıkarınadır. Türkiye ile Almanya arasındaki olgun bir ortaklık, tabii ki hassas konuları da açık ve güvene dayalı bir şekilde ele almamızı gerektiriyor. Heyetlerimiz arasında ve baş başa görüşmemizde de bunu yaptık.


Sayın bayanlar ve baylar, ele aldığımız bazı konulara kısaca değinmek istiyorum. Almanya ve Türkiye, NATO müttefikleri olarak aynı çıkarlara sahiptir. Ankara’da da biliniyor ki, Rusya’nın militan revizyonizmi Avrupa’nın ve Atlantik bölgesinin güvenliğini bir bütün olarak tehdit ediyor. Bu nedenle, Lahey’deki NATO Zirvesi’nde verilen kararları kararlılıkla uyguluyoruz.


Bu bağlamda, Almanya’nın da onayını verdikten sonra Türkiye’nin 20 Eurofighter uçağını alma kararından dolayı mutluluk duymaktayız. Şu konuda hemfikiriz: Bu uçaklar hepimizin ortak güvenliğine hizmet edecektir.


Göç konusunu da ele aldık. Geri göndermeler konusunda iş birliğimiz son derece önemlidir ve geçtiğimiz aylardaki iş birliğimizi sürdürmek istiyoruz. Mayıs ayından bu yana, geçtiğimiz yılın tamamında yapılandan daha fazla geri gönderme gerçekleştirdik. Fakat bu konuda daha fazla ilerleme kaydetmemiz gerekiyor ve ekiplerimiz bu yönde çalışacak.


Uluslararası krizler konusunu da ele aldık. Ukrayna Savaşı’nın en kısa zamanda sona ermesi konusunda hemfikiriz. Başkan Trump geçen hafta şunları ifade etti: Moskova’nın ateşkesi kabul etmesi, müzakereleri kabul etmesi lazım ve bunların mevcut cephe hattından hareketle gerçekleşmesi gerekir.


Avrupa Birliği için de bu konudaki görüşmeler hakkında Sayın Cumhurbaşkanı’na bilgi verdim. Aynı zamanda Avrupa Birliği’nde, Rusya’nın dondurulmuş hesaplarından Ukrayna’nın silahlanması konusunda ilerleme kaydediliyor. Şu anda Avrupa Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri’nin eş zamanlı olarak yaptırımlar kararlaştırması ele alınıyor. Daha sonra, tabii ki, Birleşmiş Milletler’in bu yaptırımları uygulaması gerekiyor.


Biz bu yaptırımları uygulama konusunda kararlıyız ve baypas edilmemesi için çalışmalıyız. Hedefimiz olan Rusya’yı müzakere masasına oturtma konusunda ilerleme kaydedeceğiz.


Orta Doğu’daki durumu da ele aldık. Rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkesin ilerleme kaydetmesi çok olumlu gelişmeler. İlk defa kalıcı bir barış umudu var. Sayın Cumhurbaşkanı’na, Türkiye’nin bu süreçte oynadığı rol için teşekkür ettim. Türkiye, Katar, Mısır ve ABD olmasaydı bu süreç gerçekleşemezdi. Bunun için çok teşekkür ediyorum; bunu mümkün kıldığınız için.


Türkiye’nin bu konuda yine imkânlarını kullanarak, örneğin Hamas’ın silahsızlanması yani sürecin ikinci aşamasına geçilmesi için etkisini kullanmasını arzu ediyoruz. Çünkü durum hâlâ son derece kırılgan. Son çatışmalar da bunu gösteriyor. Bu nedenle umutlu olmalıyız ki burada kalıcı bir barış sağlansın. Federal Hükûmet de bu barışın sürmesi için elinden geleni yapacaktır.


Son olarak, Türkiye’nin Avrupa Birliği perspektifine değinmek istiyorum. Ben ve Federal Hükûmet olarak Türkiye’yi Avrupa Birliği’nin yanında, bu yolda ilerlerken görmek istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’na, bu konuda Avrupa düzeyinde bir stratejik diyalog arzu ettiğimi ifade ettim. Kopenhag kriterlerine koşul olarak değindik ve bu konuları bundan böyle de ele almaya devam edeceğiz.


Dışişleri Bakanlarımızın stratejik diyaloğunun yeniden başlatılmasını ve JETCO toplantılarının da yakın zamanda beşinci kez toplanmasını arzu ediyoruz. Federal Hükûmet nezdinde de bu konuya değineceğim.


Son olarak şunu söylemek istiyorum: İlişkilerimiz sadece ikili düzeyle sınırlı değil. Biz, NATO’da ve Avrupa Birliği’nde el birliğiyle ilerlemeler kaydedebiliriz.


Tekrar, üçüncü defa bir araya gelebildiğimiz için çok mutluyum. Lahey’de ve Tiran’da, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi vesilesiyle bir araya gelmiştik. Bugün ise resmi ziyaret için burada bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Misafirperverliğiniz benim için son derece önemli. İlişkilerimizi bundan böyle de derinleştirmeye, geliştirmeye kararlıyız. Çünkü birlikte ilerlersek çok daha fazla başarı elde edebiliriz. Çok teşekkür ediyorum."



#Recep Tayyip Erdoğan
#Cumhurbaşkanı
#Almanya Şansölyesi
#Friedrich Merz