ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi” Steve Witkoff verdiği bir röportajda “şunları söylemişti: “Neocon unsur savaşın sorunları çözmenin tek yolu olduğuna inanıyor. Başkan, kişiliğinin gücünün, belirli durumlara vereceği tepkilerin, insanları ABD hükümetinin çıkarları doğrultusunda daha iyi şeyler yapmaya yöneltebileceğine inanıyor. Ben de buna inanıyorum” 11 Mayıs’ta Trumpçı Sağ’ın yayın organlarından “ Breitbart News ”da yer alan bu röportaj Witkoff’un Rusya’nın yanı sıra İran ve Ortadoğu’daki diğer
ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi”
verdiği bir röportajda “şunları söylemişti:
“Neocon unsur savaşın sorunları çözmenin tek yolu olduğuna inanıyor. Başkan, kişiliğinin gücünün, belirli durumlara vereceği tepkilerin, insanları ABD hükümetinin çıkarları doğrultusunda daha iyi şeyler yapmaya yöneltebileceğine inanıyor. Ben de buna inanıyorum”
11 Mayıs’ta
yayın organlarından “
”da yer alan bu röportaj Witkoff’un Rusya’nın yanı sıra İran ve Ortadoğu’daki diğer girişimlerinin
ve “
”yle bağlantılı çevrelerden şiddetli tepkiler alması üzerine gerçekleştirilmişti. Trump’ın 13 Mayıs’ta Riyad’da yaptığı konuşmada iki partili Neocon politikaları yerden yere vurmasıysa Siyonistler’in ve Neoconlar’ın tüylerini diken diken etmişti. Trump’ın Riyad konuşması “
ABD İsrail ile bir yol ayrımına mı geldi
” şeklinde bir soruyu gündeme getirmişti.
ABD’nin sonu gelmez savaşlarına muhalefetiyle bilinen Cumhuriyetçi Senatör
ise 28 Mayıs’ta “
”a verdiği röportajda Amerikan halkının Trump’ın “
” odaklı dış politika vizyonuna bağlı olduğunu belirtiyordu. Ancak Neoconlar perde arkasında hâlâ çok güçlüydüler ve Trump’ın tüm barış çabalarını gizlice baltalamaya çalışıyorlardı.
Cumhuriyetçi Kongre üyeleri ve Cumhuriyetçi senatörler arasında birçok Neocon olduğuna dikkat çeken Senatör Paul,
“aslında Trump’ın yaptığı pek çok şeyi beğenmiyorlar - doğrudan karşısına çıkmıyorlar ama altını oymaya çalışıyorlar”
diyordu. Senatör Paul, Cumhuriyetçi şahinlerden
Trump’ın Rusya ile ilgili girişimlerini rayından çıkarmayı amaçlayan ağır yaptırımlar içeren yasa tasarıları hazırladığına da vurgu yapıyordu.
Neoconlar’ın Trump Yönetimi’ne sızarak Trump’ı içerden baltalamaya çalışacakları konusunda uyarılarda bulunan Senatör Paul,
“Ve açıkçası yönetime de sızmaya çalıştılar”
diyordu. Senatör, Trump’ın etrafında ikincil bir gündemi olanların farkında olmasını istiyordu.
Senatör Paul, Trump’ın ilk döneminde Trump’ı içeriden baltalayan kişilerden birisinin
Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey
olduğuna dikkat çekiyordu. Trump’ın Suriye’deki Amerikan askerlerini çekmek için talimat verdiğini, buna rağmen Jeffrey’nin kalan asker sayısında yalan söylediğini hatırlatan Senatör,
“İnsanların Başkana yalan söyleyebileceği fikri bana göre vatana ihanetle eşdeğer. Bu yüzden yönetimindeki insanlara dikkat etmeli ve kendi gündemleriyle yönetime sızıp onunkine karşı çıkan kimseler olmamalı”
diye konuşuyordu.
Amerikan halkının ve Cumhuriyetçi tabanın deniz aşırı ülkelere daha az müdahale ve daha az dış savaş içeren fikirlere her zaman yakınlık duyduğunu belirten Senatör Paul şöyle diyordu: “
içgüdüsel olarak anladı. Trump’ın doktriner bir özgürlükçü olduğunu düşünmüyorum ama mecbur kalmadıkça daha fazla savaşa girmememiz gerektiğine içgüdüsel olarak inanıyor. Dolayısıyla bir yandan güç ortaya koyarken diğer yandan da müzakere etmeye istekli olmanın iyi bir kombinasyonuna sahip olduğunu düşünüyorum”
Washington’un güç merkezlerinde kavganın bitmediğinden endişe duyduğunu belirten Senatör,
“Bence halk Başkan Trump’ın yanında ama dış politika cephesinde hala Başkan’ın politikasını baltalamak isteyen ve bunu aktif olarak yapan pek çok kişi var”
diyordu.
ABD’de Neocon politikaları eleştirmek “İsrail karşıtı” olmakla eşdeğer. Bu yüzden Senatör Paul gibi isimler “İsrail Lobisi” nezdinde “
” muamelesi görüyorlar. Neoconlar’ın zıttıysa askerî müdahaleciliğin sınırlanmasını içeren “
” olarak etiketleniyorlar.
Şubat ayı başlarında bir Yahudi kuruluşunun düzenlediği etkinlikte
“Sağda, her zaman mücadele ettiğim, giderek büyüyen bir izolasyonist hareket var”
demişti Graham izolasyonistler’in ABD’nin küresel etkinliğini sınırlamaya çalışırken İsrail’i hedef almaya başlamalarından endişe duyduğunu söylüyordu. Graham, birçok Sağcı izolasyonistin İsrail’i ABD’nin küresel müdahaleci yaklaşımının itici gücü olarak gördüğünü belirtiyordu.
Şimdi hayatta olmayan Amerikalı yazar
, Neoconlar’ın ittirmesiyle Irak’ın işgal edilmesine karşı sert muhalefetiyle öne çıkmıştı. Reese, Ağustos 2002’de kaleme aldığı bir yazıda Neoconlar’ın İsrail’in gündemini destekledikleri halde Amerika’nın çıkarları hakkında konuşuyormuş gibi davranma konusunda uzun bir sicile sahip olduklarına dikkat çekiyordu.
Uzun lafın kısası, ABD’de İsrail’e sorgusuz sualsiz destek bağlamında yaşanan tartışmalar Cumhuriyetçi Parti ve Amerikan Sağı’ndaki çatlakların giderek büyüdüğünün belirtileridir.
#ABD
#Politika
#Abdullah Muradoğlu