ABD medyasına yansıyan bilgilere göre “7 Ekim” öncesinde İsrail’de tahminen altı yüz bin Amerikan vatandaşı bulunuyordu. Bu ABD vatandaşlarının kısmı azamisi aynı zamanda İsrail vatandaşı. İşgal altındaki Batı Şeria’da kırk beş bin ile altmış bin arasında Filistin kökenli ABD vatandaşı yaşıyor imiş. Gazze’deyse yüzlerce Filistin kökenli ABD vatandaşının misafir olarak bulunduğu belirtiliyor. ABD, İsrail’deki vatandaşları için ilave uçak seferleri düzenliyor. Gazze için böyle bir girişim söz konusu
ABD medyasına yansıyan bilgilere göre “7 Ekim” öncesinde İsrail’de tahminen altı yüz bin Amerikan vatandaşı bulunuyordu. Bu ABD vatandaşlarının kısmı azamisi aynı zamanda İsrail vatandaşı. İşgal altındaki Batı Şeria’da kırk beş bin ile altmış bin arasında Filistin kökenli ABD vatandaşı yaşıyor imiş. Gazze’deyse yüzlerce Filistin kökenli ABD vatandaşının misafir olarak bulunduğu belirtiliyor. ABD, İsrail’deki vatandaşları için ilave uçak seferleri düzenliyor. Gazze için böyle bir girişim söz konusu bile değil. Hamas’ın rehineleri dışında ABD, Gazze’deki diğer vatandaşlarıyla ilgilenmiyor. Kapana kısılan bu aileler de İsrail’in bombalarının hedefindeler.
Biden Yönetimi Batı Şeria ve Gazze’deki Filistin kökenli ABD vatandaşlarının güvenliklerini önemsemiyor. Yahudi Amerikalılar’ın hayatları Filistinli Amerikalılar’ın hayatlarından değerli.
Biden, “benim için rehin tutulan Amerikalıların güvenliğinden daha yüksek bir öncelik yoktur” dememiş miydi? Antony Blinke
n ise Gazze kasabı Netanyahu ile görüşmesinde, 7 Ekim’de hayatını kaybedenlerin aileleriyle yas tuttuklarını söylemişti. Blinken “
Dışişleri Bakanı
, a
ynı zamanda bir Yahudi olarak çıkıyorum
” demişti. Blinken “
Karşınıza küçük çocukları olan bir eş ve baba olarak çıkıyorum. Öldürülen ailelerin fotoğraflarına bakıp
çocuklarımı düşünmemek benim için
” diye eklemişti.
“Ne vicdanlı adam, ne insancıl adam” diyebilirsiniz. Tabii aynı cümleleri Gazze’li bebekler, çocuklar ve aileleri için de sarf etmiş olsaydı. Blinken’ın vicdanının sızlaması için, katledilen Gazzeliler’in ABD vatandaşı olmaları da gerekmiyor. Vicdanı olan her insan, öldürülen her çocuk için, her masum insan için elbette üzülür. Vicdanın dini, ırkı, milliyeti, mezhebi yoktur.
Diğer bir yandan “
”in gözü, kişinin kimliğine kör değil midir? Ne ki ABD yönetimlerinin adalet anlayışı, hak-hukuk anlayışı, insan anlayışı, vicdan anlayışı genel kabul gören evrensel kuralların dışında kalıyor. ABD ve Avrupalı şeriklerinin Ukrayna ve Gazze’ye bakış açıları bile bu kuralları silikleştirerek buharlaştırıyor. Ukrayna’da suç olan, Gazze’de değildir. İsrail vatandaşları için dökülen gözyaşları sıra Gazzeliler’e geldiğinde kaskatı kesilerek donuyor.
Gazze şeridi, ne içine girilebiliyor, ne dışına çıkılabiliyor. İsrail ordusundan bir yetkili Gazze’ye atılan bombaların nereye isabet ettiklerini değil yıkımının şiddetini önemsediklerini söylemiş. Öyle ya, dar alanlara atılan bombalar boşa gider mi hiç! Kuzeyinde ya da güneyinde olmak, farketmiyor, İsrail’in hedefi bütün Gazze’dir. “
BBC Arapça”nın muhabirlerinden Adnan El-Bursh “Bir ölümden diğerine kaçıyoruz gibi hissediyorum. Gazze’de güvenli tek bir santimetre yok
” diye aktarıyordu. “
”nin Gazze’deki Baş Muhabiri
-
ise daha güvenli olduğunu umduğu için Güney’e gönderdiği eşini, oğlunu, kızını ve torunu kaybetti. Dahduh, “
Bu çocukların günahı ne? Onlar da mı hedef listesindeydi?
diyordu.
İsrail’in bombalarıyla Gazze’nin güneyinde hayatını kaybedenlerden birisi de şair-romancı
idi. 32 yaşındaki genç kadın 8 Ekim’deki son tweet’inde “
Gazze’nin gecesi roketlerin ışıltısı dışında karanlık, bombaların sesi dışında sessiz, duanın rahatlığı dışında korkunç, şehitlerin ışığı dışında siyahtır. İyi geceler, Gazze
” diye yazmış. Gazze’nin hiç iyi gecesi oldu mu? Gazzeliler için “
” da yoktur. Günleri hiç aydın oldu mu ki?
İsrail Gazze’yi tamamen kararttı, dış dünyayla ilişkisini kopardı. Dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olarak anılan Gazze ayrıca kilometre başına en çok insanın düştüğü bir dar şerit. Üzerine yağdırılan bomba sayısında da Gazze en önde. İsrail’in açıklamasına göre Gazze’ye saldırıların ilk beş gününde
” atılmış. Şimdi bu sayı acaba kaç bine ulaşmıştır?
Hıristiyan anlatıya göre Yahudiler
Roma valisi
’a şikâyet ettiler. Şahsen İsa’nın kanına girmek istemeyen Pilatus ellerini yıkayarak son kararı öfkeli Yahudilere bıraktı. “
” ise “
olacaklardan ben sorumlu değilim
” anlamına geliyor imiş.
Binlerce masum insanın kanı ABD ve Avrupa yönetimlerinin ellerine bulaştı. Nazi-siyonistlere arka çıkarak Gazze’yi çarmıha gerdiler. Gazze’de halen devam eden soykırımın suç ortaklarının kimler oldukları gün gibi aşikâr. Pilatus gibi ellerini yıkayarak kenara çekilemeyecekler.
#Gazze
#Filistin
#İsrail
#Abdullah Muradoğlu