Önceki yazımda İsrail’in ABD’nin desteğiyle Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı net bir tavır almanın halihazırdaki Demokrat Parti için bir siyasi turnusol testi olduğunu belirtmiştim. Genç demokratların “Amerikan- İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC)” kaynaklı seçim bağışlarının reddedilmesi için girişimler başlattıklarına da değinmiştim. Keza bazı vekillerin 2026’daki ön seçimlerde “AIPAC parası” almayacaklarını ilân ettiklerine dikkat çekmiş idim. 2028’deki Başkanlık seçimlerinde aday adayı
Önceki yazımda İsrail’in ABD’nin desteğiyle Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı net bir tavır almanın halihazırdaki Demokrat Parti için bir siyasi turnusol testi olduğunu belirtmiştim. Genç demokratların
“Amerikan- İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC)”
kaynaklı seçim bağışlarının reddedilmesi için girişimler başlattıklarına da değinmiştim. Keza bazı vekillerin 2026’daki ön seçimlerde
almayacaklarını ilân ettiklerine dikkat çekmiş idim.
2028’deki Başkanlık seçimlerinde aday adayı olması muhtemel isimler de İsrail’e karşı tutumlarını şimdiden açıklama mecburiyeti hissediyorlar. Bu mecburiyet Demokrat Parti tabanında İsrail aleyhine gelişen tepkilerden kaynaklanıyor. “
”un yakın yaptığı ankete göre Demokratlar’ın sadece yüzde 8’i İsrail’in Gazze’deki askerî saldırılarını destekliyor.
Genç Demokratlarsa seçmenlerin eğilimleriyle Parti kuruluşunun İsrail politikalarını uyumlu hale getirmek için bastırıyorlar. Demokrat Parti’nin İsrail yanlısı ana akım liderliğinin tabandan gelen baskılar karşısında bulduğu çözümse İsrail ile Netanyahu arasında çizgi çekmek oluyor.
“Netanyahu’yu eleştirmek -İsrail’i savunmak”
biçimindeki bu orta yolcu çözüm tabanı tatmin etmiyor. Genç demokratlar Parti’nin ana akım liderliğinin İsrail’e askeri desteğe son verilmesini içeren tabandan gelen taleplere sırt çevirmesineyse öfkeleniyorlar.
2024 seçimlerinde İsrail’e koşulsuz desteğin Demokratlar’a Beyaz Saray’ı kaybettirdiği artık kabul ediliyor. Nitekim
ABD Başkan Yardımcısı adayı Minnesota Valisi
yaptığı bir konuşmada,
“seçmenlerin Gazze tepkisini iyi okuyamadık”
diyordu. Walz İsrail’e desteğin 2028 seçimlerinde de sorun olmaya devam edeceğine dikkat çekiyordu. Walz’daki bu yaklaşım değişikliği 2028’de Başkan adaylığını düşünmesiyle ilgilendiriliyor.
2028’de Başkan adaylığı için ismi geçenlerden
ise geçtiğimiz günlerde “
” adlı postcast yayınına çıktı. Buttigieg İsrail’e silah gönderilip gönderilmemesi ve ABD’nin bir Filistin devletini tanıyıp tanımaması hakkındaki soruları geçiştirdi. ABD- İsrail dostluğuna atıflar yapan Buttigieg Gazze’de yürütülen soykırımdan ise vicdanları şok eden görüntüler olarak bahsetti. Bu röportaja İsrail’e mesafeli Demokratlardan büyük tepki geldi.
2028’de Başkan adaylığı için ismi geçenlerden Temsilciler Meclisi üyesi
hesabından yaptığı paylaşımda Buttigieg’i eleştirerek
“Statükoya değil ahlaki netliğe ihtiyacımız var”
diyordu. Khanna Meclis’te imzaya açılan ABD’nin Eylül’deki BM Genel Kurulu’nda Filistin devletini tanıması gerektiğini savunan bir mektubun da imzacıları arasındaydı. Khanna “
”ya verdiği bir röportajda ise Gazze ve İsrail’in 2026’daki ara seçimler ve 2028’de başkanlık seçimleri için belirleyici bir konu olacağını söylüyordu.
Tepkiler üzerine “
” dergisine verdiği bir diğer röportajda Buttigieg “
” yayınındaki görüşlerinden keskin bir dönüş yapıyordu. Tepkileri anladığını vurgulayan Buttigieg bu kez ABD’nin İsrail’e silah satışının durdurulmasını ve iki devletli çözümün parçası olarak ABD’nin Filistin devletini tanımasını destekleyeceğini söylüyordu.
2028 seçimleri için Başkan aday adayı olmayı düşünen birçok isim İsrail’i açıkça eleştirirken, bazı isimlerse şimdilik sessizlik postuna bürünmeyi tercih ediyorlar. “
” sadece vekiller, senatörler ve Başkan aday adayları için değil
Valilik için koşan isimleri de içeriyor.
Demokrat Parti’nin(DNC) ay sonunda yapılacak toplantısında İsrail’e silah ambargosu ve Filistin devletinin tanınmasıyla ilgili öneriler de ele alınacak. Ele alınacak bir diğer öneriyse
“büyük para”nın, “karanlık para”
nın ön seçimlere müdahalesinin önlenmesiyle ilgili. Bu öneri “
” ve diğer lobi gruplarının sıkı İsrail yanlısı adaylara büyük paralar akıtmasının önüne geçilmesini de içeriyor. Parti içindeki İsrail yanlısı gruplarsa bu önerilere şiddetli tepki gösteriyorlar. Halihazırdaki parti kuruluşununsa bir orta yol arayışında olduğu söyleniyor.
Bu gelişmeler Demokrat kampta İsrail’e destekle ilgili yerleşik kuralların buharlaştığının kanıtları olarak görülüyor. Daha önce alkış toplayan İsrail yancılığı artık sıcak kestaneleri elde tutmak gibi acı verici hale geldi. Taban tepkileri ana akım Demokratların İsrail yancılığını henüz ortadan kaldırmamış olsa bile gelecek dönemlerde İsrail için işler eskisi gibi yolunda gitmeyecek. İsrail Lobisi’yse Demokrat Parti’nin İsrail yanlısı olarak kalması için çareler arıyor.
#İsrail
#Politika
#Abdullah Muradoğlu