Ukrayna için “Kore Modeli” uygun imiş!

04:0021/05/2023, Pazar
G: 21/05/2023, Pazar
Abdullah Muradoğlu

Amerikan medyasına yansıyan bilgilere bakılacak olur ise Biden Yönetimi Ukrayna’daki savaşın “ Kore Yarımadası ”ndaki duruma benzer şekilde yıllarca hatta on yıllarca sürebilecek donmuş bir çatışmaya dönüşmesi için hazırlık yapıyor. Kore’nin “ Kuzey ” ve “ Güney ” olarak ikiye bölündüğü “ iç savaş ” 1950’de başlamış ve 1953’te imzalanan ateşkesle sonuçlanmıştı. Aradan 70 yıl geçmesine rağmen savaşı nihaî olarak bitirecek bir anlaşma gerçeklemiş değil. Ukrayna için öngörülen “ Kore Modeli ” aslında

Amerikan medyasına yansıyan bilgilere bakılacak olur ise
Biden Yönetimi
Ukrayna’daki savaşın “
Kore Yarımadası
”ndaki duruma benzer şekilde yıllarca hatta on yıllarca sürebilecek donmuş bir çatışmaya dönüşmesi için hazırlık yapıyor. Kore’nin “
Kuzey
” ve “
Güney
” olarak ikiye bölündüğü “
iç savaş
” 1950’de başlamış ve 1953’te imzalanan ateşkesle sonuçlanmıştı. Aradan 70 yıl geçmesine rağmen savaşı nihaî olarak bitirecek bir anlaşma gerçeklemiş değil.
Ukrayna için öngörülen “
Kore Modeli
” aslında ABD’nin “
mecbur
” olduğu değil, “
tercih
” ettiği bir ‘çözüm’. ABD daha başından itibaren bu savaşın bitmesinden yana bir tutum izlemedi. Kiev ile Moskova’yı müzakere masasına getirmeye yönelik girişimleri sekteye uğratanlar ABD ve İngiltere’ydi. ABD en son Çin’in girişimlerine de sırtını döndü. ABD’nin Ukrayna’da Rusya ile uzun sürecek bir “
vekalet savaşı
” yaptığına dair kanaatleri pekiştiren gelişmeler bunlar tabii. Sözün kısası, ABD, Ukrayna’nın Rusya için “
ikinci Afganistan
” olmasını umut ediyor.
Amerikan medyasında sözünü ettiğim haberlere göre, Biden Yönetimi, her iki tarafın da geçmemeyi kabul edeceği dondurulmuş bir çatışma için çizgilerin nereye çekileceğine dair seçenekleri tartışıyor. Yapılan çalışmalarda savaşın dondurulması fikrinin “
siyasî açıdan kabul edilebilir uzun vadeli bir sonuç
” olabileceği belirtiliyor imiş. Kezâ ABD’nin Kiev’e “
F-16
” savaş uçakları dahil daha etkili silahlar göndermeye devam edeceğinin de altı çiziliyordu. Nitekim Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı
Jake Sullivan
tarafından dün yapılan bir açıklamayla F-16’ların da aralarında bulunduğu ileri savaş uçaklarının Ukrayna’ya verileceği duyuruldu.
Ukrayna’nın kaybettiği bölgeleri askerî yollarla geri alamayacağını kestiren ABD, uzun yıllara yayılacak bir savaşın Rusya’yı zayıflatarak Putin’in havlu atmasını temenni ediyor. “
Temenni
” bir strateji değil elbet. ABD’nin asıl stratejik hedefiyse Ukrayna’nın kazanması değil Rusya’nın olabildiğince zayıflaması. Hatırlayacak olur iseniz, Fransa, Almanya ve İtalya Moskova ve Kiev’e ateşkes müzakereleri yapmaları çağrısında bulunmuştular.
Joe Biden
ve dönemin İngiltere Başbakanı
Boris Johnson
ise Avrupa’nın “Ukrayna politikası”nı akamete uğrattılar.
Barack Obama
’nın Başkanlığı döneminde ABD’nin NATO Büyükelçisi olan
Ivo Daalder
Politico
” gazetesinde “
Ukrayna Batı’nın bir parçası olana kadar çatışma sona eremez
” başlıklı bir yazı yayınladı. Halihazırda “
Chicago Küresel İlişkiler Konseyi
’nin başkanı olan Daalder, “
Putin’in stratejik başarısızlığı ancak Ukrayna’nın fiziksel, ekonomik, siyasi ve stratejik bakımlardan kalıcı olarak kaybedildiğini anladığında tamamlanmış olacaktır. Ve bu başarısızlığı sağlamak sadece Ukrayna için değil Batı
için de nihai hedef olmalıdır” diyordu. Daalder’e göre, Putin’in Ukrayna’da askerî yenilgiye uğratılması ve ülkenin Batı’ya entegre edilmesi Rusya’nın stratejik başarısızlığının farkına varılmasını sağlayacak. Daalder’in Rus karşıtı iki partili şahin dış politika elitlerinin görüşlerini seslendirdiğini belirtmek gerekir.
11-12 Temmuz’da Litvanya’nın Vilnius kentinde “
NATO Zirvesi
” gerçekleşecek. Zirveye Ukrayna Cumhurbaşkanı
Volodimir Zelenski
de davet edildi. Zirvede Ukrayna’nın NATO’ya üyeliğinin tartışılması da bekleniyor. Ancak savaşta olan ve sınırları tartışmalı bir ülkenin, 5. Maddesi’nde üyelerden birinin silahlı saldırıya uğraması halinde yardımına koşmayı taahhüt eden “NATO”ya kabul edilmesi bu aşamada hiç mümkün gözükmüyor. NATO’nun Almanya dahil birçok Avrupalı üyesininse Ukrayna’nın NATO üyeliğine sıcak bakmadıkları biliniyor.
Ukrayna’nın NATO üyeliğinin yakın zamanda gerçekleşmeyeceğini kabul eden Ivo Daalder ise, “
Yine de NATO ülkelerinin -bireysel ve toplu olarak- Ukrayna’ya sadece ittifaka katılma arzusunu anlamakla kalmayıp, koşullar elverdiği anda bunu yapmaya kararlı oldukları mesajını vermeleri önemlidir
” diyordu. Daalder’e göre ABD ve NATO ülkeleri Ukrayna’nın güvenliğine bağlı olduklarını ve tam üye olana kadar -Finlandiya ve İsveç için yaptıkları gibi- geçici düzenlemeleri araştıracaklarını açıkça belirtmeliler. Daalder yazısını şöyle bitiriyordu:
“NATO üyeliği tartışması daha büyük bir gerçeği gizleme riski taşıyor: Ukrayna’nın güvenliği Batı’da yatıyor ve Ukrayna Batı’nın bir parçası olana kadar çatışma sona eremez. Asıl soru Ukrayna’nın Batı’nın bir parçası olup olmayacağı değil, nasıl ve ne zaman olacağıdır.”
#politika
#NATO
#Zelenski
#Ukrayna
#Abdullah Muradoğlu