Lig yeni başladı…

04:005/11/2025, Çarşamba
G: 5/11/2025, Çarşamba
Ali Kemal Yazıcı

Güzel ülkemin futboldaki değişmeyen geleneği yine sahnede. Her sezon olduğu gibi, “ligin başındayız” diyerek kötü oyuna kılıf bulanlar, 11. haftaya geldiğimizde yine aynı nakaratla lige yeniden start verdiler. Sezonun ilk 11 haftasında 11 teknik adamın görevden ayrılması kimseyi şaşırtmıyor. Çünkü bizde sorun oyunda değil, hep birilerinde aranır. “Sistem” kelimesi ise halen yabancı bir dildir bu coğrafyada. Haftanın en çok beklenen maçı Galatasaray ile Trabzonspor arasında golsüz sonuçlandı. Fenerbahçe’nin

Güzel ülkemin futboldaki değişmeyen geleneği yine sahnede. Her sezon olduğu gibi, “ligin başındayız” diyerek kötü oyuna kılıf bulanlar, 11. haftaya geldiğimizde yine aynı nakaratla lige yeniden start verdiler. Sezonun ilk 11 haftasında 11 teknik adamın görevden ayrılması kimseyi şaşırtmıyor. Çünkü bizde sorun oyunda değil, hep birilerinde aranır. “Sistem” kelimesi ise halen yabancı bir dildir bu coğrafyada. Haftanın en çok beklenen maçı Galatasaray ile Trabzonspor arasında golsüz sonuçlandı. Fenerbahçe’nin Beşiktaş’ı geriden gelip yenmesi “tarihi olay” olarak nitelendirilirken, bu maç ise nedense “haftanın öte yanındaki maç” muamelesi gördü. Oysa maçın perde arkasında önemli bir detay vardı: Sezonun ilk 4 haftasında Trabzonspor’un kalesini koruyan Uğurcan Çakır, şimdi Galatasaray formasıyla ayrı kalede görevdeydi. Bu bile futbolun ekonomik gerçeklerini gözler önüne sermeye yetiyor. Paranın, aidiyetin önüne geçtiği bir dönemin yansıması adeta. Ama biz ne yaptık? Maçı analiz etmek yerine, sadece “gol olmadı” deyip geçtik. Oysa sahada iki özgüveni yüksek takım vardı: Savunma disiplini, geçiş oyunlarındaki pas bağlantısı, ikinci bölgede yüksek temaslı mücadele… Bunların hiçbiri konuşulmadı. Bir de şu var: O direklere takılan iki pozisyon gol olsa, bugün Avrupa’ya örnek gösterilecek bir maçtan söz ediyorduk. Ama olmadı. Demek ki biz hâlâ futbolun kalitesini 12 santimetrelik kale direğine ihale eden bir ülkeyiz. Gelelim haftanın diğer büyük maçına… Beşiktaş, öne geçtiği maçta Fenerbahçe’ye yenilirken, kaptan Orkun Kökçü ve teknik direktör Sergen Yalçın’ın kırmızı kartları maçın önüne geçti. Takımı organize eden Yalçın’sız, saha içini yönlendiren kaptansız kalan Beşiktaş adeta kendi kendini sabote etti. Bana göre en büyük hata, kaptanlığı Mert Günok’tan alıp “Avrupa tecrübesi var” diye Orkun’a vermekti. Avrupa’da sadece bir kez kırmızı kart gören Orkun’un Türkiye’de 11 haftada 2 kez oyundan atılması düşundürücü. Bu durumun Beşiktaşlılıkla ilgisi yok; bu tamamen “yeni bir düzenin” henüz oturmamış hali. Sergen Yalçın’ın kırmızı kartı da sembolikti aslında. Orkun’a gösterilen sarının kızaracağını öngörüp itiraz etmesi, tecrübesinin bedeliydi. Ve o kartlarla birlikte Beşiktaş’ın oyunu da bitti. Fenerbahçe’nin zincirleri kırıldı Öte yandan Fenerbahçe, Jose Mourinho döneminin o “prangalı” futbolundan kurtulmuş görünüyor. Her geçen hafta öz güveni artan, birbirine daha çok inanan bir takım kimliği var artık sahada. Milli ara, bu anlamda en fazla Fenerbahçe’ye yarayacak gibi duruyor. Son söz. Yine sezonun başındayız denilecek. Ama aslında ligin gerçek fotoğrafı bundan sonra netleşecek. Üstte de, altta da taşlar yavaş yavaş yerine oturacak. Biz de her yıl olduğu gibi aynı cümleyi kuracağız: “Lig yeni başladı…” Ama unutmadan: Bazıları için futbol sadece sonuçtur, bazıları için ise 12 santimlik bir farkın içinde gizlenen sanattır...

#spor
#futbol
#Ali Kemal Yazıcı