Siyaset dilindeki agresyon ile ‘u yuşturucu bağımlılığı ’nın birbirine hayli benzediğini düşünürüm… Açıkçası ikisinden de aynı derecede tedirgin oluyorum… Eğer gerekli anda müdahale edip önlenmezseniz dozu giderek artırıp müptezel bir hâle gelebilirsiniz. Doz artar, artar ve artar… Etrafınıza, kitlelere de zarar vermeye başlar, onları yay gibi gergin bir psikolojiye ve de hatalara sürüklersiniz… Malumunuz, başlıktaki sözün aslı, “Rüzgâr eken fırtına biçer”… Fakat öyle bir hâle geldik, durum öyle
Eğer gerekli anda müdahale edip önlenmezseniz dozu giderek artırıp müptezel bir hâle gelebilirsiniz. Doz artar, artar ve artar… Etrafınıza, kitlelere de zarar vermeye başlar, onları yay gibi gergin bir psikolojiye ve de hatalara sürüklersiniz…
Malumunuz, başlıktaki sözün aslı, “Rüzgâr eken fırtına biçer”… Fakat öyle bir hâle geldik, durum öyle abartılı bir vaziyet aldı ki yılların atasözü yetmez oldu…
“Biz bu duruma nasıl geldik?!” diye sorgulatan…
Ya da böyle devam ederse neler olabileceğini…
Heyecanı, dinamizmi, zaman zaman tebessümü artıran, tartışmayı canlı tutarak kendini izlenir, görünür kılan bu siyasi üslup ne yazık ki değişti… Hem de çok değişti…
Sertti, gereğinden fazla sert ve gergin… “Recep Bey, Recep Bey…” diyerek ince ince alay ederek başladı…
Meral Hanım bunun üzerine dozu iyice abarttı: “Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olma şerefinin zerresini dahi üzerinde taşıyamamandan ben utanıyorum.
[…] Sen kuponcu olduğundan, vatan toprağının kıymetini bilemezsin.”
Sayın Cumhurbaşkanı’nın, sözü geçen olaydan önce sarf ettiği “Beni kendinle uğraştırma” ifadesini de kurşun hadisesiyle birleştirmeyi ve Sayın Erdoğan’ı hâlâ sorumlu olmakla itham etmeyi de sürdürdü. Sonra da şunları söyledi:
[…] Bir aslan miyav dedi, minik fare kükredi… Recep Bey! Sen hiç merak etme. Ben kiminle uğraşacağımı çok iyi bilirim…”
[…] Hollywood prodüksiyonlarına taş çıkartacak bu fantastik açıklamanın sonunda ise Recep Bey çıkmış, benden özür bekliyormuş… Çünkü, kendisi çok kırılmış. Duyguları incinmiş. Rencide olmuş. Vah vah… Yazık ki ne yazık. Recep Bey, utanmasan ‘Mermiye saldırdı’ diye parti binamızı tutuklayacaksın.
Bir de senden özür dileyeceğim, öyle mi? Hadi oradan be hadi oradan! Çok beklersin…”
“Elinizde kazanacak kartlar varsa oyunu dürüst oynarsınız.”