Soğukkanlı galibiyet

Kadıköy’deki derbi Fenerbahçe açısından daha önemliydi. İki gün önce yazdığım yazıda maçın psikolojik yönüne dikkat çekmiştim. Maçın uzun süre ortada gitmesi ve ardından Beşiktaş’ın öne geçmesi tribünle sarı-lacivertliler arasındaki gergin olan ipin kopmasına neden olabilirdi. Nitekim ilk yarı bu senaryo tuttu. Stoper yokluğundan, takımın yeri geldiğinde önemli hücum gücü olan Masuaku’nun da stopere çekilip devreden çıkması, maçı Beşiktaş adına şüpheli hale getiriyordu. Ancak ilk 45 dakika, Solsklajer’in planı diğer derbilerde olduğu gibi kusursuza yakın işledi. Savunma anlamında tek hata Talisca’nın boş bırakılarak kafa vurdurulmasıydı. Onun dışında Beşiktaş, ilk yarı boyunca gole daha yakın taraftı. Oyunu kendi sahasında kabul ediyor gibi görünse de kalabalık ve hızlı çıkışlarla Fenerbahçe’yi çok tedirgin etti. Son topları doğru kullanabilse skoru artıracaktı. Golün dışında kaçan penaltı da bunun göstergesi. İkinci yarıda Mourinho, solda etkisiz olan ve Rashica ve Svensson’a çok karşılık veremeyen sarı kartlı Szymanski’yi Tadic ile değiştirdi. Daha fazla risk alan ve yüklenen Fenerbahçe için artık bu dakikalardan sonrası olmak ya da olmamak anlarıydı. İkinci yarıda ilk 20 dakikayı savuşturan Beşiktaş, baskı yemesine rağmen panik yapmadı ve soğukkanlı durdu. Son bölüme girilirken hakem Yasin Kol’un Beşiktaş ceza sahası etrafında çaldığı kolay faullerden gol çıkmaması, kendisi adına şanstı. Kaleci Mert Günok’un performansı da Fenerbahçe’yi uzun süre maça skor olarak ortak etmedi. Beşiktaş, bu galibiyetle Avrupa kupaları adına önemli bir adım atarken, Fenerbahçe adına ise şampiyonluk meselesi büyük futbol sürprizlerine kaldı. Siyah-beyazlıların derbilerdeki performansı ise üniversitelere tez konusu olacak türden.