Filo Günlükleri 14: Gazze yolunda hepimizi bekleyen tuzak

04:0015/09/2025, Monday
G: 15/09/2025, Monday
Ersin Çelik

Allah’a hamdolsun. Deniz üzerinde ilk günümüzü geçirdik. Sizlere buradan “teknede bir gün edebiyatı” yapmayacağım tabii ki. Kısa bir özet geçtikten sonra, kamuoyu olarak çok tehlikeli bir tuzağa sürüklendiğimizi anlatmaya gayret edeceğim. Önceki gün öğle saatlerinde İtalya’nın Sicilya Adası’ndaki Augusta Limanı’ndan çıkışımızı yaptık. Günlerdir beklediğimiz an buydu ve bizleri takip eden insanlara; sürekli erteleme haberleri vermek zorunda kaldığımız için halat çözerken değil de birkaç saat sonra

Allah’a hamdolsun. Deniz üzerinde ilk günümüzü geçirdik. Sizlere buradan “teknede bir gün edebiyatı” yapmayacağım tabii ki. Kısa bir özet geçtikten sonra, kamuoyu olarak çok tehlikeli bir tuzağa sürüklendiğimizi anlatmaya gayret edeceğim.

Önceki gün öğle saatlerinde İtalya’nın Sicilya Adası’ndaki Augusta Limanı’ndan çıkışımızı yaptık. Günlerdir beklediğimiz an buydu ve bizleri takip eden insanlara; sürekli erteleme haberleri vermek zorunda kaldığımız için halat çözerken değil de birkaç saat sonra açık denizden yayınlar yaparak açıldığımızı duyurduk. Bu, bizlerin Türkiye kamuoyu için geliştirdiği bir iletişim stratejisiydi. İtalya’dan, Global Sumud Flotilla’nın Avrupa Delegasyonu’nun organizasyonuyla 17 tekneyle yola koyulduk. İki gündür açık denizde olan bu küçük ama kabiliyetli yelkenlilerin üzerinde 150 civarında aktivist var ve yüzde 10’unu Türkler oluşturuyor.

Yaklaşık 10 saatlik bir seyrin sonunda Sicilya Adası’nın en uç kısmındaki bir limanın açıklarına demirledik. Tunus’tan kalkması gereken ve günlerdir bazı güçler tarafından önüne takozlar konulan gemilerin hareket etmesini bekliyoruz. Teknenin bir disiplini var, kuralları var. Uygulayınca zor değil. Direnmek ve savsaklamak ise mümkün değil. Buradaysan, şartlara uyum sağlayacaksın. Hangi şartlarda olduğumuzun bir önemi olmadan; geçirdiğimiz günler ya da haftalar Gazze’nin bir saniyesine dahi karşılık gelemez. Yolculuğumuz başladı. Kara bitti deniz göründü. Bundan sonrasının ana hedefi hem bizler hem de kamuoyu açısından Gazze olmalı.

Tunus’ta yaşananlara ise dün değinmiştim ve bu Filo’nun Tunus üzerinde durdurulmak istendiği ve bunda kısmen başarılı olunduğu ise sarsıcı bir gerçek. Küresel Sumud Filosu Delegasyonu mutlaka bir değerlendirme yapacaktır ve kamuoyunun bilmesi gerekenleri deklare edeceklerdir.

Şimdi gelelim esas meseleye… Arkadaşlarla istişare ederken şu kanıya vardık: Evet Gazze için, dünya tarihinin en sivil ve kalabalık deniz misyonu, karada yaşanan türlü engellemelere rağmen denize koyulurken, dünyanın gözü-kulağı Gazze’den uzaklaşıyor.

Yani Filo Gazze’ye doğru yol alırken, dünyanın dikkati Gazze’den bize doğru kayıyor. Bu durum, öngörülmesi gereken stratejik bir tuzağa kapı arayabilir. Küresel medya, Gazze’de her gün yaşanan sistematik vahşetin monotonluğundan sıkılmış, şimdi denizde yol alan bizlerin potansiyel ‘macera’sına odaklanmak isteyecektir. Bu, medyanın trajedi değil, dramadan beslenmesinin bir sonucudur.

Destekçileri olarak eğer bu akıntıya kapılırsak, Filo, Gazze’nin sesini dünyaya duyuran bir megafon olmak yerine, o sesi boğan bir gürültüye dönüşür. Bu nedenle İsrail ablukasını kırma kararlılığımızı gösterirken aynı zamanda bu tehlikeli odak kaymasına karşı da durmalıyız. Bizlerin de görevi, kameralar üzerimize döndüğünde onları yeniden Gazze’ye çevirmek olmalı.

Bu gemiler neden denizde? Bu sorunun cevabı gemilerde değil, Gazze’dedir. Bu Filo, bir eylem değil, bir sonuçtur. Uluslararası hukukun iflasının, insanlığın vicdanının karaya vurmasının ve diplomatik kanalların tıkanmasının bir sonucudur. Dünyaya Filo’yu değil, Filo’yu yola çıkaran çaresizliği anlatmalıyız.

Mesela Filo katılımcılarına ‘denizde hava nasıl?’ diye sormamak gerekiyor. Olur da böyle bir soru gelirse bunun yanıtı da “Burada hava açık, ancak bugün Gazze’de yeterli beslenemediği ve gidecek bir hastane bulamadığı için onlarca bebek için hava ebediyen karardı” olmalıdır. Mesela bana ‘Korkuyor musun?’ sorusu çok geliyor. Oysa bizim korkumuz, Refah sınırındaki çadırda evladının cansız bedenine sarılan bir annenin yaşadığı dehşetin yanında bir hiç kalır.

İşte bizler Filo’da sizler de karada bu odak kaymasına ve ana hedeften şaşma heyecanına kapılmamalıyız. Kararlılığımızı tam olarak bu noktada göstererek dikkatleri yeniden ve Filo’nun da desteği ile Gazze’ye çekmeliyiz.

Hem iletişim süreçlerine kafa yoran bir gazeteci hem de Filo katılımcısı olarak şunun altını çizmek istiyorum: Eğer gündem sadece Filo ve ilişkili gelişmeler olursa büyük bir hataya düşülmüş olur.

Sadece medyayı ve kamuoyunu suçlamak haksızlık olur. Bizler, bu haklı davanın neferleri olarak, kendi içimizde de bir murakabe yapmak zorundayız. Yolculuğun heyecanı, limanlardaki vedalaşmalar, denizin zorlukları... Tüm bunlar, eğer dikkat etmezsek, bizleri dahi Gazze’nin acı gerçeğinden bir anlığına koparabilir. Eylemin kendisi, amacın önüne geçtiği an, yenilginin ilk adımı atılmış demektir.

Evet Filo’yu gündemde tutacağız, destek olunacak, arkasında durulacak, olası müdahalelerin önüne geçmek için devletlere ve kuruluşlara yoğun baskı yapılacak mutlaka. Bunda hem fikiriz. Bu sebeple, bu yolculuk boyunca sizden tek bir ricamız var: Medyada bizim yüzümüzü, gemilerimizin fotoğrafını gördüğünüzde, gözlerinizi bir anlığına kapatın ve bizim arkamızda duran yıkımı, enkaz altındaki bedenleri, açlıktan ağlayan çocukları hayal edin. Bizler sadece birer aracıyız. Bize odaklanan her saniye, Gazze’nin gerçeğinden çalınmış bir saniyedir. Kırılması gereken sadece abluka değil, aynı zamanda amacımızdan da şaşmamalıyız. Gelin, bu yolculuğu unutkanlığa karşı kazanılmış bir zaferle taçlandıralım. Gündem Filo değil, gündemimiz Gazze’dir.



#Küresel Sumud Filosu
#Ersin Çelik
#Gazze