Mesajlardan yükselen çığlık: “Ben gidemeyen kadınlardanım”

04:0026/11/2025, Çarşamba
G: 26/11/2025, Çarşamba
Ersin Çelik

Sanal kumarın ocakları nasıl söndürdüğünü yazdığım son iki yazıdan sonra telefonum susmadı. Bir haftadır bana ulaşan mesajları okudukça yüreğime taş oturuyor. Şunu da peşinen ifade edeyim: Aşağıda okuyacağınız satırlar, yüzlerce mesaj arasından seçilmiş örnekler değil. Rastgele açıp okuyabildiklerim. Daha fazlasına bakmaya ise yüreğim el vermiyor. Her biri ayrı bir enkaz, ayrı bir feryat… *** “Çocuklarım için sabrettim” Bir öğretmen hanım şunları yazıyor: “Ersin Bey, sanal kumar yüzünden evliliğim

Sanal kumarın ocakları nasıl söndürdüğünü yazdığım son iki yazıdan sonra telefonum susmadı. Bir haftadır bana ulaşan mesajları okudukça yüreğime taş oturuyor. Şunu da peşinen ifade edeyim: Aşağıda okuyacağınız satırlar, yüzlerce mesaj arasından seçilmiş örnekler değil. Rastgele açıp okuyabildiklerim.
Daha fazlasına bakmaya ise yüreğim el vermiyor.
Her biri ayrı bir enkaz, ayrı bir feryat…

***

“Çocuklarım için sabrettim”

Bir öğretmen hanım şunları yazıyor: “Ersin Bey, sanal kumar yüzünden evliliğim bitti. Çocuklarım için sabrettim, yıllarca göz yumdum ama sonunda kendi ruh sağlığımı korumak için ayrıldım. Bu pisliğin bütün aşamalarını iliklerime kadar yaşadım.”


“Evde gram huzur yok”

Genç bir kadın şöyle anlatıyor: “Son yazınızı okuyunca kendimi okur gibi oldum. Eşim ‘bir daha yapmayacağım’ dedi. Borcunu ödeyemiyor. Evde huzur kalmadı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Dua edin lütfen.”


“Hamileyken bile tehdit etti”

Dehşete düşürecek bir başka bir mesaj: “Bu illet yüzünden hayatım mahvoldu abi. Adam geldi, ‘hafızım’ dedi, ‘imamım’ dedi… Sonra umutlarımı, hayallerimi, her şeyimi aldı. Boşandım ama hamileyken bile tehditlerinden kurtulamadım. Hiç pişman değil. Aileme hakaret ediyor. Kızım babasız büyüyor. Bu illet dindar–dinsiz ayırt etmiyor. İnsanları fark ettirmeden içine çekiyor. Sonra ortada ne din kalıyor ne vicdan.”


“Elimde sadece imanım ve namusum kaldı”

Bu feryat gurbetten: “Ersin hocam, ben 38 yıllık evliliğimi sanal kumar yüzünden bitirdim. Öylesine sinsice yaptı ki derdimi kimseye anlatamadım. Gurbetin bir köşesinde tek başıma yaşıyorum. İnsan bazen ‘Ben seni anlıyorum’ diyen bir tek kişiye muhtaç oluyor. Elimde sadece imanım ve namusumla kaldım. Tüm hesabı Allah’a havale ettim.”


“Evin içi kaos, bir kızımız var”

Başka bir öğretmenin satırları: “Eşim 4–5 yıldır coin ve bahis yüzünden borçlandı. Evi, arabayı, tüm birikimimizi kaybettik. Hâlâ yalan söylüyor. Evin içi kaos. Bir kızımız var. Boşanmayı ciddi ciddi düşünüyorum.”


“Mahallemizde iki genç intihar etti”

Yürek yakan bir şahitlik: “Kıymetli bir konuya değindiniz. Bizim muhafazakâr mahallede iki genç bahis borcu yüzünden intihar etti. Aileler paramparça oldu. Her şeyi para ile çözeceğini sanan zihniyet evlatlarımızı yok ediyor.”


“Polis memuru canına kıydı”

Gelen en sarsıcı mesajlardan biri: “Ersin Bey, Kocaeli’de 30 yaşındaki bir polis memuru sanal kumar borcu yüzünden intihar etti. Ailesi perişan. Bu illet çok yaygınlaştı artık.”


“Ben gidemeyen kadınlardanım”

Bir başka kadın, tek cümle ile bile bir evin yıkılışını anlatıyor: “Ben gidemeyen kadınlardanım abi… Yuvam, güvenim, sevgim, ne varsa enkaza döndü.”

***

KUMAR, KAPIYI ÇALMADAN GİRİYOR
Mesajların tümünde aynı ağırlık, aynı ortak cümle var
“Kimse bu illetin bu kadar yakınımıza sokulduğunu fark etmemiş.”

Görüldüğü gibi, evlere sanal kumar gizlice sızıyor. Kapıyı çalmadan giriyor. Bir telefon ekranında büyüyor ve sonrası felaketler zinciri.


Eşler anlatmaktan utansa da hayatlar çatırdıyor. Yaşananlar bir şekilde gün yüzüne çıkıyor ve evlerin, mahallelerin ortasına, akrabaların gündemine; bir borç kağıdı, bir icra bildirimi, bir kavga, bir yalan, bir ayrılık, bir intihar haberi olarak düşüyor.


Bu mesajları sizlerle paylaşmam gerekiyordu. Yazdıkça sonu gelmeyecek biliyorum fakat Türkiye’nin dört bir yanından yükselen bir toplumsal çöküş haritası var önümüzde.


Bir öğretmen… Bir polis memuru… Bir anne… Bir genç kadın… Bir gurbetçi… Bir mahalle sakini… Dikkatiniz çekerim: Kumar enkazının fotoğrafındaki
çeşitlilik sorunun “sınıfsal” değil “toplumsal” olduğunu kanıtlıyor.

Hepsi de benzer acılar yaşamışlar. Yuvalar yıkılıyor. Güven kayboluyor. Gelecek yok oluyor. Baba gidiyor. Anne gidiyor. Çocuklar kalıyor... Okuduğum mesajların çoğunda tekrar eden bir dua var: “Allah düşenleri kaldırsın, düşmek üzere olanları korusun.”

“Amin” diyoruz lakin sadece 'amin' demekle sönmüyor bu yangın. Bu çığlıklar duyulmaz, dijital bataklık kurutulmazsa, yarın çok daha fazla ev sessizce çökmeyecek,
büyük bir gürültüyle hepimizin üzerine yıkılacak.
Enkazın altında kalmadan uyanmak zorundayız.
#sanal kumar
#aile
#toplum