X’in birkaç gün önce devreye aldığı yeni özellik, sosyal medyada yıllardır konuşulan ama ispatlanamayan bir gerçeği ilk kez çıplak hâlde önümüze koydu: Devletler, sosyal medya üzerinde resmen “ordu” kurmuş. Bu orduların nerelerden yönetildiği, hangi merkezlerden emir aldığı, hangi ülkelerin hangi kimlik maskeleriyle çalıştığı artık saklanamaz durumda. Gözlerimizin önünde yaşanan kırılmanın önemini anlamak için önce şunu kabul etmeliyiz: Bugün sosyal medya bir tartışma mecrası değil, devletlerin
X’in birkaç gün önce devreye aldığı yeni özellik, sosyal medyada yıllardır konuşulan ama ispatlanamayan bir gerçeği ilk kez çıplak hâlde önümüze koydu:
Devletler, sosyal medya üzerinde resmen “ordu” kurmuş.
Bu orduların nerelerden yönetildiği, hangi merkezlerden emir aldığı, hangi ülkelerin hangi kimlik maskeleriyle çalıştığı artık saklanamaz durumda.
Gözlerimizin önünde yaşanan kırılmanın önemini anlamak için önce şunu kabul etmeliyiz: Bugün sosyal medya bir tartışma mecrası değil,
devletlerin yürüttüğü vekâlet savaşının ana cephesine dönüştü.
Elon Musk, yıllardır ekranlarımızın arkasında sürdürülen bu savaşın örtüsünü kaldırdı. Hem de öyle bir kaldırdı ki artık hiçbir devlet “O, ben değilim” diyemez. Bugün artık kimse “Sosyal medya bir tartışma mecrasıdır” tezini de savunamaz.
GERÇEK İNSAN ARTIK İSTİSNA
X’teki operasyon hesaplarının kısa süre içinde eş zamanlı “patlaması” yalnızca coğrafi konumları değil,
bot hücreleri arasındaki koordinasyonu da
ortaya çıkardı. Beliren tabloda; Siyonist yapılar, BAE-Suudi Arabistan-Mısır merkezli ağlar, ABD ve Almanya bağlantılı medya hesapları, Hindistan ile Tayvan merkezli trol fabrikaları ilk kez ifşa edildi. Haliyle,
dijital savaş bir anda göz önüne taşındı.
Manzarayı özetlemek gerekirse:
-İslâmcı görünüp Hamas’a, İhvan’a ve direnişe saldıran hesapların çoğu
Mısır-Suudi-BAE merkezliymiş.
-“Suriyeliyim” diye Türkiye’deki milliyetçi kesimi kışkırtan profiller
Suudi ekiplerinin kontrolündeymiş.
-Gazze’yi hedef alan gazetecilerin bazıları
Mossad bağlantılı olup ABD ile Almanya’dan yönetiliyormuş.
-İsrail aşırı sağını destekleyen binlerce hesap
-“Gazze’den yayın yapıyorum” diyen hesapların bir bölümü ise
Afrika’dan yönetiliyormuş.
Bu tablo bize şunu söylüyor:
Gerçek kullanıcı, gerçek ses, gerçek bir insan düşüncesi sosyal medyada artık istisna.
İki yıldır X hesabım yok ama oradaki manipülasyonların, devlet operasyonları ve psikolojik harp merkezlerinin etkisi hayatların her alanına sızıyor. 6 Şubat depremlerinde, orman yangınlarında, seçim süreçlerinde… X’in nasıl bir toplumsal yıkım ve kaos üretim makinesi olduğunu defalarca tecrübe ettik.
Geçtiğimiz temmuz ayında yazdığım
“Botlara söven Don Kişotlar”
başlıklı yazıda tam da bunu anlatmıştım: “
X’te gördüğünüz üç paylaşımdan biri insan değil. Botlara had bildirmeye çalışan, ikna etme ve hakikati haykırma derdinde olan iyi niyetli X kullanıcıları ise Don Kişot’un yel değirmenlerine savaş açmasının günümüzdeki uygulayıcıları olduklarının farkında değiller.
”
MUSK DEVLETLERE GÜCÜNÜ GÖSTERDİ
Şimdi ise mesele hesapların bir anda deşifre olması değil. Akıllardaki ilk soru şu minvalde sanırım: Bu ifşaları not ettik, ancak
Elon Musk devletlerin kirli hesaplarını orta yere saçarak neyi amaçlıyor olabilir?
Geleceği kurgulayan akıl hocalarının başında gösterilen, Siyonist düşüncenin günümüzdeki mutfağını yöneten Yuval Noah Harari’nin dediği gibi:
“Veriyi kontrol edenler sadece insanlığın değil, yaşamın geleceğini tanımlayacak.
”
Benim gözlemim şöyle: Elon Musk, devletlerin X üzerinden yürüttüğü 5. kol faaliyetlerini açığa çıkararak aslında “
” gösterdi. Musk aynı zamanda, birilerine göre oyuncağa çevirdiği X’in sosyal medya platformunun ötesinde, bir
olduğunu ilân etti.
Veriyi elinde tutan teknoloji şirketlerinin devletlerin gücünü pasivize ettiği gerçeği artık yüksek sesle konuşulurken Musk, egemenlere şu mesajı verdi:
“X’in sahibi ve hâkimi benim. Siz birbirinize karşı savaşırken, ben sizin savaş alanınızı yönetiyorum. Benim izin verdiğim ölçülerde savaşabilirsiniz.”
SOSYAL MEDYA ÇAĞININ YÖNÜ DEĞİŞTİ
Peki bu ifşa, platformları gerçek kullanıcılar nezdinde değersizleştirmiyor mu? Öyle görünüyor ancak platformlar
kullanıcıları “elde tutmanın” yollarını inşa ediyorlar bir yandan.
Byung-Chul Han’ın şu cümlesi X’i ve şimdiyi anlatıyor: “Şeffaflık insanı camlaştırır. Sınırsız özgürlük ve iletişim topyekûn kontrol ve gözetime dönüşüyor.” Yani
sosyal medya kullanıcıları, varlıklarını devam ettirmek için sosyal medyada görünür olmaya mahkûmlar.
Devletler ise görünmez olabilmenin savaşını veriyorlar.
Sanal âlemdeki savaş ise bu deşifrelerle bitmeyecek ve cephe çoktan değişti. Musk aslında sosyal medya çağının yönünü değiştirecek hamleyi yaptı. Devletleri, X’ten istihbarat yapılarıyla tasfiye ederken, yapay zekâ evreninde egemenliğin kimlerin elinde olacağını gösterdi.
Bu nedenle Musk’ın yaptığı ifşa, devletlerin dijital ordularını küçümseme amacı gütmüyor, aksine onlara
“asıl komutanın kim olduğunu” kabul ettirmeyi
hedefliyor.
Şu soru da bir “düğüm” değil artık: Devletlerin dijital orduları mı güçlü yoksa bu orduların savaş meydanını yöneten; META, X, Amazon ve TikTok gibi teknoloji imparatorlukları mı?
Artık yeni soru şu:
Bu yeni dijital egemenlik düzeninde, devletler mi teknoloji şirketlerini kontrol edecek, yoksa teknoloji şirketleri mi devletlerin kaderini belirleyecek?
#Elon Musk
#Politika
#Sosyal Medya
#Ersin Çelik